‘’Tecrübeli,hareketli,hazır!‘’
Beşiktaş’a Negredo’dan farklı daha hareketli, topu alıp hızlı driplinglerle gidebilen bir santrfor gerekiyordu. Vagner tam bu profile uygun bir forvet. Negredo sırtı dönük topla buluştuğunda Beşiktaş’a fayda sağlıyor ancak paslar önüne atılıp topu alıp gitmesi gereken pozisyonlarda Cenk Tosun’u mumla aratıyor. Hatta bu hücum özelliğinde Beşiktaş, Aboubakar’ın sakar patlayıcılığını dahi çok özlüyor.
Pasları iyi kullanır
Beşiktaş’ın üst üste şampiyonlukları hücum çeşitliliği, ofansif oyuncularının repertuarının zenginliği sayesinde geldi. Vagner Love’ın gelişiyle Beşiktaş sürekli ve sadece orta yapmak zorunda kalmayacak. Vagner’in savunma arkasına koşuları Oğuzhan ve Tolgay’ın derin paslarını daha verimli hale getirebilecek kalitede.
Servis de yapıyor
Ayrıca Vagner’in kendisini gol krallığına taşıyan en değerli özelliği olan hareketliliği, Babel’in de daha çok gol pozisyonuna girmesini sağlayabilir. Talisca da Vagner ile hem aynı dili hem de benzer futbol dilini konuşması sayesinde formunu daha istikrarlı hale getirebilir. Vagner sadece kendisi atmıyor, bu sezon yaptığı 4 asistte gördüğümüz gibi etrafına servis de yapabiliyor. Evet Vagner Love 33 yaşında hatta haziranda 34 olacak lakin Şenol Güneş direkt hareketli ve mümkünse hazır bir golcü istiyordu.
23 olsa alamazsın
Eğer Love, Beşiktaş’ın geriden gelip şampiyon olmasını sağlarsa uzun süre kimse yaşını hatırlamaz. Zaten Love 23 yaşında olsaydı, bonservisi ne kadar olurdu, onu da siz yazın!
‘’Zor ama kritik galibiyet‘’
Galatasaray ilk 40 dakikada uzun zamandır ilk kez deplasmanda bu kadar güçlü bir oyun oynadı. Eren, fırsatçılıkta Gomis’i bile aratmadı. Attığı iki golü de doğru pozisyon alması sayesinde attı. Eren kafa toplarından ibaret değil, iyi servis yapılırsa her türlü golü atabiliyor. Feghouli, topu ayağına beklemek yerine topun olduğu yere gitti, mükemmel de bir asist yaptı. Fatih Terim’in o mevkide oyuncudan istediklerinden birisi de bu: Belhanda gibi yetenekli olması tek başına yetmez, Feghouli’nin yaptığı gibi mücadele etmesi, Fatih Terimcesi ile “savaşması” gerekir. Yalnız Feghouli’nin de mutlaka fizik kondisyon seviyesini geliştirmesi ve bu oyununu 90 dakikaya ekonomik yayması gerekiyor. Galatasaray 2. yarıya kötü başladı. Yıllardır devam eden kenar orta savunamama sorunu Kayseri’yi maça ortak etti. Sonrasında da Galatasaray’ın diğer sorunları ortaya çıkmaya başladı.
Gecenin sorusu
Teknik direktör kim olursa olsun, Galatasaray yan top savunmasında sürekli mavi ekran veriyor. Her takım kenardan orta yaptığında Galatasaray karşısında pozisyon buluyor.
Maçın starı
Sarı-Kırmızılılar’da kaleci antrenörlüğü görevine tekrar getirilen Claudio Taffarel’in Galatasaray file bekçisi Fernando Muslera üzerindeki etkisi, Bay Miyagi’nin Karate Kid’in üzerindeki etkisinden bile büyük.
