‘’Beşiktaş devam edemedi‘’
Beşiktaş için ya tamam ya devam niteliğinde bir maçtı. Maç başlar başlamaz bir dakikada iki tehlikeli pozisyon geliştirdi Beşiktaş. Ancak ilk yarının kalanında net bir hücum sürekliliği kuramadı. Sezonun ilk maçındaki 11’i ile Ankaragücü karşısındaki Beşiktaş 11’i neredeyse gece ve gündüz kadar farklı. Yani pratikte Beşiktaş yeni bir 11 kurdu, zaten teknik direktörü de sezon başında yoktu. Oyuncu kadrosu ve teknik direktör arasındaki karşılıklı etkileşimden çıkacak oyunun oturması için daha fazla zaman ister istemez gerekli. Beşiktaş, İsmael dönemindeki gibi iyi bir duran top organizasyonu sonucu öne geçmeyi başardı.
Birkaç dakikada...
İkinci yarıda ise daha etkili, daha çok pozisyon üreten bir Beşiktaş izledik. Daha bir Şenol Güneş takımı ofansif oyun hüviyeti vardı. Ancak Şenol Güneş’in gol prensi Cenk Tosun kötü bir günündeydi. Beşiktaş 80. dakikaya kadar 34 kez rakip ceza alanında topla buluşmuştu, skoru çok rahat arttıracak net pozisyonlar üretmeyi başardı. Son bölümde ise ilk iki topa dokunuşuyla adeta teknik simyacı katkısı veren bir Maxim vardı. Minimum sürede 'Maxi'mum katkı verdi. Maxim, birkaç dakikada içinde Dele Alli’nin ligde 711 dakikadır yaptığı katkıdan daha fazlasını yaptı.
‘’İnsanlık şampiyonları‘’
Zamanında ilk kim dediyse çok doğru demiş: Futbol, hayattaki önemsiz şeylerin en önemlisidir. Bu maç önce terör saldırısında hayatını kaybeden insanlarımıza saygı duyduğumuz için ertelenmişti. Maç oynanmasa da olurdu ama depremzede çocuklara yardım elini uzatmadan olmazdı. Maçı anlatan spiker kardeşimiz Özkan’ın altını çizdiği gibi yaralar sarılmadan ne bahar gelir ne de yaz. Bu çok saygıdeğer oyuncak organizasyonunu organize edenlerin astığı pankarttaki gibi: “Siz üşürken, biz de üşüyoruz. Birlikte iyileşeceğiz.” Deprem felaketi yaşanır yaşanmaz futbolcular da her şeyden önce bu ülkenin insanları oldukları için doğal olarak biz ülkenin diğer insanları kadar yaşanan acıdan etkilendiler. O yüzden herhangi bir oyuncuyu normal zamandaki, normal performansını sergileyemediği için ekstra eleştirmek hiç içimden gelmiyor. Sadece genç kaleci Ataberk’i ekstra tebrik ediyorum. Boffin’den sonra Leite de iyi bir kaleci takviyesi, arkasınının da yetenekli Ataberk ile sağlam olması Antalyaspor için büyük şans.
Yarı yarıya düştü!
Beşiktaş’ta zaten statü gereği yeni transferler forma giyemedi. Ghezzal’ın ısınırken sakatlanması ise her Ghezzal’sız Beşiktaş kadrosunda olduğu gibi Beşiktaş’ın gücünü yarı yarıya düşürdü. Bu maçtan geriye birçok Beşiktaşlı, sadece depremzede çocuklar için düzenlenen insanlık şampiyonu organizasyonu hatırlayacak. Onlarla aynı takımı tuttuğum için gurur duyuyorum. Bu tabii ki diğer takımları tutup depremzede kardeşlerimiz için çabalayan her insanla paylaştığım bir gurur: İyi ki varsınız, siz olmasaydınız futbol ne oynanmaya ne de izlenmeye değer olurdu.
