‘’Nihayet doğru kadro!‘’
Saiss olmayınca Beşiktaş yine maçın başında savunmadan çıkarken top kaptırdı. Wellinton kötü oynamadı ancak Tayyip Talha’nın, Saiss’in sağında daha dengeli gelişebileceğini düşünüyorum. Bu yaşta hem ilk top çıkartma hem sağ ayakla sol stoper oynama görevi Tayyip Talha’nın yükünü ağırlaştırıyor. Sezon başına göre Beşiktaş kalesi ise Mert Günok ile daha sağlam. Eldeki kadrodan şimdilik en doğru ve kolektif açıdan güçlü merkez orta saha üçlüsü Adana Demirspor karşısında Şenol Güneş’in görev verdiği isimlerden oluşuyor: Josef günündeyse Beşiktaş savunmadan hücuma ve hücumdan savunmaya geçişlerde daha dengeli birtakım bünyesine sahip oluyor. Salih prese iyi katkı verdi. Gedson önünde formu düzelmiş bir Dele Alli ile çok daha verimli olabilir.
Masuaku'nun eksiği yok!
Cenk bir kez daha sağ önde, solda ve ortada oynadığı maçların yarısı kadar etkili değildi. Solda ters kanattan ters ayağı sağıyla çok daha rahat şekilde ikinci bir santrfora dönüşebiliyor. N'Koudou en azından geçen maça göre ehveni şer bir performans sergiledi. Yine çarkıfelek misali bir en çarpıcı katkıyı yaptı, bir en büyük hayal kırıklığı oldu. Maçın kahramanı Masuaku konusunda görüşüm sezon başından beri aynı: Umut Meraş’ın topla zar zor yaptıklarını Masuaku plaj topuyla bile yapar, ayrıca savunması da süper olmasa da Meraş’ın savunmasından en ufak eksiği yok!
‘’Dünya Kupası kalitesi puanı kurtardı‘’
Dünya Kupası’ndan sonra bizim lig maçlarına adapte olmak her babayiğidin harcı değil. Bu futbol estetiği fukaralığına rağmen sırf arma aşkına izleyen herkese helal olsun: Bu kadar karşılıksız sevmek çok çok ayrı bir insani seviye! Beşiktaş sevenlerin duygularını, Gaziantep deplasmanındaki maç özelinde incelemeye çalışalım: İlk yarı boyunca Beşiktaş sadece Gedson topla buluşunca temposunu yükseltebildi, hem takım arkadaşları Gedson’a ayak uyduramayınca hem de sistematik faullerle durduruldukça Beşiktaş oyun üstünlüğünü ilk 45’te hiç kuramadı. Koca ilk 45’te ofansif açıdan en yüksek kalite anahtar pası kaleci Mert 32. dakikada sola diyagonal uzun oynarken attı.
Büyük sorumsuzluk...
Sol demişken, Beşiktaş solunun sorunları Ortadoğu solunun sorunları kadar büyük: Sonradan girince maçı kökünden değiştirebilen N’Koudou, kontrolsüz hız ve işlenmemiş ham yeteneğin büyük bir karmaşası olmaya devamediyor. Tamam Kitsiou, darbeden sonra abartılı şekilde kendisini yere bıraktı ama o pozisyonda N’Koudou’nun sinirlerine hâkim olamayıp daha 25. dakikada takımını 10 kişi bırakma riskini yaşatması çok büyük sorumsuzluk, çok büyük sorun! Zaten N’Koudou solda başlayınca, Cenk sağ öne geçiyor ve sol forvette ters ayakla kolayca yardımcı santrfora dönüşebilen Cenk Tosun’un veriminin yarısını yakalayamıyor. 2. yarı başlarken N’Koudou yerine Redmond girip Cenk sola geçer geçmez, Beşiktaş nihayet net bir gol girişimine imza attı.
