Arama

Popüler aramalar

‘’Mayıslar onların...‘’

Yemeden şükretmeyeceğin son 270 dakika, şampiyonluğa uzanan... İnisiyatif her şey ama her şey Floryalıların elinde. Ya olacak ya da tufan. Bu arada 4 yıldızlı tişörtlerin mevsiminden önce çıkması hata. Skandalı önleyen Ultraslan’a alkış, yanlıştan döndürdükleri için. Maça dönelim, son haftaların alışılmış 11’inde cezalı Muslera’nın yerine Sinan, son maçta jest ve mimiklerini kontrol edemeyen Emre’nin yerine ise Umut. Taraftar görevini yapmış Arena tıklım tıklım ve inanmış...

90 dakika tempo mükemmel üstü her iki takım adına. Buna rağmen yalancı pozisyonlar, heyecanı olan, skoru değiştirmeyen. Semih’e ayrı parantez, Ankara ekibinin ataklarında başrolde Semih. Doğru hamleler, yerinde kademe. Son dakika yaptığı hata hariç. Tabii Selçuk’un erkenden sakatlanarak oyunu terk edişi, merkezde fren yapması, kısa süren bunalım.

40. dakikadan sonra sahanın hakimi ev sahibi. Nedeni, bu ana kadar varını yorunu ortaya koyan Gençlerbirliği’nin enerjisinin tükenişi...

Sneijder’in imzası, Arena’da bir oh. Kulakları sağır eden bir gol sesi, yıldızlarla öpüşen adeta. Ama söylemeden edemeyeceğim Umut’a ceza sahası içerisinde yapılan hareketin adı yüzde yüz değil, binde bin penaltı. Halis Bey için susma hakkımı kullanıyorum. Son dakikalar inanılmaz, gitti geldi ve bitti. Yine 1-0.

Şampiyonluk yarışında en önemli aday Galatasaray demiştik. Nedenini de hatırlatalım bir kez daha; rakiplerinde Sneijder, Muslera, Burak, Selçuk, Melo ve dün akşam oynamayan Muslera gibisi yok. O zaman da zirvede Galatasaray’dan iyisi yok. Yani saklamaya gerek yok, bundan sonra sürpriz olması zor. Sanırım Mayıslar Galatasaray’ın. Sizce...

17 Mayıs 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Her şey size bağlı...‘’

Rakiplerin hafta sonunu neşeli geçirmişler. Senin Akhisar karşısında gram puan kaybetme opsiyonun yok. Hamza hoca da durumun farkında. Sahaya sürdüğü on bir bunun en büyük kanıtı. Hamit sakat, Melo cezalı yerine Emre Çolak... Hemen genç oyuncudan söz edelim yeri gelmişken. Öncelikle hocasını mahçup etmedi. Uyarılarımızı dikkate aldı belli ki, önceleri gibi topla sevişmiyor tabiri caizse. Kafayı kaldırdığı an pas verecek arkadaşını aramısına şapka... İkinci golde de katkısı büyük. Galatasaray‘ın iki tane olmazsa olmazı var... Sneijder ve Burak... Hem göz zevki hem de skor adına Hollandalı bu takımın sahadaki gizli patronu adeta. Siz bakmayın O‘nu eleştirenlere, ben ciddiye bile almıyorum, geçiniz. Burak’a gelirsek attığı iki imzadan çok rakip takıma bu kadar huzursuzluk veren bir santrafor varmıdır ülkemizde karar sizin. Tüm maç boyu gördük ki Hamza hoca, “Çerçeveyi gördünüz an şutunuzu esirgemeyin” demiş öğrencilerine... Zaman zaman uyguladılar konuk takımın futbolcuları ve ilk yarıda alacağını aldılar. Selçuk için de bir şey yazmazsak ayıp olur. İki kişilik oynadı başarılı krampon, sahada basmadık yer bırakmadı, lig biterken her geçen gün performansının yükselmesi büyük şans Galatasaray için...

