‘’İşte Santiago Bernabeu‘’
Real Madrid krallığın simgesi, Santiago Bernabeu Stadı da Beyaz Şimşekler’in yuvası... Bugünkü İspanya mücadelesi öncesinde herkes, Bernabeu Stadı’nın ihtişamını konuşuyor. Bu stat gerçekten, diğerlerine benzemiyor...
1944’te 120 bin kişilik olarak inşa edildi. İlk ismi, Estadio Chamartin’di... Daha sonra dönemin başkanlarından Santiago Bernabeu’nun ismi verildi. UEFA kurallarına göre modernize edilen Bernabeu’nun kapasitesi 80 bine indirildi.
1957, 1969 ve 1980 Şampiyon Kulüpler Kupası Finalleri’ne ev sahipliği yaptı. Ayrıca 2010 Devler Ligi Finali için yer ayırttı.
Real Madrid’in maçlarını oynadığı dev mabete ulaşım kolay... Madrid metrosunda, ‘Bernabeu’ durağında inmeniz yeterli. Stadın sadece 100 metre uzağındasınız.
İçinde yürüyen merdiven bulunan, turistlerin ziyaret ettiği bir stattan bahsediyoruz.
Bu statta bir şey hiç değişmez... Hangi takımlar oynarsa oynasın, her maçın 7. dakikasında Real’in 39 yaşında hayata veda eden efsane 7 numarası Juanito anısına ‘İlla illa Juanito maravilla’ şarkıları söylenir...
‘’Az laf çok iş‘’
6 yıldır şampiyonluk göremeyen bu takım, artık mutlu sona inanıyor. Senelerdir denenmeyen kalmadı, transferler yapıldı, hocalar geldi ama Beşiktaş şampiyonluk yarışında hiç böylesine güçlü olmamıştı.
Kağıt üzerinde, Fabian Ernst dışında farklı bir isim yok Kara Kartal’da. Yine Rüştü, İbrahim Üzülmez, İbrahim Toraman, Sivok, Nobre, Tello... Kayseri’deki Kayserispor maçında sergilenen futbolla, önceki günkü Gençlerbirliği maçındaki futbol arasında dağlar kadar fark var. Kaleye gidiyor Beşiktaş, ne yaptığını biliyor, pozisyona girmesini de biliyor, takım olarak oynamasını da, takım gibi sevinmesini de...
Bu başarıda yönetimin rolü büyük. Her maçtan sonra nefes almadan konuşan yöneticiler artık sessiz. ‘Dükkanın başında duran patronun oğlu’ rolündeki idareciler, Ümraniye’yi futbolculara bıraktı. Artık tesislerde takım elbiselilerden çok, takım arkadaşlarını görüyor futbolcular. Kafaları rahat.
26. haftaya 2 hafta kala, her Beşiktaşlı’nın Mustafa Denizli’ye teşekkür borcu var. Beşiktaş, Mustafa Denizli yönetiminde maç kazanmaktan daha fazlasını elde etti. Beşiktaş artık hakeme itiraz etmiyor, işine bakıyor, futbol oynamayı deniyor, yöneticileri konuşmak bir yana takım otobüsüne yaklaşamıyor. Beşiktaş artık konuşanların değil, iş yapanların takımı.
Sıradaki maç Sivas. İlginç bir not: 6 ve 8 yemeyen Sivasspor, ligdeki 7 Beşiktaş maçında 8, evinde de 6 gol yemiş...
‘’Sıradan‘’
Sivas beraberliğini, “Şampiyonluk hedefiniz varsa kaybettiğiniz puanlar olacaktır”, Kayseri yenilgisini, “Beşiktaş’ın kaybettiği puanlar, hedefine gitmesine mani olmayacaktır”, Bursa’da kaybedilen 2 puanı da, “Normal şartlarda ben bu maçtan 3 puanla döneriz diye bekliyordum, ama olmadı” diye açıkladı Mustafa Denizli. Yüzünde hep bir gülümseme, karşısındakini rahatlatan bir ifade...
‘Hayatında hiçbir maça beraberlik için çıkmayan’ Mustafa Denizli’nin Beşiktaş’ı, 10 puan kaybetti ezeli rakiplerinin döküldüğü Süper Lig’de. Şampiyonluk hedefini dilinden düşürmeyen Siyah-Beyazlılar, son 7 hafta içerisinde 2 maç üst üste bile kazanamadı.