‘’Hocam maalesef sana yazar‘’
Beşiktaş’ın, Ghezzal’sız 11 çelişkisini Şenol hoca da çözemedi: N'Koudou, ilk 11’de başlayınca kafadan etkisiz, soldaki N'Koudou’ya sebep sağa kaydırılan Cenk sol iç forvet Cenk’e göre yarı verimde bile değil. Zaten orta sahanın kalbi Gedson cezalı, yeni transfer Amir’in yanında Behzat Ç amirin yanındaki Harun tadında takılan Necip, orta üçlüyü driplingci özelliğiyle tamamlamaya çalışan ama zemin ve takım arkadaşlarının hareketsizliğine takılan joker Tayfur. Joker, iskambil oyunundan yola çıkarak futbol diline eklenen bir tabirdir: İskambilde joker, iyi bir eli tamamlar; misal elinde kupa vale ve kupa 10 vardır, jokeri ister kupa kral ister kupa 9 yerine kullanırsın. Futbolda da benzer zaten: Yeni transfer Amir'in yanında Necip olursa Tayfur’un jokerliği bir yere kadar: Beşiktaş koca ilk 45’i isabetli şut atamadan tamamladı. Sivas kış zeminini avucunun içi gibi bilen Kerem Atakan Kesgin, Sivasspor performansı kıstas alarak transfer edildiyse, Sivasspor karşısında Necip yerine başlayamaz mı, başlayamaz ise neden transfer edildi?
Değişiklikler gecikti
Dele Alli, Necip yerine başlamayacaksa neden halen kadroda? Ancak Şenol hoca maalesef orta sahaya değil 64’te kanatlara müdahale etti: Kanatlar demişken tabii kanada giren Muleka Kasımpaşa’daki parlak santrfor peformansına sebep alındı, sol kanat beki olarak oyuna sürülen Umut Meraş neden alındı halen bilmiyorum, bilmek de istemiyorum!
76’da hem Dele Alli hem Kerem Atakan girdi, Beşiktaş 76-80 arası 4 dakikada daha önceki 76 dakikanın toplamından daha çok etkili gol girişiminde bulundu. 76’ya kadar maç tamamen Rıza Çalımbay’ın istediği gibi oynandı. Şenol hoca Gedson’suz ilk 11’ini doğru belirleyemedi, oyuncu değişikliklerinde de maalesef çok geç kaldı.
‘’Takviye şart‘’
Beşiktaş 5’te 5 yaptıktan sonra da ilk yorumum “Beşiktaş’ın rakibi fikstüründen çok kendi kadrosu” olmuştu. Beşiktaş 5’te 5 yaparken skoru almayı başarsa da oyunu yeterince güçlü değildi, Mert Günok’un kurtarışları ve Cenk’in golleri Beşiktaş’ın galibiyet serisinin %90 oranda mimarlarıydı. Karagümrük karşısında Cenk yine attı, Mert yine kurtardı ama 3 puana yetmedi.
Beşiktaş yine çok pozisyon verdi, Karagümrük ilk 10 dakikada iki kez gole çok yaklaştı. Pozisyonlardan birisi Welinton’un pas hatasından, diğeri ise direkt kolektif savunma gücü eksikliğinden kaynaklandı. Gedson yine Josef olmadığı ve defansif orta saha kontenjanından kadroda yer alan oyuncular Şenol hoca tarafından ilk 11 için yetersiz bulunduğu için mecburen 6 numarada başlatıldı. Salih de olmadığı için Beşiktaş orta sahası çok kopuktu. Hadziahmetovic veya başka bir mobil 6 transferi çoktan halledilmeliydi. Saiss de stoper tandeminde başlamayınca ilk yarıda Karagümrük çok daha fazla net pozisyon buldu.
Elma toplar gibi
Beşiktaş’ın golü Masuaku’nun ortasında oluşan karambolde Cenk’in fırsatçılığı sonucu geldi. İkinci yarının başında defansif orta sahaya Saiss alındı ama Beşiktaş’ın gol yemesini engelleyemedi. Saiss, stoperde yokken Beşiktaş geriden doğru dürüst top da çıkaramadı. En az iki pozisyonda kaleci Mert mecburiyetten degaj yaparken Karagümrük o topları ağaçtan elma toplar gibi kolayca toplayıp pozisyonlar üretti. 86 ve 90’da Mert’in kurtarışları olmasa Beşiktaş 1 puandan da olabilirdi.
‘’Güneş ve kuantum enerjileri‘’
Geçen hafta Kayserispor’un stoperlerinin ilk oynadığı adama karşı presi başlatan Beşiktaş bu kez Farioli’nin daha fazla sayıda ayağa pasla çıkmaya çalışan Alanyaspor’una karşı tam saha karşı presle başladı. İleri 3’lüde santrfor oynayabilen üç oyuncu Muleka-Aboubakar-Cenk arkasında Dele Alli ile başlayınca hücumcuları savunmaya geri koşturmaktansa savunmacıları pres boyuna göre ileri çıkarmak bir Farioli takımı karşısında tercih edilmesi gereken doğru oyun stratejisiydi. Cenk’in golü bizzat Alanyaspor savunmasını hataya zorlayan sürekli karşı pres sayesinde kazanılan penaltıdan geldi. Golden önce Beşiktaş 8 şut çekmişti, son vuruşlar bitirici olmasa da hücum sürekliliği etkileyiciydi.