Defans aciz duruma düştü

Tabi her şey bu kadar toz pembe değil. Defansın yine aciz duruma düştüğü anlar bolca. Telles‘in hayati kademeleri, Muslera‘nın bildik kurtarışları olmasa skor bu kadar tatlı olmazdı Floryalılar adına... Evet, dolu dolu tam beş 90 dakika kaldı. Her zaman söylerim ne olur bilemeyiz, müneccimle bir akrabalığımız yok. Yalnız şunu söylemeden geçemeceğim. Yarışta olan takımlar arasında Sneijder, Burak, Selçuk ve Muslera gibisi yok. Türkçe meali, her şey Hamza hoca ve talebelerine bağlı. İsterlerse olur, isteyecekler... Dün akşam ki hırs dolu jest ve mimikler bunun en önemli göstergesi...

05 Mayıs 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ayıp değil !‘’

Haklı olarak futbola verilen bir ara. Umarız çare olur. Yalnız bazı yöneticiler tahrik eden sloganlarından vazgeçse, futbolcular da kontrol edilemeyen jest ve mimiklerine çeki düzen verse bu arada daha sağlıklı olurdu. Tabi bizi de saymamak haksızlık. Kelimeler kağıda dökülmeden iki kez düşüneceğiz artık ailecek. Şart yoksa gelecek tufan. Şampiyonluk mücadelesi veren Galatasaray bu kez kupada Manisa önünde. Bir formalite maçı. İlk karşılaşmada Floryalılar aldıkları skorla turu garantilemişti. Hal böyleyken Hamza Hamzaoğlu da rotasyona gitmiş haklı olarak. Melo ve Semih’ in iyileşmesi sevindirici. Özellikle Melo’nun bu kadar ağır bir sakatlığı kısa zamanda atlatmasına hayret diyorum, alkışlarımı ileterek. Yalnız zamana ihtiyacı olduğu kesin...

50. saniye golü, Pandev’in zekası, Yekta’nın imzası. Zaten film bitmişti bu gol tuz biber oldu. Napalım futbolcu futbolcu gidelim isterseniz merak ettiklerinizle tabii ki. Bu tip maçlarda başka ne yazacağız, masal anlatacak halimiz yok. Aydın uzun süreden sonra iyi başladı ama Emre Çolak gibi topla bu kadar gereksiz oynaması hayret. Her zaman söylüyorum Sneijder gibi bir sanatçı takım arkadaşınız var, Biraz örnek alın yahu. Antrenmanda bir an bile gözünüzü ayırmayın Hollandalı’dan ayıp değil !

Bir de Pandev, tam bir profesyonel. Akşamın en iyi kramponu. Sanki bugüne kadar kesik yemiş o değil. Al sana bir örnek daha. Semih’e de zaman lazım kolay değil toparlar. Yekta çok çalıştı. Dzemaili bitirmiş, sezonun bitmesini bekliyor adeta. İkinci yarı iyice seren Floryalılar o ana kadar iyi olan Sinan Bolat’ı da bozup maçı beraberliğe getirdiler. Başka da bir şey yok. Akşam pata. Manisa’ya başarılar. Yarı finale yükselen Galatasaray için ise bakacağız...

16 Nisan 2015, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Müneccim...‘’

Nefesler tutuldu. Kolay değil 16 sene Fenerbahçe toprağında galibiyetin yok. Gerçi şampiyon olmuş, Kupa kazanmışsın ama taraftar galibiyet ister. Stress...Liderin maçtan önce fotoğrafı bu. Gelelim ev sahibi Fenerbahçe ' ye. Gerçi Galatasaray ' ı takip ediyoruz, izninizle bir parça ahkam keselim Karşı - Yakalılar hakkında. Mutlak kazanması gerekiyor aksi bu yarışta havlu atar beraberlikte kesmez. Stress...Kadrosu kayda girer kramponlarıyla dolu. En iyi baskıyı yapan rakibini boğan, en çok koşan o. Ne olur bilinmez müneccimle bir akrabalığımız olmadığına göre. İlginç bir akşam bizi bekliyor hayırlısı diyelim geçelim maça...

