‘’Klasik golle denge!‘’
Maça adeta ölü gibi başlayan ve ilk 25 dakika içerisinde rakip ceza sahasına bile giremeyen Trabzonspor’a karşı Fenerbahçe oyuna hakim olmasına rağmen pozisyon üretmekte zorlandı. Özellikle pas trafiği konusunda top ancak Aatif’a geldiğinde set hücumlarında doğru işler yapılırken duran toplar dışında sadece İsmail’in ilk yarının son dakikasında kaçırdığı gol akıllarda kaldı. 2. yarıya Sosa hamlesi ile başlayan Trabzonspor hem oyunun hem de skorun dengesini değiştirdi. Sosa oynadığı kadar Abdülkadir ve Olcay’ı da oynatmaya başladı. Abdülkadir’in asistinde Burak’la öne geçip oyunu kontrol ederlerken, Fenerbahçe ise Eljif ve Valbuena’yı oyuna alarak aslında başlaması gereken 11’le son yarım saati oynadı.. Ve Fenerbahçe klasik bir korner golünü yine Valbuena asistinde Josef ile bularak skoru dengeledi. Maçın geneline bakınca ilk yarı Fenerbahçe baskın gözükürken, 2. yarı tamamen Trabzonspor’un üstünlüğü ile geçti.
Gecenin sorusu?
Sol bek oynaması bile tartışılırken Hasan Ali’nin orta sahada başlaması ne kattı?
Fenerbahçe sadece kötü yakalanan Trabzonspor’un ilk yarıdaki halini değerlendirememiş oldu.
Maçın starı
Oyuna girdiği andan itibaren hem Trabzonspor’un hem de maçın kalitesini arttıran Sosa, 45 dakikada birçok futbolcunun 90 dakikada yapmadığını yaparak sahada futbol seyretmemizi ve keyif almamızı sağladı.
Maçın olayı
Rıza hocanın, Aykut hocanın Valbuena hamlesini tercih etmeden önce Sosa’yı oyuna alarak takımının oyununa bir kimlik kazandırarak maçı kazanmaya, 2. yarıdaki oyunuyla yaklaşması
Kısa mesaj
Valbuena gibi oyuncular sadece işler kötüyken oyuna alınmazlar. Hasan Ali’nin orta saha oynadığı, Aatif’ın skora katkı yapmadığı takımda Valbuena’nın yedek kalması, bir futbol ayıbıdır.
‘’Rodrigues'in hızı‘’
Kapanan rakibine karşı istenilen oyunu oynayamasa da gerek duran toplar gerek de Rodrigues’in çabukluğu ile 4-5 pozisyon üretti Galatasaray. Fernando’nun yokluğuna Ndiaye eklenince işin oyun kurma kısmı Selçuk’a, defansif kısmı Tolga Ciğerci’ye bırakılmıştı.
Fakat Osmanlıspor çabuk oyuncuları Serdar Gürler ve Umar Aminu ile hem topu önde tutmayı başarıp hem de boş sahayı çabuk geçince Galatasaray’ın baskısını hafifletmeyi başardılar. Yine de Yasin’in ortasında Eren Derdiyok’un indirdiği top ilk yarıda pek ortalarda gözükmese bile forvet arkası pozisyonunun yeni sahibi Feghouli tarafından ağlara gönderildi.
Zaman zaman rus ruleti gibi gidip gelen maçta denge; Osmanlıspor’da Karcemarskas ve her iki takımın forvet oyuncuları için geçerli son vuruş beceriksizliği sayesinde değişmedi. Fakat Gomis, Rodriques’in asistini arkadaşlarının aksine geri çevirmeyerek işi bitirdi.
Gecenin sorusu: Badou Ndiaye’nin gidişi Galatasaray’ın orta sahasında zaafiyet yaratır mı? İlk yarıda Selçuk, ikinci yarıda ise Belhanda oynadıkları oyunla vasatın üzerine çıkamadılar.