Maçın olayı
Cüneyt Çakır yine bozulacak, arkadaşları yine benim aleyhime açıklama yapacak ama gram umurumda değil: Edirne sınırımızın ötesinde Süpermen gibi maç yöneten bu yetenekli hakem neden ülke sınırlarına dönünce Clark Kent’e dönüşüyor?
Kısa mesaj
Artık Süper Lig’de sadece iyi hücum yapmak yetmiyor. Galatasaray’ın kademe sorunları özellikle her kenar akınında rakibe orta fırsatı vermesi takımın aşil tendonu.
‘’Talisca reloaded‘’
‘Fişek’ lakaplı Caner, 11’e iyi bir dönüş yaptı. Lakin asıl fişek gibi olan Talisca’ydı. Devler Ligi maçlarındaki gibi hırs ile yeteneğini birleştiren Brezilyalı sadece golleri atmakla kalmadı. Gerçekten de yarı 2. forvet, yarı oyun kurucu gibi oynamayı başararak Beşiktaş hücumlarının anahtar ismi oldu. Böylece ezbere ortalar daha az yapılmaya başladı. Quaresma uzun süre sonra deplasmanda asist yaparken Talisca’yı görerek yaptığı ortaların benzerini ezbere doldurmalara tercih etmeli.
Negredo yetmeyebilir
Negredo halen Beşiktaş’ın oyununa yüzde 100 adapte olmuş değil. Zaman zaman sırtı dönük çok iyi işler yaptı. Fakat topu alıp gitme konusunda Manchester City’deki seviyesinden uzakta, o konuda Cenk’i mumla arattı. Bir de Beşiktaş özellikle ilk yarıda topsuz oyunda kötüydü. Geri koşmalarda hem yeterince hızlı değildi hem de sayısal açıdan eksik kaldı. Ucuz top kayıpları pahalıya patladı, takımı yordu. Sezonun kalanı için çözülmesi gerek bir sorun bu.
Gecenin sorusu
2 as stoperin yokken 4.2 milyon Euro bonservis bedeli ödediğin ‘alternatif stoper’ Mitroviç’in yine 11’de yer bulamaması ya da yer alamayacak kalitede olması. Üstelik aynı dili konuşan Vida ilk
maçına çıkarken!
Maçın starı
Talisca, geçen sezonun 2. yarısında gösterdiği performansla hem UEFA hem de Türkiye liginde büyük fark yaratmıştı. ‘O fark’ seviyesine yakındı. 90+3’teki vuruşunda adeta kramponundan
yetenek fışkırdı!
Maçın olayı
Halis Özkahya, zeminden bile kötüydü. Biri sürü hata yaptı. İkisi çok netti: 1-Talisca’nın iptal edilen golü dünyanın her liginde geçerli sayılır. 2-Medel’in elle müdahalesinde penaltı çalmalıydı.
Kısa mesaj
Beşiktaş 3 kulvarda birden sadece Negredo ile hedeflediği başarıyı ıskalar. Yeni kaliteli santrfor transferi şart!
‘’Risk almak mı almamak mı?‘’
Fenerbahçe, taraftarın beklediği Valbuena’lı ilk 11’le değil de Aykut Kocaman’ın inandığı oyunu oynayacak ilk 11’le başladı. Bu ilk 11, sadece 14. saniyede net gol pozisyonu bulmakla kalmadı. Yeni çıkan takım kategorisinde bu sezon mükemmele yakın bir deplasman grafiği sergileyen Göztepe’ye ideal deplasman oyununu oynatmayacak bir baskıyla başladı. Göztepe’yi doldurma uzun toplara zorladı. Sarı-Lacivertliler, ilk 15 dakikada rakibin gollerinin neredeyse yarısını kaydeden Jahovic’in topla çok az buluşmasına neden oldu. Aykut hocanın futbol zihninde bu oyun ‘pasta tadı’nda, bu sezon çok daha isabetli ortalar yapan İsmail’in kavisli kornerinde Fernandao’nun vurduğu kafa da pasta üzerindeki çilek gibi oldu.
