‘’Rize gümbür gümbür‘’
Son haftalarda istikrarsız görüntü çizen ama zirve adaylarından ikisini karşı karşıya getiren maçın ilk yarısında ev sahibi ekip büyük üstünlük kurdu. Özellikle orta sahada basmadık yer bırakmayan Çaykur Rizespor, bu bölgede Robin, Petrucci ve Özgür’ün çabaları ile, oyunu tamamen Ümraniyespor yarı alanına yıktı. Bu üçlünün önündeki Recep Niyaz ve özellikle de Samudio’nun hareketli oyunları ile önemli pozisyonlar buldu Yeşil- Mavililer. Kweuke’nin ileri uçtaki işe yaramayan çabası, skorun bozulmamasındaki etkendi. Ümraniyespor’un önde Rangelov ile Vasilogiannis’le çabası, Drole’ye pozisyon yaratmadı.
Uslu’dan müthiş vuruş
Orta alanda ilk yarıda hiçbir varlık gösteremeyen konuk ekibin uzaktan şutlarla sonuç alma hedefi de işe yaramadı. İkinci yarının başlamasıyla birlikte temposunu sürdüren ev sahibi ekipte Kweuke beklenen patlamayı yaptı ve takımına skor üstünlüğünü erken sağladı. Ümraniyespor’un eşitliği giderek daha agresif kovalaması, Rizespor’da savunma dürtüsünü tetikledi ve gole kadarki durumun tersi bir görüntü ortaya çıktı. Ama konuk ekip riski artırmanın bedelini ilk yarıda vuruşu direğe takılan Saadane’nin golüne engel olamayarak ödedi. Mehmet Uslu’nun enfes frikiğiyle fark 3’e çıkarken skoru belirlemek Samudio’ya kaldı: 4-0.
‘’Gençler Antalya'dan çıkamadı!‘’
Zor bir karşılaşmaydı iki takım için de. Antalyaspor kazanarak kendini tehlike hattının bir nebze olsun dışına atmak isterken, konuk Gençlerbirliği de geçen haftaki farklı galibiyetin verdiği özgüvenle mücadele ederek kazanmayı amaçladı. Bu durumun doğal sonucu galibiyet dışında kendilerine seçenek bırakmasalar da ortak sıkıntıları; önemli eksikleri oldu. Bu durum oyuna direkt yansıdı. Zira iki takım da savunma güvenliğini riske etmeden oynayıp, çoğalamadıkları rakip ceza alanlarında olası hatalara bel bağlayarak skor üretme çabasında oldular. Bu gerçekleşmeyince izleyenleri heyecanlandıracak bir pozisyon yaşanmadan ilk yarı tamamlandı.
Son anlar nefes kesti
Oyun ikinci yarıda da benzer anlayışla devam ederken tarafların birbirlerinden bekledikleri hatayı yapan Antalyaspor savunması oldu. Manu-Jailton işbirliğiyle gelen Gençlerbirliği golü oyunu hareketlendirdi. Forvete Emre Güral takviyesini de yapan ev sahibi ekip, kaybettiği takdirde ateş hattına düşeceği için aldığı riskin düzeyini süre azaldıkça artırdı. Buna rağmen pozisyon üretemeyen Kırmızı-Beyazlılar, Jailton’un süre kazanma uğruna gereksizce gerdiği ortamla son dakikalarda daha bir hırsla yüklendi ve Deniz Kadah’ın penaltı golüyle eşitliği sağladı. Son dakikaları adeta nefes kesen maç iki tarafı da pek memun etmeyen skorla bitti
‘’Trabzon'un ayak sesleri!‘’
Tam 40 dakika süreyle tabiri caizse Çin i∫kencesi çektirdiler izleyenlere. Sanki sahadaki bu iki takımdan Trabzonspor daha bir kaç gün önce deplasmanda kıran kırana mücadele edip kazanmamı∫, Antalyaspor da evinde rakibine boyun eğmek zorunda kalsa da di∫e di∫ mücadele etmemi∫ti. “Dostlar alışverişte görsün” anlayışıyla oynadılar; futbolsuz, pozisyonsuz, sıkıcı... Tribünler, ağırlıklı olarak top konuk ekipteyken olsa da ıslıklarını yoğunlaştırdığında bile, iki taraf da “Bu yarıyı kazasız belasız atlatalım!” modundan çıkmamaya “azami özen!” gösterdiler. Öyle ki Onazi öylesine havalandırdığı topun rakip savunmanın arkasında Burak’la bulu∫acağını, Burak’ın da her ne kadar bu tür pozisyonlarda affı olmasa da aşırttığı topun üst direğin altından filelerle buluşacağını, “hesapladık, planladık, bilinçli vurduk” deseler de inandırıcı olamazlardı. Böyle bir ilk yarı oldu özetle, şans golüyle tamamlanıp, işkenceyi bir nebze hafifleten...
