‘’Oyun ve skor terapi oldu‘’
Fenerbahçe, Trabzonspor mağlubiyetine önce Jesus’un hem diziliş hem de Rossi ve Zajc rotasyonu, sonrasında ise coşkulu maç başlangıcı ile tepki verdi. Bu coşkuyu süsledikleri 2 golde ise hem duran top hem akan oyundaki asistleri ile Diego Rossi imzası vardı. Rossi’nin King ve Batshuayi’ye yaptığı asistler dışında hücum organizasyonlarındaki doğru seçimleri, Fenerbahçe’ye sayısız gol fırsatı getirdi. Her ne kadar savunma zaaflarının hissedildiği 2-3 pozisyon vermiş olsa da Sarı-Lacivertliler ilk yarıda daha büyük bir fark da yapabilirdi. 2. yarı ile birlikte hem maçın temposu hem de Fenerbahçe’nin hücum iştahı azaldı. Yine de 2 takımın sayısı azalmasına rağmen girdiği pozisyonlar Hatay’da El Kaabi’nin beceriksizliğine ve kaleci Erce Kardeşler’in yediği gollere rağmen yaptığı kurtarışlarına kurban gitti.
Erce daha fazla dayanamadı
Jesus’un temposu düşen Rossi ve İrfan Can yerine Lincoln ve Mert Hakan tercihleri, sonrasında yaptığı Serdar Dursun ve Emre Mor hamleleri ile Fenerbahçe yine rakip sahada etkili oldu. Hatay savunmasının bireysel hatalarına Erce de daha fazla dayanamadı ve Serdar Dursun farkı 3’e çıkarttı. Gustavo Henrique’nin uzatmalardaki golü ise skoru belirledi. Trabzon mağlubiyetinin arkasından Hatay maçında oynanan oyun ve alınan net skor adeta terapi gibiydi. Maçın kahramanları ise Arao, Rossi, King, Ferdi ve Batshuayi oldu.
‘’Kötü günün kahramanı‘’
Şenol Güneş kupa maçı sonrası haklı olarak farklı bir kadro ile başladı Gaziantep deplasmanında. Forvette Urfa maçını çözen Cenk Tosun-Weghorst-N’Koudou üçlüsü, orta sahada da Gedson Fernandes gayet normaldi. Ancak problem Necip-Atiba’nın birlikte başlaması oldu. Kalabalık savunmayı aşabilmek adına 10 topun 8’ini yana ya da geriye oynayan Atiba ve Necip varken, Gedson’dan başka dikine oynayan oyuncusu olmayan Beşiktaş, rakip sahaya geçmekte ve pozisyon üretmekte zorlandı. Cenk Tosun ve Weghorst sanki takımla bağlantıları kesilmiş gibi etkisiz kaldılar. İlk yarının Beşiktaş adına tek şanslı anı da rakibine attığı kafayla atılması gereken N’Koudou’nun pozisyonu sarı kartla atlatmış olmasıydı.
Üretkenlik problemi aşılamadı
Maçta 2.yarıya hücumdaki kısır döngüyü kırabilmek adına Redmond ve Salih hamleleri ile geldi Beşiktaş. Oyun iki takım içinde daha geniş alana yayıldı. Fakat üretkenlik problemi Beşiktaş için aşılamadı. Muleka ve Masuaku hamleleri de Beşiktaş’tan çok Gaziantep için avantaj oldu. Geniş alanı daha iyi kullanan Gaziantep önce Maxim ile kaçırdı, sonra Figueiredo’nun Beşiktaş stoperlerini sırayla geçtiği pozisyonda da golü bularak skoru aldı. Beşiktaş savunma ve orta sahasında Gedson hariç maçın tamamında iyi oynayan oyuncu aradı durdu. Yine de 86’da Masuaku ortasında Weghorst golü kötü günün kurtarıcısı oldu. Ancak Beşiktaş için günün özeti şu oldu, kadrosunda bazı pozisyonlarda kalite, kalitesi olan oyuncularda ise form durumu düşük bir görüntü oluşuydu.
‘’Hak edilmiş galibiyet‘’
Trabzonspor iç saha etkisi ile maça daha istekli başladı. Fenerbahçe'nin ölümcül orta saha presini aşabilmek için zaman zaman orta sahayı kullanmadan savunma arkası toplar denediler. Ancak bu plan Trezeguet'nin tarafından denenince Samuel'in çabukluğu planı suya düşürdü. Fenerbahçe'nin kazandığı toplarda ilk pasları iyi kullanamaması, Siopis ve Bakasetas'ın iyi oynamaları ve Batshuayi'nin topu önde tutamaması hem Fenerbahçe'nin hücumlarını, hem de oyunun kalitesini olumsuz etkiledi. Yine de Joshua King ile maçın tek fırsatında direğe takılan Fenerbahçe oyunu alamasa da skora yaklaşan taraf oldu. 2.yarıya Trabzonspor iyi başladı. Bakasetas ve Siopis özelinde orta saha üstünlüğünü aldı. Bu üstünlük arka arkaya Crespo'nun atılışı ve Bakasetas'ın güzel pasında Maxi Gomez'in nefis bitirişi ile tabelaya da yansıdı.