Formasyon 4-2-4’e döndü
Beşiktaş’ın ikinci net girişimi de yine soldan Cenk’in gönderdiği bir toptu, büyük sorun ise bunun ta ilkinden 20 dakika sonra gerçekleşmesiydi. Şenol Güneş, bu ofansif kısırlığı değiştirmek için 66’da Muleka ve Masuaku’yu oyuna alarak 4-4-2 ile 4-2-4 arası bir formasyona döndü. Neden “arası” dedim çünkü bu değişiklikler sonrası Gaziantep önce üst üste boşluklar sonra da taç atışında Tayyip Talha’nın bireysel hatası artı kolektif yerleşim hatasından golü buldu. Bunun sebebi de şuydu: Beşiktaş takımı sahada adeta 2 kopuk parça gibi hücum ve savunma hattına bölündü, Salih Gedson’lu orta ikiliye aşırı yük bindi. Beşiktaş’a 1 puanı getiren ise Dünya Kupası kalitesi Weghorst oldu. Masuaku’nun ortası da tabii ki iyiydi, tartışmanın kalanı için önümüzdeki maç yazılarında görüşmek üzere
‘’Üç farklı takım!‘’
Sezon başındaki fikrim maalesef aynı: Beşiktaş’ın ideal 11’i iyi olsa da herhangi bir maçta, kupada bir alt lig takımına karşı bile rotasyon yapabilecek kadar geniş kalitede bir kadrosu yok! Stoper tandeminde Saiss, orta sahada Gedson, kanatta Ghezzal, santrforda Weghorst yokken Beşiktaş 11’i bu dördünün yer aldığı Beşiktaş 11’inin yarı kalitesinde bile değil. Şanlıurfaspor maçının ilk yarım saati bu gerçeği bir kez daha en acı şekilde Beşiktaş severlere gösterdi. Kemal Rüzgar gerçekten iyi bir golcü lakin 9. dakikada o kadar demarke vaziyette topla buluştu ki yedeği bile orada olsa o da ayağını bacağını sallaya sallaya rahatça Şanlıurfaspor’u öne geçirebilirdi. 16’da Kemal’in attığı ikinci golde ne Emre Can ne de Umut Meraş onu engelleyemiyorsa bu ilk 11, 40 gün boyunca hiç kolektif savunma çalışmadı mı diye sormak gerek! Yarım saat dolmadan oyundan alınırken ıslıklanan Dele Alli, 40 gün boyunca Beşiktaş kariyerinin kalanı için ne yapması gerektiği üzerine hiç düşünmemiş gibiydi.
Beş dakikada Beşiktaş!
Yarım saatlik felaket oyun ve skordan sonra Şenol Güneş hoca, devre bitmeden şoklama yaparak iki oyuncu birden değiştirdi. Yetmedi ikinci yarıya Weghorst’u da sahaya sürerek başladı. Gedson komple orta saha karakterini sahaya yansıttı ve geriden, önden; merkezden, yarım alanlardan seri paslarıyla Beşiktaş’ın önce oyun üstünlüğünü geri almasını sağladı. 67-73 ise “Beş dakikada Beşiktaş” geri dönüşünü izledik. 59’da Muleka yerine oyuna giren N’Koudou’nun Gedson veCenk Tosun’a ayak uydurmayı başarması da gol yağmurunu başlattı. İlk golde Gedson asistin asistini yaparken N’Koudou, Cenk’e asisti yaptı.
Bütçe varsa transfer şart
İkinci golde Gedson direkt asisti yaparken, ilk iki golü atan Cenk, N’Koudou ile gelen üçüncü golde asisti yaptı. Bu üç golde Weghorst’un varlığı bile yetti, zaten “0-2’den maç nasıl çevrilir”i en yüksek seviyede Dünya Kupası şampiyonu Arjantin karşısında göstermiş bir isim. Şanlıurfaspor karşısında dördüncü goldeki vuruşu zaten tüm dünyaya gösterdiği vuruş kalitesinden bir numune! Tayyip Talha stoper tandemini onsuz ilk yarım saate göre toparlasa da Beşiktaş’ın mutlaka Sergen Yalçın şampiyonluğu sezonundaki Josef kalibresinde bir çapaya ihtiyacı var. Bütçe varsa 2016 model Adriano tipi bir sol bek de takımın bünyesine ilaç gibi gelir. Saiss’in sakatlık durumuna göre 2022 model bir stoper Marcelo da kan yapar.
‘’Icardi klası‘’
Beşiktaş, derbide uzun süre sanki teknik direktörü halen Valerien Ismael’miş oynadı: Zorlama uzun toplar, Weghorst’u hemen dibindeNelsson gibi hava toplarında çok kuvvetli bir stoper oynamasına rağmen Sivassporlu Mehmet Yıldız’mış gibi kullanma daha doğrusu kullanamama sahneleri... Golü de zaten Valerien dönemindeki en güçlü yönü olan bir duran top organizasyonundan buldu. İşte bu derbide Şenol Güneş’in Valerien Ismael döneminden farkıCenk Tosun ve Gedson’u 11’de oynatmasıydı. Beşiktaş’ın ender iyi oynayan isimlerinin başında da bu ikili geliyor.