Baskı devam etmeliydi
Peki, maç 0-0’ken bu kadar etkili baskı yapabilen bir takım 1-0’dan sonra neden yarısını bile yapmaz ki? Galibiyeti korumanın en garanti yolu, ikinci golü bulmak! Üstelik Fenerbahçeli oyuncular fizik kondisyon açısından bu kadar zirve yapmışken o baskı daha da etkili şekilde devam edebilirdi. Yoksa Fenerbahçe’nin ilk golü attığı daha önceki 41 maçın 35’ini kazanması, Kocaman’ın kafasındaki ‘teknik direktör takımı’nın daha önemli bir belirleyicisi mi?
2 santrforla çevirdi
1-0 öne geçtikten ilk yarı bitene kadar Göztepe, Jahovic’i iki kez tehlikeli pozisyona soktu. Çok saçma savunmadan top çıkarma hatasında gördüğümüz gibi futbolda bazen en büyük risk hiç risk almamak oluyor. Aykut hoca bunu maç 1-1’e geldiğinde daha iyi anlayıp duble ofansif oyuncu değişikliği yaptı. 90 artıda da olsa sahada 2 santrfor 2 de ofansif orta sahası varken maçı çevirmeyi başardı.
‘’Santrfor şart‘’
İlk maçın da etkisiyle Beşiktaş için yarı rövanş yarı hazırlık maçı niteliğindeydi. Mevcut kadro derinliğini ölçmek açısından iyi bir test oldu. Cenk Tosun sonrası direkt fark yaratacak bir santrfor takviyesi yapılmazsa Beşiktaş ileri ucu Şampiyonlar Ligi, Süper Lig, Türkiye Kupası yoğunluğunda sıkıntılar yaşayabilir. Pektemek, Beşiktaş’a ilk transfer olduğu seviyenin gerisinde. Mustafa, Leipzig deplasmanında olduğu gibi bir kez daha hareketli forvet oynamakla, taktik disiplinden kopuk oynamayı birbirine karıştırdı. Bu kadar ağır sakatlıklardan sonra tekrar kendini göstermeye çalışması saygı duyulacak bir şey. Lakin Pektemek, daha sabırlı şekilde tarihin en büyük ‘santrforolog’larından Şenol Güneş’in taktik disiplinine uygun hareket etse belki de beklediğinden çok daha çabuk kendini toparlama şansını bulabilir.
Lens, yüzde 100 değil
Beşiktaş Yönetimi’nin santrfor konusunda son sözü mutlaka Şenol hocaya bırakması gerekiyor. Talisca oyuna dahil olduktan sonra Beşiktaş asıl futbolunu oynamaya başladı. Orkan ve Lens daha hareketli oynamaya başlayıp yeteneklerinden umut veren numuneler sergilediler. Orkan’ın sıkıntısı oyun içinde kesik kesik oynası. Lakin daha fazla forma şansı bulduğu ölçüde bu sorununu halledebilir. Lens ise halen fizik kondisyon olarak yüzde 100 seviyede değil.
‘’Kanatları güçlendirmek gerek‘’
Çalımbay ilk olarak Mas’ın yerini doldurmak için net bir sol bek bulmak zorunda. Mustafa Akbaş ya da Hubocan gibi stoperler beke devşirilince bir kanat ofansif açıdan kırık kalıyor ve Okay-Yusuf Yazıcı-Olcay seri paslarıyla yakalanan hızlı hücumlarda sadece Burak’ın ayağına bakmaktan başka çare olmuyor.
Trabzonspor, Rıza Çalımbay efektiyle sezonun ilk yarısını etkileyici bir şekilde bitirdi. Ligde üst üste alınan 5 galibiyetten sonra Karabük maçının son saniyesinde Sosa’nın usta işi frikiğinde şans birazcık Bordo-Mavililer’in yanında olsaydı, ilk yarıyı son iki sezonun şampiyonu Beşiktaş’ın 1 puan önünde, bu senenin lideri Başakşehir’in 5 puan gerisinde bile bitirebilirlerdi.