İyi analiz
Fenerbahçe'de maçın neredeyse tamamında, oyuna girenler de dahil olmak üzere kötü oyuna isyan eden oyuncu olmayınca Trabzonspor eksik rakibine fırsat vermedi. Abdullah Avcı'nın maçın en iyileri Siopis, Bakasetas, Abdülkadir Ömür ve Maxi Gomez'i oyundan almasına rağmen Trabzonspor hücumda iyi analiz ederek oynadığı Fenerbahçe'ye karşı yine iyi hücum eden taraf oldu. Uzatmalarda ise Trezeguet fişi çeken isim oldu. Şampiyonluk yarışına sıkı sıkı tutunabilmek için ihtiyacı olan galibiyeti oyun olarak da hak ederek almayı başardı. Maçın adamı ise çıkana kadar kusursuz oynayan Bakasetas'tı.
‘’Sonuna kadar hak ettiler‘’
Fransa'nın ilk maçtan itibaren önemli eksiklerine rağmen yüksek kadro kalitesinin kupada, istikrarlı şekilde sahaya yansıttığını izledik. Her maç standartların üzerinde iş çıkaran Rabiot, Mbappe, Griezmann, Varane, Upemacano ve kaleci Lloris gibi yıldızlara sahipler. Açıkçası İngiltere maçı haricinde zorlanmadan finale ulaştılar. Arjantin için ise belki de alınan Suudi Arabistan yenilgisi ilk bakışta olumsuz gibi gözükse de turnuvanın devamında Arjantin'i en fazla konsantre tutan detay oldu.
Stresli ve istekli
Arjantin, agresif savunmayı çok iyi yaparken, kafaya Dünya Kupası’nı kaldırmayı takmış ve formda Messi'ye göre de hücumu şekillendirmeyi başardılar. Hırvatistan maçına kadar Messi olmadan nasıl olur düşüncesine sahip herkesi, işin içine Alverez ve Fernandez'i sokarak cevapladılar. Tek maçlık bir final için Fransa'ya göre daha stresli, ancak istekli olacak taraf Arjantin olur. Fransa'nın ise Mbappe gibi genç yaşındaDünya Kupası'nı kaldırmış, baskıyı rakipleri kadar hissetmemenin rahatlığını avantaja çevirebilen büyük bir yeteneği var. Kim kazanır bilemem ama genel performanslara bakarsanız, 'İkisi de sonuna kadar hak etti' diyebilirim.
‘’Messi finalde!‘’
Maçın ilk yarım saatlik bölümünde oyunu kontrol eden Hırvatistan olmasına rağmen, Arjantin sahaya iyi yayılıp pozisyon vermeyen ve hücum etmek için doğru anı bekleyen taraftı. Bu bölümün sonunda da o fırsatı buldular. Turnuvanın başından beri ilk kez Messi'nin işin içinde olmadığı, Fernandez pasında Alverez'in iki stoperin arasına yaptığı koşu ile penaltıyı kazandılar. Messi'nin attığı penaltı golünün sevinci taze iken de bu kez Alvarez'in müthiş driplinglerini Hırvat savunmasının sakarlıkları ile birleştirerek attığı gol ile zor maçı skor olarak kolaya çevirdiler. Hırvatistan gibi topla ilişkisi iyi ve yetenekli bir takıma 45 dakikada pozisyon vermeden istediklerini alarak soyunma odasına gittiler. 2. Yarıya hamlelerle dönen Hırvatistan oyunu Arjantin sahasına yıkmak istese de Arjantin yüksek savunma konsantrasyonunu hiç bozmadı. Hırvatistan kenara indi, göbekten denedi, ikiye birler yaptı, olmadı. Arjantin savunması Hırvatlara tabir-i caizse kaleyi göstermedi.
Yıldızı oldu...
Messi arkadaşlarının bu çabasını ödüllendirircesine nefis hareketlerle getirip hem Alvares'e golü hem de Hırvatistan'a havluyu attırdı. Maçın yıldızı Messi varken başka bir oyuncu olacak deseler inanmazdım, bu da oldu. Messi yine harika oynadı ama futbolu bıraktığında çocuklarına anlatacağı "Messi varken maçın yıldızı ben olmuştum" adlı bir hikaye yazan Alverez maçın yıldızı olmayı başardı.
‘’Favori Fransa kazandı‘’
Turnuvanın kadro kalitesi en fazla sahaya yansıyan 2 takımı, Dünya Kupası'nda adeta erken final oynadı. Fransa'nın Tchouameni ile bulduğu erken golle ilk yarıda öne geçişi, 20 dakikadan sonra daha kontrollü oyuna geçmesi sonrası İngiltere'nin daha kalabalık yüklenmesini sağladı. Fransa'nın güçlü stoper tandemine rağmen Hary Kane'in yakaladığı 2 net fırsat, İngilizler için adeta maçın kırılma anıydı. Ama kaleci Lloris, Tottenham'dan arkadaşına gol izni vermedi ve Horozlar devreyi 1-0 önde tamamlandı.