İnönü’de zayıf Anadolu takımları karşısında bile zorlanıyor Beşiktaş... Hele bir de rakip diklendiğinde, maç iyice zorlaşıyor, işler sarpa sarıyor, puan kaybediliyor. Doğuştan Beşiktaşlı olmak yetmiyor demek ki... Ümit Milli Takım’a yükselen, yaşı PAF takımı tutmayan Emre Özkan PAF’a gitti, bir hata yapan Serdar Kurtuluş silindi, Bursa’da 11’de oynayan Ali Tandoğan bir sonraki maçta 18’de bile yoktu. Hücum oynayacağız vaadiyle büyük takım olunmuyor. Holosko’nun derbide 70 dakika kenarda oturması, 7 defansif oyuncunun sahada olması dahilikten mi?
Fenerbahçe’ye yenildikten sonra hiç gülen Beşiktaşlı görmedim. Bu kadar sportif başarısızlığa rağmen, tabloyu olumlu gösterenler Beşiktaş’ı sıradanlaştırıyor.
‘’İstifa hizmettir‘’
Beşiktaş, Samsun karşısında 5 kırmızı kart görüp hükmen mağlup olurken, son yarım saatte Luce onu oyuna sürmüştü. Daha sonra da kupa sınavı için Gaziantep’in yolunu tutmuştu. Zago’nun yokluğunda, tanıdık Gökhan Zan’ı. Çanakkale Dardanel’den transfer edilmiş, umut vadeden ‘Zago’dan bir şeyler öğrenir, milli takıma da faydalı olur’ diye umulan bir oyuncuydu. Aslına bakılırsa, dört yıl önceki 4-1 kaybedilen Gaziantepspor maçında da, 4-1’lik Metalist Kharkiv maçında da farklı değil Gökhan Zan...
Hele ki Gökhan gücünü Zapotocny ve Hakan Arıkan’la birleştirince ortaya inanılmaz bir tablo çıktı, Ukrayna’da. Top süren, adam geçen, bir tek hata yapmayan Zapotocny bile rakibe asist yapar oldu, Gökhan’la oynayınca...
İbrahim Toraman savunmanın sağındaydı. Ne ileri gidebiliyor, ne geri gelebiliyor... İleri gidiyor topu tutamıyor, geri gelemiyor ki kademeye girsin. Ortada oynasa, stoperlerin içinden geçen Jaja’yı en azından sertlikle zorlamaz mıydı? Sağda Ali Tandoğan oynamaz mıydı?
Sanki rakibi hiç izlememiş gibi Beşiktaş. Metalist savunmayı ileride kurdu, topa önde bastı, boğdu Beşiktaş’ı... E zor muydu geriden sağda Holosko’ya, solda Tello’ya uzun top atmayı düşünmek? Bir kez oldu, o da Beşiktaş’ın en tehlikeli atağıydı ilk yarıdaki. Geri kalan tüm pozisyonlar zaten ofsayttı.
Delgado’yu çözmüş Ukraynalılar, zaten çok da büyük bir sır değil. Sertlikte yılıyor. Kaptan yılıyor, takım kalıyor. Ertuğrul Sağlam rotasyon uyguluyor, bu sistem sadece Tello’yu etkilemiyor. Sol tarafta geride oynayınca kötü, ileride kötü. Aydın Karabulut’un Şilili versiyonu gibi, ya bir gol attırırsa ya birşey yaparsa diye bekleniyor. Tek farkı Aydın kulübede Tello sahada.
Beşiktaş bu sezonki ilk yenilgisini aldı. Tamam bedeli ağır, Avrupa defteri kapandı. Beşiktaş ilk mağlubiyette hocasını gönderiyorsa, yönetim neden sezona Ertuğrul Sağlam’la başladı? Diyelim Sağlam gitti... Hangi hoca, ‘ilk yenilgide teknik direktörünü kovan’ takımın başına geçer? Beşiktaş bu yapısıyla kimi ikna edebilir? İkna edilenler güven verir mi? Diyelim Sağlam kaldı. Beşiktaş şampiyon olursa, Sağlam, faturayı kendisine kesen yöneticilerle birlikte mi kaldıracak kupayı?
Eğer yapılan transferler yanlışsa, tercihler doğru değilse, sonuçlar kötüyse, şampiyonluk gelmiyorsa, taraftar kombine bilet almıyorsa, tribün dolmuyorsa, her kafadan bir ses çıkıyorsa herkes düşünmeli ‘benim hiç mi hatam yok’ diye... Yönetici Levent Erdoğan, ‘Zararı olanlar istifayı düşünmeli’ diyor. Kendisini ayakta alkışlıyor, bu düşüncesinin arkasında durup bir an önce harekete geçmesini bekliyoruz.
Başkan Yıldırım Demirören’in söylediği gibi: İstifa tek taraflı bir müessesedir... Haklı. Hatta istifa da kimi zaman bir hizmettir. Başından beri başarısız olan ve başarısızlığın faturasını hep başkasına ödetenler için de!