Maçın starı: Kapanan savunmalara karşı Kayseri’den sonra Osmanlıspor’a karşı da Galatasaray’ın en etkili ismiydi. İlk yarıda yaptığı asistleri arkadaşları değerlendiremese de hiç vazgeçmedi. Devamlılığı ve kazanma arzusuyla Rodrigues maçın en iyisiydi.
Maçın olayı: 2 haftadır Gomis, Fernando ve Belhanda gibi oyuncuların yokluğuna Ndiaye eklenmesine rağmen pozisyon üretmekte zorlanmayan ve fire vermeyen Galatasaray’da Fatih Terim etkisi ortada.
Kısa mesaj: Eren Derdiyok her ne kadar 2 haftadır önemli katkı yapsa da bu takımın santrforu olduğunu 10 dakikada belli eden Gomis bu takım için vazgeçilmez bir oyuncu.
‘’Talisca'nın gecesi‘’
Kasımpaşa, Beşiktaş’ın tempolu oyununa 10 dakika direnebildi. Quaresma-Cenk uyumunun yerini Quaresma-Talisca uyumu aldı. Sambacı’nın yakaladığı bu form, Beşiktaş için büyük bir avantaj.
Maça tempolu ve çabuk oynama isteğiyle başlayan Beşiktaş’a karşı ilk 10 dakika direnebildi Kasımpaşa. Sonrasında özellikle tüm oyuncuların iştahlı oyunu bol pozisyon getirirken, maçı çözen ayrıntı Quaresma-Cenk uyumunun bu kez Quaresma-Talisca ikilisi ile yakalanmasıydı. Uzun zamandan beri lig performansı düşük kalan Quaresma müthiş bir ilk yarı oynadı. Stoperde Kasımpaşa’nın çabuk forvetlerine karşı Medel’in çabukluğu ne kadar doğru bir tercih olduğunu gösterirken, Negredo’nun arkadaşlarına servis yapma çabası karşılığını bulamasa bile dikkat çekiciydi. 2. yarıya ise vites arttırarak başlayan Kasımpaşa oyunu ve pozisyon sayısını eşitledi. Özellikle Talisca’nın sakatlığı ile orta sahada Medel-Atiba ikilisini tercih eden Şenol hoca bu hamleden istediğini alamadı. Trezeguet’nin bire birdeki etkinliği stresi arttıracak golü Kasımpaşa’ya getirse de devamını getiremediler.
Gecenin sorusu
Brezilya Milli Takımı Giuliano’yu düşünüyorsa, Talisca’yı hiç izlemiyor mu? Bu formu, Beşiktaş için hem şampiyonluk yarışında hem de Bayern maçları öncesinde büyük avantaj.
Maçın starı
Antalya maçından sonra Kasımpaşa’ya karşıda santrafor konusunda sıkıntı yaşayan Beşiktaş’a skor yapma konusunda süperligin en etkili forvet arkası olduğunu gösteren Talisca oyundan erken çıkmasına rağmen koltuğu Quaresma ile paylaştı.
Maçın olayı
Kapanan takımları açma konusunda sıkıntılı bir ilk devre geçiren Beşiktaş yüksek konsantrasyonla oynadığı ilk yarıda gösterdiği performansla bu sorunu kendi içinde rahat çözebileceğini gösterdi.
Kısa mesaj
Negredo’nun performansına bakınca, yeni gelecek forvet oyuncusunun direkt 11’de oynaması muhtemel. Bu nedenle takıma çabuk uyum sağlamalı...