Dele’ye Burak dokunuşu!
Bitiricilik adına ilk devrenin en çarpıcı anı, şüphesiz Aboubakar’ın VAR’a takılan Muleka’ya sebep iptal edilen aşırtma vuruşuydu. Kuantum fiziksever Aboubakar yine kuantum forvetliğini gösterdi: Pres yaptı, oyun kurdu, sürekli hareketli ve bereketli oyun repertuarıyla Beşiktaş’ın kolektif enerjisini yükseltti onu sürekli hale getirdi. Beşiktaş 80. dakikada 24 kez rakip ceza sahası içinde topla buluşmayı başarmıştı. Dele Alli, ilk kez Beşiktaş’ın oyununa ayak uydurmayı başarırken karşı preste de büyük katkı sağladı ve Beşiktaş’ın üçüncü golünün mimarı oldu. Şenol Güneş, göreve geldikten sonra Beşiktaş’ın toparlanmasını, Cenk ve Gedson’un coşmasını herkes gibi ben de bekliyordum. Lakin Şenol hoca, Dele Alli’yi Trabzonspor’dayken Burak Yılmaz’a yaptığı dokunuştaki gibi yeniden bir futbol yıldızına dönüştürürse çok büyük bir başarıya daha imza atar. Atan ve tutan performansı... Cenk’i sona bıraktım çünkü hayatım boyunca en çok etkilendiğim, üzüldüğüm sahneler arasında İnönü’de Everton’a gitmeden önce son maçını oynayan Cenk Tosun’a Şenol hocanın buruk bakışı fotoğrafı var. Bu açıdan bakınca yeniden inşa edilen İnönü Stadı’nda Cenk Tosun’un gol rekoru kırarken hocasının Şenol Güneş olması son derece anlamlı. Şenol hocanın gelir gelmez kaleyi teslim ettiği Mert Günok’un “tutan” performansı da Cenk’in “atan” performansı kadar galibiyet serisinin en değerli belirleyici unsurlarından birisi.
‘’Tam rahat kazanırken‘’
Beşiktaş maça rakibe göre çok doğru bir oyun stratejisiyle başladı: Şenol Güneş, geçiş ustasıÇağdaş Atan’a karşı Beşiktaş’ın prese başlayacağı bölgeyi çok iyi belirleyip başarılı bir şekilde uygulattı. Redmond’ın Cenk’in arkasında başladığı hücum hattı, presi direkt Kayserispor stoperlerine değil, stoperin ilk pası attığı oyuncuya karşı başlattı. BöyleceÇağdaş Atan’ın geçişlerine imkan vermedi. Tayfur’un solda olmasıyla kupa maçlarında da gösterdiği gibi bu kadroda daha verimli olabileceği merkez ağırlıklı rolünde forveti çok iyi destekleyen Redmond skor tabelasını çok şık bir golle açtı. Skoru 2-0’a getiren golde Salih sadece usta vuruşuyla değil, o dakikada o noktada olmasıyla da övülmeli. Şenol Güneş’in geniş kadrosunda da olsa hocanın kafasındaki ideal orta sahalar böyle mesafe kat etmeli. Mesafe kat etmek ve ideal orta saha deyince Gedson’un bu üst üste dört galibiyetteki belirleyici rolü ve performansından dolayı ayrıca kutlamak gerekiyor. Gedson yine sahada basmadık yer bırakmadı.
Saçma kart görmemeli
Aboubakar ile beraber oynadıkça o sonlarda istediği gibi atamadığı pası da atacaktır.Dele Alli’ye gelirsek, hiç boşuna gelmeyelim! Everton geri almak istemiyorsa, icabında sözleşmesini dondurup yabancı kontenjanı gerçekten futbol oynamaya niyetli bir ofansif orta saha transfer edilmeli.Dele Alli’ye artık kızmaya bile gerek yok, maalesef futbolu onu bırakmış gibi gözüküyor. Rosier’ye gelirsek, bu konu ekstra önem arz ediyor. Bu kadar iyi oynayan ve kadroda gerçek bir alternatifi olmayan Rosier böyle saçma kart görmemeli, gerekirse en ağır para cezası verilmel
‘’Sıra yönetimde‘’
Konyaspor-Beşiktaş maçından önce Manchester derbisini izlerken futboldan aldığım zevk bağlamında kendimi Bodrum’un en güzel plajında partideymişim gibi hissettim. Sonra bizim maç başlayınca aniden inzibatlar gelip beni o plajdan alarak doğuya askerlik görevimi yapmaya götürdüler! Son maçlarda Beşiktaş’ın en iyisi olan, hatta ligin en iyi yerli kaleci performansını sergileyen Mert Günok’un 57. saniyede ayağının altından kaçırarak yediği gol, askerlik görevinin ilk gününde ideal ayak numarandan 2 numara küçük ayakkabı ile koşmak zorunda olmak gibiydi!