‘’Doğru Adres‘’
Eğer defans oyuncusu transfer etmek istiyorsanız, İtalya Ligi’nde oynamış isimlerden daha doğru bir tercih olabilir mi...
Yanlış bilmiyorsam, Avusturyalı Karl Rappen bulmuş ünlü ‘cattenaccio’ sistemini. Bu ünlü futbol savunma anlayışı, İtalya topraklarına 1960’larda İnter’in Arjantinli hocası Herrera’yla girmiş. Giriş, o giriş... Futbolun dili olmaz derler ancak savunmanın dili olsaydı, kesin İtalyanca konuşurdu. Zaten tüm iyi defans oyuncuları da İtalyanca konuşuyor. Çizme’den gelen en vasat görünümlü stoper (Tomas) Türkiye’de takımını şampiyonluğa taşıyabiliyor.
Birbirlerine çarpmazlar
Hem Fenerbahçe’yle hem de Galatasaray’la şampiyonluk yaşayan Tomas’ın yanı sıra Beşiktaş’ın önünde iki örnek daha var: Zago ile Giunti. Yıllarca İtalya’da oynadılar ve Siyah-Beyazlılar’ı 100. yılda şampiyonluğa götürdüler. Mevkiilerinden ötürü Zapotocny’nin Zago, Sivok’un ise Giunti olduğunu iddia etmiyorum. Ancak gelecek sezon Beşiktaş’ın birbirine çarpıp rakibe pozisyon veren stoperleri yüzünden gol yemeyeceğini düşünüyorum.
Üç futbolcunun da yetenekleri konusunda şüphe duymak yersiz. Karakterleri konusunda da sıkıntı yaratacak tipler değil. Zapotocny de, Sivok da kaptanlık yapmış liderlik ruhunu taşıyan futbolcular. Tüm kilit maçlarda (Belediye, Fenerbahçe) sıkıntı yaratan Beşiktaş’ın sol kanadının problemini Seriç çözebilir.
Top teknik heyette
Sonuçta Beşiktaş 3 önemli ve donanımlı futbolcuyla kadrosunu güçlendirdi. Ancak ortada daha önemli bir konu var. “Aldığımızda çok iyi oyuncuydu, bize geldi oynamadı” feryatlarına kimsenin tahammülü yok. Sivok, Seriç ve Zapotocny diyerek doğru tercihi yapan teknik heyet, bu futbolculardan en yüksek verimi sağlamak zorunda.
ZAPOTOCNY kimdir?
ÜLKESİ: Çek Cumhuriyeti
DOĞUM YERİ: Pribram
DOĞUM TARİHİ: 13 Eylül 1981
BOYU: 1.81
KİLOSU: 80
MEVKİİ: Defans
OYNADIĞI TAKIMLAR: Slovan Liberec, Udinese
SİVOK kimdir?ÜLKESİ: Çek Cumhuriyeti
DOĞUM YERİ: Pelhrimov
DOĞUM TARİHİ: 15 Eylül 1983
BOYU: 1.85
KİLOSU: 71
MEVKİİ: Defans-Ön libero
OYNADIĞI TAKIMLAR: C.Budejovice, Sparta Prag, Udinese
SERİÇ kimdir?
ÜLKESİ: Hırvatistan
DOĞUM YERİ: Melbourne
DOĞUM TARİHİ:
15 Ocak 1979
BOYU: 1.81
KİLOSU: 73
MEVKİİ: Sol bek
OYNADIĞI TAKIMLAR: Hajduk Split, Hellas Verona, Brescia, Parma, Lazio, Panathinaikos
‘’Tek çıkış transfermi?‘’
4 hoca, 42 oyuncuyla sözleşme imzaladı Demirören... Ancak hâlâ bir şampiyonluğu yok
Başarıların, kupaların büyük isimlerle kazanılmadığını en iyi Beşiktaş taraftarı biliyordur
Daha transfer döneminin açılmasına neredeyse 3 ay var ancak Beşiktaş kadroyu genişletmek için kolları şimdiden sıvadı. Çalışmalara erken başlamak olumlu bir sinyal. Ama yine de geçmişe dönmekte de fayda var.
2004’teki transferler belki de Del Bosque’nin eseri değildi ancak sadece bonservisler için 12 milyon Euro harcandı. Rıza Çalımbay ve Jean Tigana da Del Bosque’den hiç geri kalmadılar. Kısacası isimler değişti, harcanan paralar hep aynı kaldı. Ertuğrul Sağlam teknik direktörlük koltuğuna oturana kadar Yıldırım Demirören tam 35 futbolcuya imza attırdı, bir şampiyonluk kupası kaldıramadı.