‘’Kolay olmayacak‘’
Beşiktaş, Antalya maçındaki geri dönüşe rağmen yaşanılan son 2 şampiyonluktaki oyun kalitesinin hâlâ uzağında. Üstelik bu sıkıntı Beşiktaş yoğun maç trafiği içinde değilken yaşanıyor. Özellikle sezon genelinde bu takımın oyun kalitesini belirleyen Oğuzhan, Tolgay, Caner ve Cenk ayrıldıktan sonra beklentilerin yüksek olduğu Negredo, henüz performanslarının yüzde 60’ından fazlasını sahaya koyamadılar. Bu hafta oynanacak Kasımpaşa maçı ise iç saha olmasına rağmen Beşiktaş için kesinlikle kolay olmayacaktır. Kemal Özdeş’in takımı sezonun ilk haftasından itibaren aynı oyun planını istikrarlı kadrosuyla sahaya koyuyor. Önde oynamaya çalışan takımlara karşı Trezequet, Murillo ve formda Edouk gibi boş alanda etkili oyuncuları ile top rakibe geçtiği anda çok fazla müdahale etmeyen bir Beşiktaş yakalarlarsa, son maçlardaki gibi yine sürpriz işler yapabilirler.
Ön plana kim çıkar?
Talisca, Antalya maçındaki form durumu ve istekli oyunuylaBeşiktaş’ın tartışmasız en önemli kozu. Özellikle de kapanan takımlara karşı, geriden gelen ofansif orta sahalar içinde Süper Lig’in en meziyetli oyuncusu olduğunu düşünürsek...
Bu istatistiğe dikkat!
Beşiktaş’ın ligde Kasımpaşa’ya karşı şansı tutmuyor. İki taraf arasındaki son 5 maçın sadece 1’ini Kartal kazandı. 2 karşılaşmada Kasımpaşa galibiyete uzanırken, 2 mücadele beraberlikle sonuçlandı.
Kısa mesaj: Sözün özü Beşiktaş, iç sahada Kasımpaşa gibi hedefi şampiyonluk olmayan rakiplere karşı puan kaybederse Şubat-Mart dönemindeki çok zor denebilecek zamana
kalmadan şampiyonluktan uzaklaşabilir. Bu tip maçlar, şampiyonluk mücadelesinde en az derbiler kadar kıymetlidir.
‘’Yiğido fırsat kaçırdı‘’
Vasat geçen ilk yarıda iki takımın da birbirine üstünlük sağladığı dakikalar olmamasına rağmen az da olsa iki taraf da gol pozisyonuna girdi. İkinci yarıda ise maçın gel-gitlerle dolu bir hikayesi vardı. İkinci yarıya iyi başlayan Akhisar olmasına rağmen Ziya’nın harika ortasında bu sezonunun sürpriz golcüsü Hakan Arslan ile golü bulan Sivasspor öne geçti. Golün de etkisiyle 20 dakika tempo yapan Sivasspor, 2. hatta 3. golü bulabilecek fırsatları yakalamasına rağmen Kone’nin, iyi gününde olmaması nedeniyle farkı artıramadı.
Galibiyet kadar değerli
Diğer taraftan Okan Buruk, Dany’nin atılmasıyla 10 kişi kalmalarına rağmen ofansif hamleler yapmaya devam etti. Ve bu ofansif hamleler, Bilal ve Henrique ile karşılığını buldu. Olcan’ın attığı gol uzun zamandan beri deplasmandan puan almaya hasret kalan Akhisar için galibiyet kadar değerli bir beraberlik getirdi. Bilal Kısa, Soner Aydoğdu ve stopere geçtikten sonra Sissoko, Akhisar’ın en iyilerindendi. Hem Sivasspor’un hem de maçın adamı ise yaptığı asist kadar oynadığı oyunla da Ziya Erdal oldu.
Kırılma anı: Dakika 56
Ziya’nın pasında kaleciyle karşı karşıya kalan Kone golü atsa fark 2’ye çıkacak ve Yiğidolar belki de maçı kopartacaktı.
Maçın adamı: Ziya Erdal
Hakan’ın golünde şık bir asiste imza atan Ziya Erdal, savunmada yaptığı kritik hamlelerle de Sivasspor’un en iyisi oldu.