Hücum oynama çabası
İki teknik adamı ilk yarıdaki kötü oyuna müdahale konusunda değerlendirdiğimizde Rıza Çalımbay’ın daha aktif ve radikal olduğunu söyleyebiliriz. Zira takımı öndeyken ve bir değişiklik hakkını zorunlu olarak kullanmışken, Castillo’nun yerine topu daha etkili biçimde öne ta∫ıması için Abdülkadir’i sahaya sürdü. Ama skora etkiyi yine ilk yarının en kötülerinden Yusuf asist, N’doye da ustaca bir son vuru∫la yaptı. Böylece Rıza hocanın önde N’doye ve Burak tercihinin doğruluğu hepsini geçtik en azından son iki maçla görülmüş oldu.
2 farkla geriye düştükten sonra Antalyaspor’da taktiksel Yekta - El Kabir ve zorunlu Eto’o -Emre Güral değişikliklerinin ardından daha bir hücum oynama çabası, maçı tam da Bordo-Mavililer’in istediği ortama çevirdi. Böylece konuk ekibin skor üretmekten uzak her etkisiz atağının dönüşünde, Burak’ın sık sık işaretiyle adeta coşan tribün desteğini de arkasına alıp çabuk çıkarak, farkı artırma fırsatını birkaç kez yakaladılar. Ama skoru yine böyle bir hızlı çıkışta Burak’ın Yusuf için hazırladığı pozisyonda kendi bulduğu golle belirlediler. Sonuçta kötü oynanan bir maç olsa da Trabzonspor, farklı skorla elde ettiği bu üç puanın ardından “yukarılara” hiç de hafife alınmayacak bir mesaj verdi: “Geliyoruz!”
‘’Kweuke coştu Rize kazandı‘’
Rize için kolay gibi gözüken bir maçtı. Rizespor’un ev sahibi takım olma avantajını katmadık bu faktörlere çünkü, görevlilerle birlikte bin dolayında kişinin önünde oynamak, bunun için yeterli değil. Hele şampiyonluk mücadelesi yapmak için asla değil. Maç, skor Kweuke’nin attığı gollerle 2-0 devam ederken Denizlispor’un Burak’ın atılmasının ardından bir eksik kalmasıyla daha da kolaylaştı. Kweuke ile üçüncüyü de bulduğunda 3 puan Rizeliller için çantada keklik durumuna geldi. “Maç bitse de gitsek” modundaki oyuncuları Moritz’in 53. dakikadaki uyarısı da kendine getirmedi. Berkan’ın ikinci golü rehavetten panik ortamına geçilmesine neden oldu.
Gerçekleri hatırladılar
Son dakikalar bitmek bilmedi. Moritz adeta kendini attırarak Rizespor’u rahatlattı. Bu maç şampiyonluk mücadelesi yapan Rizesporlu teknik kadro ve futbolculara, “Hiç bir maç oynamadan kazanılmıyor”, taraftarına da, “Yeniden Süper Lig’i istiyorsanız bu ancak desteğinizle olacak” gerçeklerini hatırlattı.
‘’Modaya uydu!‘’
Liglerinde umduklarını bulamayıp, çözümü teknik direktör değişikliğinde arayan iki takımın kupa mesaisinde Rıza Çalımbay, Trabzonspor açısından olası konsantrasyon eksikliği sorununu önleme amaçlı kadroda hatırı sayılır bir rotasyona gitti.
Bu uygulama ilk yarım saatte hedeflenen sonucu tam anlamıyla verdi. Mas dışında son lig maçının ilk onbirinde yer almayan 10 futbolcunun şans bulduğu karşılaşmanın bu bölümünde gelen iki Rodallega golü, anlamsız bir rehavete neden oldu. Ev sahibi BB Erzurumspor bu fırsatı değerlendirmekte gecikmedi ve rakibine hiç de yabana atılmayacak bir baskı kurdu.