Ara sıkıntılı başladı
Ancak Trabzon devre arasına aynı derecede iyi başlamadı: Takımın alternatifsiz oyuncularından Mas’ın Boca Juniors’a gidişi, Burak Yılmaz’ın sakatlanması, Sosa’nın kampa geç katılması derken Rıza hocanın keyfi biraz kaçtı. Çalımbay ilk olarak Mas’ın yerini doldurmak için net bir sol bek bulmak zorunda. Mustafa Akbaş ya da Hubocan gibi stoperler beke devşirilince bir kanat ofansif açıdan kırık kalıyor ve Okay-Yusuf Yazıcı-Olcay seri paslarıyla yakalanan hızlı hücumlarda sadece Burak’ın ayağına bakmak zorunda kalıyorlar. Rodallega’ya gelen tekliflerde bonservis bedeli çok yüksek değilse gollerine gözü kapalı güvenilse de sakatlık durumları soru işareti olan Burak’a gerçek alternatif olarak kadroda tutulmalı.
Abdülkadir merkezde de olur
Asıl yerinde çift yönlü savaşçı orta saha olarak oynayan bir Okay sadece bu mevkinin ligdeki en iyilerinden birisi olmakla kalmıyor, takımın en önemli kreatif ayağı Yusuf Yazıcı’nın verimini de en fazlasıyla arttırıyor. Okay-Kucka-Yusuf Yazıcı merkez orta saha üçlüsü, Trabzon’un en güçlü bölgesi. Rıza Çalımbay’ın teknik adam olarak tüm başarılarında, futbolculuğundaki lakabı gibi ‘Atom Karınca’ orta saha anlayışının pozitif etkisi herkesin malumu. Oradaki rotasyona Onazi’yi de eklersek geriye sadece Sosa’nın istikrarsızlığı soru işareti olarak kalıyor. Belki de Rıza hoca bir diğer altyapı harikası Abdülkadir’i kanadın yanı sıra altyapıda ve alt yaş milli takımlarımızda oynadığı mevki olan merkez orta sahada da değerlendirmeli.
İç transferde önemli: Mevkiler daha net olmalı
Ersun Yanal yönetimindeki Trabzon çok geniş alanda oynarken takımın boyu da bazen çok uzuyordu. Stoper rotasyonundaki yeterli olmayan derinlik, bu sancılı dönemde orta sahanın kalbi Okay Yokuşlu’nun 3 kez stopere kaydırılmasına neden oldu. Hâlbuki Rıza Çalımbay dönemindeki restorasyonda net şekilde gördüğümüz gibi Okay ikili mücadele kazanma kudreti ve savunma-hücum geçişlerindeki pozisyon alma maharetiyle Trabzon orta sahasının taktiksel açıdan kilit oyuncusu.
Sosa artık net bir karar vermeli
Sosa, Trabzon’a büyük umutlarla transfer edildi, ilk geldiğinde de Beşiktaş’taki Sosa farkını vaat eden bir performans sergiledi. Ancak sonrası herkesin malumu... Her şeyden önce hem Sosa’nın Trabzon hem de Trabzon’un Sosa ile ilgili net bir karar vermesi gerekiyor: Birbirlerini ne kadar istiyorlar? Sosa yine ilk yarıdaki gibi isteksizlik ve saha içi disiplinsizlikten dolayı hayal kırıklığı yaratacaksa yerine hemen benzer tipte ama motivasyonu yüksek bir oyuncu alınmalı.