‘’Kabustan uyanış‘’
Maçlara iyi başlamayı gelenek haline getiren Fenerbahçe, neredeyse soyunma odasından atıyordu golü maçın başında. Giuliano kendisini rahatsız eden kimse olmamasına rağmen fırsatı kaçırınca hem kendisi hem de takımı için erken bir şans kaçtı. Ancak Fenerbahçe coşkulu başladığı maçta duran top etkinliğini hissettirdi. Hem oyun içinde rakip sahaya yerleşmeyi başardılar hem de İsmail’in ortasında Fernandao ile golü buldular. Uzun zaman sonra santraforla oynadığı hissedilen takımın en etkili ismi ise kazandığı 2. toplar ve oyun organizasyonunu birlikte yapan Mehmet Topal’dı.
Poko hamlesi değiştirdi
İkinci yarıya, ilk yarıda koşarak oynayan Fenerbahçe yürüyerek başlayıp skoru artırmak yerine 1-0’ı korumayı tercih etti. Bu anlayış çok pahalıya patladı. Düşük tempoda oynanan maçta Tamer Tuna’nın Poko hamlesi İsmail-Skertel sakarlığıyla birleşince Göztepe golü buldu. Aslında golü bulmak için çabalıyormuydu derseniz, pek sayılmaz. Gelen gol Aykut Kocaman’a Valbuena ve Soldado’yu hatırlattı ve Fenerbahçe son yarım saate çift santraforla girdi.
Çift forvet olabilir
Karşılıklı kaçan goller, baskı, stres derken Dirar’ın harika ortası Kosanoviç’in ters kafası Fenerbahçe’yi kabustan uyandırdı. Göztepe tarafında oynanan oyunun puan almayı hakettiğini söylemek zor ancak Fenerbahçe tarafında Mehmet Topal ve Josef’in aynı anda sahada olduğu zaman çift santrafor oynamanın da doğru bir tercih olabileceği sinyallerin alındığı bir maç oldu.
‘’Orta saha öncelik olmalı‘’
Sol bek ve hücum oyuncusu arayışları olsa da öncelik orta sahanın göbeğine verilmeli. Çünkü en önemli eksik; topa hakim olunan anlarda hücumu organize edebilecek, top tekniği kadar pozisyon bilgisi de yüksek bir merkez oyuncusu.
Transfer döneminin eli kolu bağlı takımlarından Fenerbahçe, almak istediği oyunculardan çok satmak istediği oyunculara kulüp aramakla meşgul. Geldiği andan itibaren Fenerbahçe’yi çalıştıran tüm teknik direktörlerin ilk tercihi olmasına rağmen istikrarlı bir sezon geçiremeyen ve hayal kırıklığı yaratan Van Persie, Aykut hoca ile ipleri koparan Ozan Tufan gibi maliyetli ya da satılabilecek oyuncular gitmeden takviye zor gözüküyor. Diyelim ki bu oyuncular satıldı...
Hâlâ Emre konuşuluyor
Yapılacak transfer için bana göre favori pozisyon orta sahanın göbeği. Her ne kadar sol bek ya da santrfor konusu da Fenerbahçe için sıkıntı gibi gözükse bile asıl ihtiyaç takımın özellikle topa hakim olduğu anlarda hücumu organize edebilecek, top tekniği kadar pozisyon bilgisi de yüksek bir orta sahanın eksikliği. Bu profilde bir oyuncu bulmak elbette kolay değil. Hatta bunun için en az 6 aylık bir çalışma yapmak, oyuncu izlemek şart. Ancak Fenerbahçe’nin transfer dönemlerinde oyuncuları uzun süre izleyerek böyle bir çalışma yaptığından şüpheliyim. İşte bu yüzden zaman zaman Emre Belözoğlu adı hâlâ Fenerbahçe için konuşuluyor.