Kozları iyi kullandılar
Galatasaray’da ise kimse kötü değildi; Icardi, Mertens, Rachica ve Boey takımın en iyileriydi. Icardi attığı iki klas golle derbiye damga vurdu: Barış Alper’in asistindeki vuruşu tam ceza alanı içi tilki golcü kalitesinde. İkinci golündeki yere çarptırarak yaptığı kafa vuruşu da çok klastı. İşin aslı Icardi zaten harika bir son vuruşçuydu, asıl rakibi stoperlerden çok Wanda hanımla olan sorunlu birlikteliğiydi. Bu sorundan kurtulup kafasını daha fazla futbola verince derbide form geçici klas kalıcıdır sözünün evrensel doğruluğunu bir kez daha kanıtladı. Galatasaray’ın kadro kalitesi zaten tartışılmaz, Okan Buruk hoca bu kez elindeki kozları doğru süreler ve mevkilerde kullandı. Şenol hocanın asıl etkisiniDünya Kupası arasından sonra ölçebiliriz.
‘’Santrforoloji‘’
Şenol Güneş’in kariyerindeki başarıların hepsini yazmaya bu köşedeki alan yetmez. Onu benim gibi sevenlerin de sevmeyenlerin de hemfikir olduğu bir şey vardır ama: Üniversitelerde santrforoloji bölümü açılsa ders verenlerden birisi Şenol Güneş olur. Ümraniyespor maçına da Şenol hocanın çalıştırdığı takımın santrforlarının Burak Yılmaz, Fernandao, Bakambu, Premier Lig’e transfer olan Cenk Tosun örneklerinden hatırladığımız gibi performanslarının zirve yapması sıkça görülen bir futbol olgusu. Dün gece de Cenk ve Weghorst ikişer tane gole imza atarken onlara pozisyonları üreten kolektif oyun da ilk maçtan görece uygun rakip Ümraniyespor karşısında Şenol Güneş futbolundan numuneler sergiledi. Gedson 2016 model Oğuzhan misali serbest 8’de asıl potansiyelini gösterdi.
Beşiktaşlılar’ın mutlu olması için...
Ezbere uzun top şişirilmedi, Weghorst komple forvet rolünde oynatıldı. Özellikle Beşiktaş’ın beşinci golünde yaptığı vuruş çok zekiceydi: O pozisyonda Weghorst sadece yere yatarak soluyla köşeye vurursa gol olabilirdi öyle yaptı. Şenol hocanın kafası ne kadar rahat olur, ne kadar konsantrasyonunu santrforoloji ve takımı geliştirebilecek diğer teknik direktörlük maharetleri için kullanırsa o da Beşiktaşlılar da daha mutlu olurlar. Başlangıç beklerin performansı hariç umut verici, asıl belirleyici ise şüphesiz Dünya Kupası arası ve sonrasında bu kadronun ne oranda Şenol Güneş takımı hüviyetinde olacağında.
‘’Hatayı kendinde ara hocam!‘’
35. saniyede nihayet bir takım arkadaşı, Weghorst’un yerden servis yapılınca da ne kadar etkili olabileceğini tekrar gösterme fırsatını verdi. Muleka, gerçekten zeka dolu bir asistle adeta Beşiktaş’ın maça 1-0 önde başlamasını sağladı. Sonrasında da ilk 30 dakikada Valerien Ismael göreve geldiğinden beri ilk kez bu kadar yerden kısa pasla ilerleyerek oynamaya devam etti. Pres yapmayıp geride kompakt derin savunmayı tercih eden bir takıma karşı doğru strateji de buydu yani pasların uzun veya kısa olmasından önce doğru paslar olması asıl belirleyici olan. Beşiktaş, ilk yarıyı yüzde 88’lik isabetli pas oranıyla tamamlarkenDele Alli yerine Gedson ile 11’de başlansaydı bu oran ve skora yansıması daha fazla olur muydu diye birçok Beşiktaşlı düşünmüş, hayal etmiştir. Buna karşın Valerien Ismael hoca yine çok farklı düşünüp ikinci yarıya Muleka yerine Redmond’ı oyuna alarak başladı.
Daha iyisi...
Ismael, 5 dakika sonra Hatayspor, Ze Luis ile skoru 1-1’e getirince bir anda Gedson ile Cenk Tosun’u oyuna almaya karar verip 4-4-2’ye döndü. Yani 1-0’ken ikinci devreye Muleka-Weghorst önderliğinde 2. golü arayarak başlamak yerine golü yiyince 2. golü aramaya karar verdi. Valerien Ismael’in son bölümdeki değişiklikleri ezbereydi, yorulanı çıkardı yerine kağıt üzerindeki mevkidaşını aldı. Valerien Ismael öncelikle Hatay’ı değil hatayı kendisinde arayıp düşünmeli. Bu hatalara devam edecekse yerine daha iyisi göreve getirilmeli.