Sağ ön tarafa takviye lazım
Abdülkadir altyapıda hep merkez orta saha olarak oynadıktan sonra hücumun sağ kanadında da zaman zaman çarpıcı performanslar sergiledi. Ancak klasik açık oyuncularındaki topla hızlı patlama özelliği istenen seviyede değil. Yine de Yusuf Yazıcı merkezli öndeki seri pas oyununa Abdülkadir de yatkın olduğu için içeri kat edip ortaya yaklaştıkça tehlike oluşturabiliyor. Asıl kanat forvet özelliğine sahip Castillo ise ligde sadece 4 maçta ilk 11’de şans bulabilirken geçen sezonki daha başarılı performansının epey gerisinde kaldı. Celta Vigo’nun kontratak oyununda zaman zaman boş alan bulduğunda dikkat çektiği için transfer edilen Bongonda ise tam bir hayal kırıklığı yarattı. Bero da birkaç kez sağda görevlendirilse de asıl mevkisinin orası olmadığı herkesin malumu. Rıza hocanın önünde 3 opsiyon var: Castillo’dan en azından geçen sezonki verimi alabilecek formülü bulmak, Celta’daki hocası Berizzo’dan eğer imkanı varsa Bongonda’yı takıma adapte edebilecek futbol sırrını öğrenmek ya da Abdülkadir’e patlayıcı hız kazandırmak. Yoksa hücumun sağı mutlaka takviye isteyen bir bölge.
‘’Sadece sol bek yetmeyebilir‘’
Fatih Terim’i bir kenara bırakalım, ilk kez maça gelen 7 yaşındaki bir çocuk bile sol bek eksikliğinin farkında. Galatasaray yedek stoperlerden birisini bek olarak kullanarak Fatih Terim’in kafasındaki ideal oyunu oynayamaz.
Galatasaray’ın en kilit transferi şüphesiz Fatih Terim. Bundan sonra Fatih Terim sadece teknik adam değil sportif direktör de transfer şubesi de ta kendisi. Fatih hoca yönetimindeki ilk maçta Göztepe karşısında aslında iç sahada Tudor dönemindekine benzer bir oyun oynansa da Fatih Terim, Tudor’dan farklı olarak deplasmanda ve büyük maçlarda daha iyi bir Galatasaray oluşturması için göreve getirildi.
Eksikliğin 7 yaşındaki çocuk bile farkında
İlk yarıda teknik direktör hataları yüzünden de puanlar kaybeden Galatasaray’da sol bek sorunu değil Fatih Terim’in, hayatında ilk kez maça gelen 7 yaşındaki bir çocuğun bile fark edebileceği kadar büyük. Galatasaray yedek stoperlerden birisini bek olarak kullanarak Fatih Terim’in kafasındaki ideal oyunu oynayamaz.
Hakan Balta'ya ilaveten yeni Hakan Ünsal lazım
Hakan Balta, hoca için hem stoper hem de sol bekte kısa vadede acil durumda güvenilecek bir tecrübe olduğu için kadroya geri çağrıldı. Ancak Hakan Balta muhteşem bir geri dönüş yapmadıkça tüm sezon tek başına yetmesi zor çünkü yaşı ilerlemiş bir oyuncu için maç ve takımla antrenman eksiği büyük. Galatasaray’ın mutlaka yeni bir Hakan Ünsal bulması gerekiyor. Sağda Mariano’nun hücum gücünde çok verimli olduğunu hesaba katarsak 3-4 yıl önceki Hakan Balta tipi yarı bek yarı stoper karakterli bir oyuncu da savunma-hücum geçişlerinde denge unsuru olarak 6 aylığına iş görebilir.