Kaçınılmaz son geldi
İkinci yarıya İngiltere iyi başladı. Saka'nın yaptığı duvar pası sonunda gecenin sürprizi Tchouameni, bu kez Saka'yı düşürerek penaltıya sebep oldu ve Kane skoru dengeledi. Oyun İngilizler'de ancak pozisyonlar Fransa tarafındaydı. İlk yarıda Lloris'in kurtarışlarına 2. yarıda Pickford karşılık verdi. Ancak Mbappe'yi durdurmaya odaklı İngiliz savunması Giroud'yu durduramadı. Griezmann ortasında Giroud, kafa vuruşuyla dengeyi bir kez daha bozdu. Southgate'in Mount hamlesi saniyeler içerisinde karşılığını buldu ve İngilizler, tur için son şanslarını yakaladıkları penaltıyı onunla kazandılar. Fakat Kane bu kez kalitesine hiç yakışmayan şekilde penaltıyı dışarı atınca kaçınılmaz son geldi. Kim elense yazık olacaktı, daha az hata yapan taraf olmasa da hataları daha iyi değerlendiren Fransa turu kaptı. Bana göre de turnuvanın kalanı için en büyük şampiyonluk favorisi olduğunu gösterdi.
‘’Mbappe böyle istedi‘’
Fransa'nın tempo olarak kendini çok fazla zorlamadan oynadığı ilk yarı oyun dengeliydi. Ancak kalite gerçeği bu dengeli oyunda bile tabelayı Fransızların lehine çevirdi. Top Griezmann ve Mbappe'ye geldiğinde hissedilen kalite, attığı gol ile rekor kıran Giroud ile de skora dönüştü. İki iyi kaleci performansı olmasa ve biraz da Polonya tarafı becerikli olabilse düşük tempoya rağmen daha yüksek skorlu bir ilk yarı da izleyebilirdik.
2. yarıya Polonya çok adamla rakip sahada başlamasına rağmen Fransa daha güçlü bir oyunla başladı. Skor, top, oyun, pozisyon bulma, kısacası futbolun tüm ayrıntıları Fransızlardan yanaydı. Mbappe'nin rahat geçen maçın 75. dakikasında kendine has gollerden birini daha atarak maçın fişini çekti ama maçın yıldızı olabilmek yetmemiş olacak ki uzatmalarda nefis bir gol daha yaptı.
Neredeyse kusursuz oynadılar
Şimdiye kadar Dünya kupasının en parlak yıldızı olduğunu tekrar gösterdi. İlk yarıda Polonya'nın kaçırdığı daha doğrusu önce Lloris sonra Varane'nin çizgiden çıkarttığı pozisyonun değeri Polonya tarafında her geçen dakika daha fazla hissedildi. Upameceno ve Varane neredeyse kusursuz oynayınca Polonya başka fırsat da yakalayamadı. Lewandowski penaltısı Polonya için güzel bir anı oldu.
Sonuçta son 16 turunun belki de sonucu en rahat tahmin edilebilecek maçı, Fransa'nın yıldızları Giroud, Griezmann ve Mbappe'nın devreye girişleri ile kolay geçti.
‘’Gerilim filmi‘’
Kontrollü ve kısır geçen ilk 20 dakikanın sonunda Kudus, çabukluğu ile penaltıyı kazandırıp adeta maçın fitilini ateşledi. Gana'nın maçın kırılma anında Andre Ayew ile kaçırdığı daha doğrusu Uruguay kalecisi Sergio Rochet'in kurtardığı penaltı ile adeta uyuyan devi uyandırdı. Luis Suarez'in yardımcı, Giorgian De Arrascaeta'nın ise başrolde olduğu pozisyonlarda gelen 2 gol, Uruguay için büyük bir avantaj ile soyunma odasına gitmek anlamına geliyordu. Maçın 2. yarısı Gana'nın çok adamla rakip kaleye gelme çabası ve Kamal'ın da etkisiyle daha geniş alanda oynandı. Nunez için bulunan boş alanları değerlendiremeyen Uruguay için bu pozisyonların değeri maç sonunda anlaşıldı.
Gomez 80'de oyuna girdi
Galatasaray'dan Muslera ve Torreira yine yedek beklerken Trabzonsporlu Maxi Gomez, 80'de oyuna girdi. Gana maçı özelinde Rochet, Suarez ve golleri atan De Artascaeta'nın öne çıktığı maçı kazandılar kazanmasına ama Güney Kore'nin Portekiz'i yenmesi ile bu galibiyet ancak güzel bir anı olarak kaldı. Açıkçası İspanya örneğinde olduğu gibi çıkmayı garantileyen Portekiz'in de kendisinden daha zayıf Kore'ye mağlup olması, Almanya'dan sonra benzer bir senaryoyla Uruguay'ın da elenmesine sebep oldu