‘’Haybeye goller yersen!‘’
Beşiktaş ilk yarıda iki golü de haybeye yedi. Maxi Gomez bir ara La Liga’da Benzema’dan sonra en fazla kafa golü atan oyuncuydu. Form geçici, klas kalıcı: Trabzonspor kornerinde kafayla gol atabilecek bir numaralı olağan şüpheli Maxi Gomez’i bomboş bırakırsan golü göz göre göre yersin! İkinci yenilen gol zaten o ana kadar Beşiktaş formasıyla gayet iyi performans sergileyen Masuaku’nun bir anlık büyük hatası.
İlk yarıda Beşiktaş’ın golü tamamen Beşiktaş’ın en güçlü kanadının başarısı: Rosier çok iyi sağ bek, Ghezzal çok özel bir oyuncu lakin ikisi arkalı önlü oynayınca Beşiktaş’ın sağ kanadı ikisinin bireysel yeteneklerinin toplamından daha da güçlü! Orada Ghezzal, Rosier’yi gördükten sonra nihayet bir oyuncu bir Beşiktaş akınında havadan ezbere şişirme yerine yerden sert keserek gol opsiyonlarını çoğalttı ve Larsen kendi kalesine attı.
Beşiktaş 2-1 yenik duruma düştüğünde bile Ghezzal- Rosier kanadı umut veriyor, Beşiktaş’ın oyununa başka bir boyut katıyordu. Ta ki Ghezzal tekrar sakatlanıp çıkana kadar! Sonrasında Beşiktaş oyuncu değişiklikleriyle 4-4- 2’ye dönene kadar vasatlaştı. Dele Alli ilk yarıda kötü, ikinci yarıda iyiydi.
Beklenen performans değil
24’te müsait pozisyonda acele etmeyip sağına alarak ayak içiyle golü atması gerekirdi. Form geçici klas kalıcı diyoruz ya, o kaçırdığı klasına yakışmadı. Nathan Redmond skoru 2-2’ye getiren golde çok iyi kesti lakin ileri 3’lüyle oynarken Ghezzal’ın gerçek bir alternatifi yok, Redmond aslında solda daha etkili olabilecek bir oyuncu. Cenk'in yanı sıra Muleka'yı da hesaba katarak A planı olarak 4- 4-2 daha fazla denenebilir. Tek tek sabaha kadar oyuncuları değerlendirebiliriz lakin asıl mesele oyunculardan çok oyunda. Beşiktaş bu sezon ev sahibi olduğu ikinci derbide de tribünlerin beklediği performansı sergileyemedi. Trabzonspor’un Perşembe gecesi Monaco karşısında oynadığı maçın ertesinde beklenen fiziksel üstünlük farkını da sahaya yansıtamadı.
‘’Değiştirmesen daha iyiydi!‘’
Beşiktaş, sakatlıklar ve yabancı sınırı nedeniyle ilk 11’de sağ önde Tayfur ile başladı. Daha önceki maçlarda daha çok merkez orta sahada sonradan oyuna girip görev alan Tayfur, daha aşina olduğu kanatta çok iyi bir ilk yarı oynadı. Kanattan yarım alanlara toplu ve topsuz deplase olarak rakip savunmanın yerleşik dengesini bozmayı başardı. Beşiktaş’ın ilk yarıda gole en çok yaklaştıran ise yine organize duran top kullanımları oldu. VAR’dan iptal edilip penaltıya dönüşen pozisyon da Tayyip Talha’nın golüyle sonuçlanan pozisyon da hep çok çalışılmış duran toplar ve hemen sonrası organizasyonları. İlk yarının tek golünde Tayyip Talha çok güzel bir vuruş yaparken, pozisyonu olgunlaştıran Josef’in röveşata ortası da klastı, Emrecan’ın o ortayı indirişi de...
Salih dönünce...
Duran toplar pekiyi lakin durmayan toplarda Beşiktaş daha iyi olabilir. Fenerbahçe maçına göre Beşiktaş en azından oyuncu değişikliklerine kadar daha yerden ve bilinçli oynasa da bundan da fazlasını yapabilir. Josef dönenleri çok iyi topluyor, Gedson hem Josef’e yardım ediyor, hem de oyunu iyi kuruyor. Dele Alli ise fiziksel güç açısından onlara tam ayak uyduramadı. Daha çok ikinci forvet gibi oynuyor lakin daha fazla pas organizasyonuna katılsa daha etkili olabilir. Yoksa Muleka veya Cenk ile çift santrfor da oynanabilir, Salih dönünce düz bir 4-3-3 de. Maçta hocanın 75’te bitirdiği değişikliklerle ortaya çıkan 4- 4-2 olmaz, hem Salih hem de Gedson sahada değilken çift yönlü dengeli oynamak çok zor. Oyuncu değişiklikleri hakkını Beşiktaş erken tüketti