Beşiktaş, golü yedikten sonra ilk yarıda Gedson’un bireysel çabaları sayesinde pozisyonlar buldu çünkü sezon başındaki Konyaspor kolektif gücü yok bir süredir yok, daha önce oynadıkları 5 maçta 10 gol yediler. Üstelik takımın en iyilerinden kaleci Sehiç de yoktu. Buna rağmen Beşiktaş golü ta 67’de buldu, Gedson bu kez topuğuyla Cenk Tosun’a al da at pası verdi. Cenk temiz bir ayak içiyle skoru 1-1’e getirdi.
Saiss oyunda tuttu
Maçta 56’da stopere geçen Saiss, Cenk’in golünden önceki Konyaspor baskısında üst üste iki kez Diouf’un kaleye yakın yerden şutlarını bloklayarak Beşiktaş’ı skor bağlamında oyunda tutan isim oldu. Son dakikadaki Josef golü ise hayat öpücüğü oldu, gol sevincindeki askerde tezkere alma anını anımsatan kolektif mutluluk, oyuncuların ne kadar önemsedikleri ve istediklerini gösteriyor. Şimdi sıra transfer takviyeleri bağlamında yönetimde, onlar da ne kadar önemsedikleri
‘’Mert maçı kurtardı‘’
Maçtan önce Şenol Güneş hoca “Kendi oyunumuzu oynayarak oyuna hakim olacağız” dedi. Bir anda “Yoksa Şenol hoca da benim gibi Hakim Ziyech’i mi istiyor?” diye düşünürken maç başladı, Beşiktaş ilk 2 dakika içinde iki kez etkili ön alan presi yaparak Şenol Güneş’in maç önü demecinde ne demek istediğini açtı. Dele Alli yine hazır değildi, Josef olmadığı için Gedson ofansif orta sahadan savunma önüne çekilmişti, Beşiktaş’ın maç başlangıcındaki oyun kurucusu ön alan presiydi. Ancak Beşiktaş’ın ilk yarıdaki en etkili oyuncusu kaleci Mert oldu.
Beşiktaş ilk 12 dakikada yüzde 86’lık topa sahip olma oranı yakalayarak oyuna hakim olsa da 22’de Mert karşı karşıya pozisyonu harika bir şekilde kurtarmasa Beşiktaş 6 dakika sonra Cenk Tosun ile öne geçip skora hakim olamayabilirdi. Beşiktaş öne geçtikten sonra da pozisyonlar verdi, hatta birkaç kez geride eksik yakalandı. Mert Günok’un diğer kritik kurtarışları olmasa devre sonunda Redmond-Weghorst ortak yapımı klas gole rağmen Beşiktaş ilk devreyi 2 farkla önde kapatamayabilirdi.
Ziyech gibi büyük oyuncu şart
İlk 11’de bu kadar çok forvet ve ofansif karakterli oyuncuyla başlayınca, hücum pres ağırlıklı oynamak teorik açıdan doğru olsa da hücum-savunma dengesini sağlayıp takımın iki ceza alanı arasında ideal formasyon boyunu ayarlayacak Josef gibi gerçek bir çapa olmayınca geride eksik yakalanıp geriye doğru sürekli depar atmak zorunda kalıp yıpranıyorsun. O zaman da oyunun ikinci yarıdaki gibi çok gel gitli oluyor, Şenol hocanın maç öncesi hedeflediği oyun hakimiyetini kuramıyorsun. Kalede Mert gibi Fabri’den beri Beşiktaş formasıyla en iyi kaleci performansı sergileyen duvar gibi bir kaleci olmasa değil 3 puan 1 puanı bile zor kurtarırdın! Oyuna hakim olabilmek için Ghezzal seviyesinde misal Hakim Ziyech gibi büyük oyuncular lazım, mümkünse bir de Sergen Yalçın dönemi seviyesindeki Josef!