Ya Selçuk İnan yeniden doğacak ya da yeni bir Selçuk İnan bulunacak
Neden Selçuk İnan? Çünkü Galatasaray’ın ideal ilk 11’inin merkez orta sahası Galatasaray’ın en verimli bölgesi olurken, Fernando ve N’Diaye ikilisinin ilk yarıda gerçek anlamda alternatifleri yok gibiydi. Derin oyun kurucu-çapa rolündeki Fernando olmayınca da Selçuk İnan, koşucu-katalizör-presçi 8 numara rolündeki N’Diaye yerine de Selçuk İnan sahaya sürülüyordu. Hâlbuki zamanında Fatih Terim yönetimindeki Selçuk İnan’ın kariyerinin en verimli futbolunu oynamasını sağlayan, orta sahada fizik kapasitesini aşmayan belirli net bir rolle görevlendirilmesiydi. Bunu çok iyi bilen Fatih Terim, kendisini çok isteyen tribünleri de arkasına alarak tribünlerin büyük kısmının gözden çıkardığı Selçuk İnan’a sahip çıkan mesajlar verdi. Çünkü Fatih hoca, hepimizden daha iyi biliyor ki Galatasaray’da Belhanda’nın istikrarsızlığının yanı sıra merkez orta sahada sayısal açıdan eksiklik var. Eldeki ikili iyi ama kadro rotasyonu derin değil. O yüzden ya Selçuk ya da ekstra bir merkez orta saha Galatasaray’a gerekebilir.
Alternatifler kısıtlı... Kadroda sürpriz olabilir
Fatih hoca kampta Donk’a bir şans daha verebilir lakin aklının bir köşesinde mutlaka N’Diaye tipi ikinci bir presçi merkez orta saha transferi de olabilir. En iyi senaryoda Selçuk İnan ‘Rönesans dönemini’ yaşarsa Fernando’nun alternatifi olabilir ya da iyi bir ikili olabilirler. Belhanda’nın istikrarsız performansı devam ederse de Fatih hoca, Fernando-Selçuk çift pivotunu kullanıp N’Diaye’yi Osmanlıspor’da çok başarılı olduğu bir öne atabilir. Böylece takım presini de istediği mesafede daha önde başlatabilir. Her halükarda Galatasaray’ın mutlaka merkez orta saha rotasyonunda Fatih Terim’in oyununa uygun bir oyuncu daha kadroya katması gerekebilir.
Yardımcılarla geleceğe dönüş-4
Fatih Terim’in Galatasaray’daki 4. dönemindeki en akılcı başlangıç hamlesi, Taffarel’i kaleci antrenörlüğüne geri döndürmek. Son lig şampiyonluğunun kilit ismi olan Muslera’nın kariyer zirvesini yapmasında büyük rol oynayan Taffarel yönetimindeki Muslera, en azından sezonun ilk yarısında olduğu gibi Galatasaray döneminin en kötü Muslera’sı olmayacak. Taffarel’in yanı sıra Hasan Şaş ve Ümit Davala gibi daha önce yardımcı hoca olarak da beraber çalışıp verim aldığı Galatasaray’ın Altın Çağı’nın efsanelerinin geri dönmeleri, takımın eskileri ve yerlilerinin performansını arttıracak bir sinerji vaat ediyor. Bu oyuncuların başında da Selçuk İnan geliyor.
‘’Bir orta saha ve bir sol bek zirve için şart‘’
İlk yarıda teknik direktör Aykut Kocaman, 25 farklı oyuncuya forma şansı verdi. Kocaman’ın resti sonrası takımın tekrar şampiyonluk potasına girmesi için iki farklı oyuncu ihtiyacı gerekebilir.
Fenerbahçe sezonun ilk yarısında 25 farklı futbolcuya forma şansı verdi. Teknik direktör Aykut Kocaman’ın resti sonrası tekrar şampiyonluk potasına sokan dönüşümün hedefe ulaşması için ise iki farklı oyuncu daha gerekebilir. Ancak bu oyuncular ya tutarsa tipi oyuncuları değil garanti oyuncular olmalı. Robin van Persie giderse gitsin, zaten son 1 yıldır sadece formada adı yazıyor, içinde ise gerçek van Persie’nin yerinde yeller esiyor.