Eldekiler yeter
Yine de bu tarz bir oyuncu takımın en büyük sıkıntısı olan göze hoş gelen futbol, Valbuena ve Giuliano’nun yükünü azaltmak ve daha fazla pozisyona girmek gibi sıkıntılarını çözebilir. Sol bek ve santrfor konusuna gelince... Elinde milli takım formasını hâlâ giyen İsmail ve Hasan Ali varken sol bek, daha önce gol krallığı yaşamış Fernandao, Janssen ve kalitesi tartışılmayacak Soldado varken santrfor transferleri şu an için sadece har vurup harman savurmak olur.
Soldado tedirginliği atmalı
Aykut hoca şimdilik özellikle Soldado’nun kafasındaki ‘Yeniden sakatlanır mıyım?’ tedirginliğini silmek zorunda. Çünkü her ne kadar çok güçlü ve çalışkan da olsalar, son vuruş kalitesi ve hücum hattındaki organizasyonlarda pas trafiğine yapacağı katkı ile Soldado; Janssen ve Fernandao’dan çok önde bir oyuncu.
‘’İstikrar lazım!‘’
Geçtiğimiz yıldaki Süper Lig şampiyonluğu kadar bu yılki Şampiyonlar Ligi başarısında en önemli katkıyı yapan, özellikleri itibariyle sadece bir santrfor değil zaman zaman kanat da oynayabilen en formda ve kendi takımını en çok sahiplenen Cenk Tosun’u Beşiktaş Yönetimi satmak üzere... Konuşulan bonservis ücretine baktığımızda Cenk Tosun’un satılması birçok kişiye doğru gelebilir. Fakat büyük resme bakılınca Beşiktaş’ın ligde kazandığı şampiyonlukta ya da Şampiyonlar Ligi’nde elde ettiği başarıda kazanılan para birçok oyuncunun satışından çok daha fazla ekonomik katkı sağlıyor. Özellikle devre arası transferinde Beşiktaş’ın Cenk Tosun gibi bir oyuncu bulması mümkün değil.
Ekmeğini taştan çıkaracak bir forvet!
Alvaro Negredo’nun şu andan Beşiktaş’ın birinci santrforu olarak takıma katkı yapacağından şüphem yok fakat Cenk Tosun’un istikrarı ve kötü oynanan maçlarda bireysel çabalarıyla aldırdığı puan ya da puanlar Alvaro Negredo’dan beklenirse hayal kırıklığı yaşanır. Bir diğer sıkıntı Negredo’yu forma rekabetinde yalnız bırakmak olur. Bu doğrultuda adı geçen Demba Ba ise neredeyse Beşiktaş’tan ayrıldığından beri istikrarlı maç oynamayı bırakın düzenli antrenman temposu bile yakalayamadı. Şubat sonu ve Mart ayı fikstürü düşünüldüğünde Beşiktaş’ın forvet hattında zaman zaman ekmeğini taştan çıkaracak formda bir santrfora ihtiyacı olduğu bir gerçek. Bu durumda alınacak Demba Ba’dan değil bütün beklentim Alvaro Negredo’da...
Cenk gibi oyuncular kolay yetişmiyor
Şenol Güneş’in şimdiye kadar performans alamadığı neredeyse tek santrfor olan Negredo’nun, sezonun ikinci yarısında patlama yapması Beşiktaş’ın hem lig hem de Şampiyonlar Ligi başarısıyla doğru orantılı olabilir. Ayrıca Beşiktaş’ın şu andan itibaren sezon sonu transfer dönemi için bir santrfor çalışması yapması gerektiğini de unutmamak lazım. Artık ne Türk futbolunda ne de dünyada Cenk gibi santrforlar çok kolay yetişmiyor. O yüzden uzun süreli planlamalar yapan Beşiktaş takımı, transfer döneminde en uzun mesaiyi de forvet hattına harcıyacaktır.