Fırtına arzulu başladı
Çoğu Abdulkadir Özdemir orijinli ataklarda iki kez direk engeli, Esteban müdahaleleri ve son vuruş beceriksizliği gibi faktörlerle kaçan fırsatlar Mavi-Beyazlılar’ın şanssızlık hanesine yazıldı. Devre arası uyarıları işe yaramış olacak ki Bordo-Mavililer ikinci yarıya oyuna yine yoğunlaşmış, daha bir arzulu başladı. Işıklar kesilip oyun durana kadarki bölüme iki Abdülkadir’in kendi takımları adına üstün performansları damga vurdu.
Abdülkadir zorladı
Abdülkadir Ömür topu üçüncü bölgeye taşıyıp arkadaşlarına servis yaparak, Abdülkadir Özdemir de direkten sonra bu kez Esteban engeline takıldığı pozisyon başta olmak üzere rakip savunmaya yaşattığı zorluklarla ön plana çıktı. Işık sonrası iki takım da oyunda tempoyu yeniden yükseltmeyi başaramasa da Trabzonspor, yeni bir Bero-Rodallega işbirliğinin ardından Olcay Şahan’ın hataya fatura kesmesiyle rövanş için kendisine büyük avantaj sağlayacak dört farklı skora imza attı. Böylece büyük takımların kupadaki farklı tarife uygulama modasına da uymuş oldu.
‘’Yanal'dan Çalımbay'a...‘’
Trabzonspor’da Ersun Yanal’ın görevden ayrılmasının ardından takımın başına gelen Rıza Çalımbay’ın özellikle skor anlamında bir ivme yaşattığı kesin... Her ne olursa olsun Çalımbay’ın zor bir süreçte görev almış olduğu gerçeği ortadayken. Hakkını verelim; Trabzonspor boyutundaki bir ekibi sezon başı programı uygulamadan, hele de transfer politikasını yönlendirmeden işin ortasından başlayarak bir seviyeye taşımak o kadar kolay değil. Bu anlamda Çalımbay’ın yakaladığı seviyeyi alkışlamak gerekli. Hepsinden önemlisi skor anlamında gelen galibiyetler, Bordo-Mavili takımı telaşını yaşadığı küme düşme hattından uzaklaştırdığı gibi, yukarıya yönelik hesapların yapıldığı sıraya kadar taşıdı. Bunu da bir gelişme olarak görmek kuşkusuz abartı sayılmaz.
Kadro dengesizliği
Rıza Çalımbay’ın göreve geldiği andan itibaren yakındığı en önemli sorun takımdaki oyuncu fazlalığı. Buna bağlı olarak oynama şansı bulamayan oyuncuların işi bırakmışlığı. Mevkiler arasındaki sayısal dengesizlikler eklendiğinde Çalımbay’ın işi aslında göründüğünden de zorlaşıyor. Hoca bunu sürekli dile getirirken bir an önce devre arasına düşebilmenin derdinde. Peki Rıza Çalımbay nasıl oldu da bu kadar sıkıntılı bir süreci kısmen de olsa lehine çevirebildi? Üstelik fiziksel anlamda bir dizi sorunlar ortada duruyorken! Artı bazı oynayan oyuncuların bile kamuoyuna tam anlamıyla yansımayan sorunlar yaşıyor ve yaratıyor olmasına rağmen!
İşin sırrı ciddiyette...
Çalımbay, takıma ve oyuncularına gerek düşünsel gerekse de teknik olarak Ersun Yanal’dan daha fazla mesai harcıyor, oyuncularını çok önemsiyor ve zamanının büyük bölümünü onlarla birlikte geçiriyor. Onlara ne istediğini tüm detaylarına kadar aktarıyor. Kısacası oyuncuya denetlendiğini ve takipte olduğunu hissettiriyor. Daha da önemlisi adaletli davrandığını da. İşte kısa sürede Trabzonspor’un skora yönelik yükseliş göstermesinin sebebi bunlar... Ancak aslolan bu tablonun devamlılığı. Onun için yapılacak şey; önce devre arasına kadar olan dönemi mümkünse kayıpsız geçmek, ardından da ara dönemde Rıza Çalımbay’ın o çok iddialı biçimde söz ettiği müdahalelerini beklemek.