4. isme gerek yok
Sakatlığını tamamen atlatan Janssen, ön tarafta daha çok topla buluşturulacak bir Soldado ve sonradan oyuna dâhil edilince ikisinden farklı bir katkı yapabilecek Fernandao varken ara transferde 4. bir santrfor alınması zaruri değil. Hele zaman zaman Aykut Kocaman’ın 4-6-0’vari bir oyun alternatifini de tercih ettiğini hesaba katarsak Valbuena ve Giuliano hocanın kafasında forvet kontenjanından da sayılıyorlar.
Neo-Emre gerek
Takımda asıl eksik olan, Emre Belözoğlu tipi katalizör bir orta saha... Emre’nin, Adebayor’u bulduğu toplardaki gibi golün kısa yolu olarak Janssen’i, Soldado’yu gol yollarında daha çok besleyecek bir oyuncu lazım
Ben Fenerbahçe’de asıl eksik olanın Emre Belözoğlu tipi katalizör bir orta saha olduğunu düşünüyorum. Emre’nin, Adebayor’u bulduğu toplardaki gibi golün kısa yolu olarak Janssen’i, Soldado’yu rakip kaleye daha yakın yerlerde bulabilecek, gol yollarında onları daha çok besleyebilecek bir oyuncu gerek. Defansif orta saha başka yerini kaybetmeden ofansif katkı veren orta saha bambaşka. Fenerbahçe’ye ikincisinden gerek. Somut bir örnekle: Fenerbahçe orta sahasında Mehmet Topal yer alsa bile bir de ön tarafa gelince Mehmet Topal’ın taraftarın tepkisine neden olan hatalı pasları yapmayanı gerek.
Kavrama uyacak...
Takım savunması disiplinine sahip bir ofansif orta saha, mesela 1.5 yıl önceki Sosa tipi bir oyuncu. Ya da Emre Belözoğlu gibi oyunu geriden derin oyun kurucu kimliğiyle yüksek tempoda kurabilen ayrıca rakip ceza alanına yakın yerlerde de skora istikrarlı olarak katkı yapabilecek, en azından asistin asistini yapacak bir orta saha. İlla eski tarz salt ofansif 10 numara tipinde bir merkez orta saha değil de Aykut Kocaman’ın “antrenör takımı” kavramına uyacak defansif ve ofansif açıdan eşit ağırlıklı bir merkez orta saha...
İlla bilinmesine gerek yok
Kocaman döneminde bir diğer Avrupa’nın “taşra ligi” Slovenya’dan alınan Skubic’in de diğer kanat beki olarak ne kadar verimli olduğunu da hesaba katalım: Fenerbahçe sol bek kontenjanında Aykut Kocaman’ın onarmak istediği bir sorun varsa bunu en iyi yine hocanın kendisi başarabilir. Bu oyuncu illa çok bilinen büyük bir isim olmayabilir, takımın gücünü büyütürken kendisi de büyüyecek potansiyelde sisteme uygun bir sol bek yeterli olabilir.
Bu meseleyi hoca çözer
Kocaman, Konya’yı çalıştırırken sudan ucuza aldığı Barry Douglas’ı bambaşka bir seviyeye çıkardı. Uygun şartlarda bu tarz bir isim bulunursa, şampiyonluk iddiası da güçlenir
Fenerbahçe eğer bu kilit oyuncuyu uygun şartlarda bulabilirse eldekilerden daha iyi bir sol bek de kadroya katarsa şampiyonluk iddiasını güçlendirir. Aykut Kocaman, Konyaspor’u çalıştırırken sudan ucuza kadroya kattığı Barry Douglas’ı bambaşka bir seviyeye çıkardı. Şu anda İngiltere Championship’te açık ara lider olan ve Premier Lig’e çıkmasına kesin gözüyle bakılan Wolves’ın ve ligin asist krallığı tahtında 8 asistle Douglas oturuyor. İskoç oyuncu, 8 asistin yanı sıra 4 de gole imza attı. Konya’ya gelmeden önce A Milli Takım’a bile seçilmeyen oyuncuyu Aykut Kocaman da, Polonya Ligi’nden bulup almıştı.