Beşiktaş bu sezon 7 oyuncu aldı, bonservislere yaklaşık 4 buçuk milyon Euro ödedi. Biliyoruz sözleşmesi elinde olan futbolculara ödenen miktarlar azımsanmamalı ancak Beşiktaş’ın zarara geçmediği bir gerçek. Yine de “Transferler hatalı” diyenler, “Bu takım iş yapmaz” görüşünü savunanlar var.
Şampiyonlukların transferlerle kazanılmadığı gerçeğini en iyi Beşiktaş taraftarı biliyor. Yani camianın heyecanla (!) beklediği, Sinan Engin’in dilinden düşürmediği “önemli transferlere” belki de Siyah-Beyazlılar’ın ihtiyacı yok.
Lippi Juventus’a gitmedi
Transferden bahsederken eklemek gerek... Abdi Celalettin Kolot, Juventus’a “Hayır” diyen Lippi’nin hayalini kurduğunu; Helguera, Legrotaglie, Santa Cruz gibi isimleri de Ertuğrul Sağlam’ın istemediğini söylemişti. Kolot’u aydınlatalım: Helguera Valencia’ya 4 milyon Euro’ya imza attı. Blackburn Santa Cruz için 6 milyon Euro bonservis bedeli ödedi. Legrotagglie’nin bonservis bedeli 2.2 milyon Euro, yıllık aldığı para da 2 milyon Euro... Bu şartlarda Higuain ile Santa Cruz’u, Diatta ile Helguera’yı karşılaştırmak haksızlık...
Bu arada Niyazi Güney, Tolga Doğantez, Zafer Demiray gibi fayda sağlayamayan transferlerin altında imzası bulunan Sinan Engin’in, Rüştü’yle birlikte Dünya Kupası tecrübesi bulunan takımdaki tek oyuncu Diatta’yı eleştirmesi ilginçtir.
Serdar Özkan, Maniche gibi...
Unutmadan... “Takım 11 kişi, herkes eşit, herkes koşacak” diyerek Mourinho’yu anımsatan Ertuğrul Sağlam’ın transferdeki tercihleri de Dünyanın bir numaralı hocası gibi. Mourinho, Porto’nun başına geçtiğinde, ezeli rakibi Benfica’da kadroya giremeyen Maniche ile Jankauskas’ı almış, formayı teslim etmişti. Mutlaka eleştirildi zamanında... Jankauskas UEFA ve Şampiyonlar Ligi’ni kaldırdı. Maniche’i ise şimdilik Türkiye’de transfer edebilecek bir takım gözükmüyor. Sağlam’ın da tıpkı Maniche gibi korkmadan oynattığı Serdar Özkan tercihi uzun dönemde meyvelerini verecek gibi gözüküyor. Darısı diğer genç yetenekler Higuain ile İbrahim Kaş’a...
2004-2005
Del Bosque, Rıza Çalımbay
12 milyon 100 bin Euro
Koray Avcı 600 bin Euro
Juanfran 3,5 milyon Euro
Ahmet Dursun Bedava
Tayfun Korkut 1 milyon Euro
Carew 3 milyon Euro
Murat Şahin Bedava
Berkant Göktan Bedava
Okan Buruk Bedava
Ali Güneş Bedava
Çağdaş Atan 1 milyon Euro
Fatih Sonkaya 500 bin Euro
Mustafa Doğan Bedava
İbrahim Toraman 2 milyon Euro
Veysel Bedava
İbrahim Akın 500 bin Euro
2005-2006
Rıza Çalımbay, Jean Tigana
11 milyon 600 bin Euro
Gökhan Güleç 1 milyon Euro
Bobo 2.3 milyon Euro
Ailton 3,2 milyon Euro
Souleymane Youla 1,250 bin Euro
Kleberson 2.6 milyon Euro
Tomas Jun (Kiralama 500 bin Euro)
Adem Dursun Bedava
Kürşat Duymuş Bedava
Ali Tandoğan Bedava
Güven Kocabal Bedava
Volkan Ünlü 500 bin Euro
Aydın Karabulut 250 bin Euro
2006-2007
Jean Tigana
11 milyon 100 bin Euro
Baki Mercimek Bedava
Fahri Tatan Bedava
M. Nobre 1.2 milyon Euro
V. Runje 1 milyon Euro
Burak Yılmaz 1 milyon Euro
Serdar K. 1 milyon Euro
M. Delgado 5 milyon Euro
Ricardinho 1.9 milyon Euro
2007-2008
Ertuğrul Sağlam
4 milyon 350 bin Euro
Lamine Diatta Bedava
Rodrigo Tello Bedava
Hakan Arıkan 700 bin Euro
Rüştü Bedava
M. Yozgatlı Bedava
E. Cisse 2 milyon Euro
F. Higuain 1 milyon 650 bin Euro