Ekonomiye dikkat!
Unutmadan ekleyelim bütün bu sürecin sağlıklı ve sportif konularda işleyebilmesi için yönetimin de üzerine düşen sorumluluklar yok değil. Eğer bunlar yerine gelmezse yukarıda saydıklarımızın hiç bir anlamı kalmaz... Özellikle ekonomik anamda yakın gelecekte baş göstermesi olası sorunlar kapıda bekliyor. Unutulmamalı ki, futbolcunun ödemesi aksadığında ortamın güzelliği uzun soluklu engelleyici unsur olamaz. Bizden söylemesi.
‘’Büyük ikramiye!‘’
Futbolda ‘1. sınıf’ diye nitelendirilen Castillo pası, devamında da Burak Yılmaz’ın klasına yaraşır netlikteki gol vuruşuyla başlayan karşılaşma, genel olarak ev sahibi Sivasspor’un kontrolünde geçti gibi gözükse de Trabzonspor, oyunun son bölümündeki olağanüstü çabasıyla gülen taraf oldu.
Kendi sahasında erken yenik duruma düşmesinin ardından oyunu kısa sürede rakip yarı yıkan ev sahibi ekip, eski bir Trabzonsporlu Muhammet’in ayağından eşitlik golünü buldu. Sonrasında da baskısını sürdürdü ama en etkili oyuncusu Kone’yi devreye sokamayınca, skoru geçtik, pozisyon üretmeyi bile başaramadan devreyi tamamlamak zorunda kaldı.
Devreye N’doye girdi
Rıza Çalımbay’ın rakibin geçmekte zorlanmadığı orta alandaki Onazi-Kucka değişikliği, oyunun seyrini değiştirdi ve en azından bu bölgede denge sağlandı. Ardından iki tarafın da birbirlerine rakip ceza alanlarında pek zorluk çıkaramadığı bir süreç başladı ve karşılaşma golü bulan tarafın maçı koparabileceği bir moda büründü. İki teknik adamın da bu durumu değiştirmeye yönelik oyuna müdahaleleri sonuç getiremedi. Son 10 dakikaya girildiğinde de o ana kadar oyunda varlığını pek hissettiremeyen N’doye devreye girdi.
Kucka’nın direkten dönen vuruşunda topu iyi takip edip, ‘adrese teslim’ yaptığı ortasına Okay’ın şık kafa vuruşuyla golü Trabzonspor buldu. Böylece Bordo-Mavililer, bu sezon ilk kez deplasmanda ve yine ilk kez iki maç üst üste kazanmış oldu. Bu özellikleriyle ‘büyük ikramiye!’ olarak değerlendirilebilecek olan bu gol ayrıca, daha bir kaç hafa önce adı ligin alt sıralarındaki takımlarla anılan Trabzonspor’a sınıf atlattı ve yukarıları zorlayan takımlar arasına taşıdı.
‘’Bu Rize tutulmaz!‘’
Üst sıralarda sayılabilecek konumlarına rağmen büyük hedeflerine tezat performanslarıyla dikkat çeken iki takım Rize’de karşılaştı. Kazanana “büyük ikramiye” fırsatı yaratacak olmasına karşın, Rizespor da, İstanbulspor da olası kaybın faturasını dikkate alarak temkinli bir ilk yarı oynamayı tercih ettiler.
Ligde uzun süre ilk 4 haftanın “nimetleriyle” idare eden Rizespor, ev sahibi olmanın özgüveniyle rakibinden biraz daha baskılı gözüktü. Ancak Kweuke’yi önde yeterince topla buluşturamayınca, üretmekte zorlandı. İstanbulspor’un rakip ceza alanında varlığını hissettirdiği 51. dakikada 3 kez yapılan gol vuruşu Saadane engeline takıldı. Sadece iki dakika sonra da Özgür Çek olmayan pozisyonda çaprazdan mükemmel bir golle Rizespor’u öne geçirdi.
Konuk takım gibi
Sonrasında İstanbul ev sahibi gibi yüklendi, Rize kapanıp kontralarla gol aradı. 78’de Samudio ile ikinci golü bulup rahatladı. Süleyman’la da uzatmalarda farklı skoru yakalayıp aldığı 3 puanla, rakiplerinin kayıpları nedeniyle önemli kazanç sağladı.