Tempolu bir ilk 45 ev sahibi oyuna hakim görünse de can alıcı pozisyonlar konuk takımdan. Selçuk ve Burak ' ın yüzde yüzleri. Buna rağmen Fenerbahçe dirençli ayrıca merkezin hakimi ve de 20. dakikadan sonra oyunun tek hakimi. Diego 'a ayak uyduran yok. Olsa tufan Floryalılar adına...

İkinci 45 tamamen Fenerbahçe. Arzulu, isteyen, pres yapan ev sahibi. Galatasaray da bir Hamit bir Chedjou o kadar. Yine de bütün maç boyu 4 garanti pozisyon. Ama karavana Floryalılar adına. Volkan başrolde. Olmadı bu kez de Fenerbahçe ikinci yarıda oynadığı pozitif oyunla galibiyeti hak etti. Lig karıştı. Bundan sonra ne olur hiç sormayın vallahi bilemem müneccim değiliyiz ki. Ama şunu söyleyim iki takımdan biri şampiyon olur...

08 Mart 2015, Pazar 20:15
YAZININ DEVAMI

‘’O'nu izlemek...‘’

İstanbul’da soğuk bir kupa akşamı. Hamza hocanın ayağının tozuyla geldiği Florya’da bu turnuvaya ne kadar önem verdiğini biliyorsunuz. Ayrıca çeyrek finale kadar diğer büyüklere nazaran daha az ama akıllıca rotasyona baş vurmuş ve genellikle as futbolcularını sahaya sürmüştü. Tabii o zamanlar ligde bu kadar şampiyonluk şansı yoktu ve takımını tanımaya çalışıyordu. Doğal olarak kupaya sarıldı. Ama şimdi ligde lider ve hafta sonu Fenerbahçe maçı var. Haklı olarak dün akşam Wesley ve Yasin dışında sürekli ilk 11’de oynamayan futbolcularını tercih etmişti...

Sneijder’le başlayalım; kendinden başka bir şey yazdırmıyor ki Hollandalı yıldız! Her zaman söylüyorum yine söyleyeceğim. O’nu izlemek keyif. İnanılmaz oynuyor. Sadece oynamıyor, oynatıyor da. Anlayabilene... Yasin, bir nebze de Alex Telles dışında ustaya ayak uydurabilen kısıtlı. Merkezde görev alan Dzemaili’yi de ilk defa bu kadar arzulu gördüm. Gol dışında da olumlu işler yaptı Makedon asıllı krampon. Eee bir de takımına penaltı kazandırıp, rakibini on kişi bıraktırması da önemliydi kendi adına...

Gerisi mi, kaçan penaltı, bol pres, birçoğu direkte patlayan sürüsüne bereket pozisyon, alabildiğine fantazi ev sahibinden. Aydın’a hoşgeldin. Pandev’den duble, 4 farklı galibiyet. Aslında bu maçın kazananı da, kaybedeni de Galatasaraylı futbolcular. Akşama katkı sağlayanları yazdık aşağı yukarı. Böyle farklı biten bir maçta moral bozmak gibi olmasın ama Tarık, Emre ve Yekta’dan daha iyi olmalarını beklerdim. Öyle ya, böyle bir fırsat bulmuşsun göster kendini be kardeşim. Gece yastığa başınızı koyduğunuz zaman daha rahat uyursunuz. Haksız mıyım...

04 Mart 2015, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sneijder , Sneijder , Sneijder...‘’

Geçen hafta rakiplerinin kaybetmesiyle aniden lider olan ve bu unvanı Kadıköy ' e gider ayak kaybetmek istemeyen Galatasaray, Kayseri Erciyes önünde. Deplasman takımı ise can derdinde, alt sıralardan kurtulmak için Mehmet Özdilek ve öğrencileri direnecekler kesin. Sonuçta her iki takım adına da hiçte kolay olmayan bir akşama yelken açıyoruz. En azından maçtan önce görüntü bu...

Ama öyle olmadı. Galatasaray oyuna öyle bir başladı ki süratini ve arzusunu tarif etmek kolay değil. Umut ' la erken gelen gol, buna rağmen hız kesmeyen Floryalılar. Melo ' nun yerine sahne alan Hamit ise bu hafta dersini çalışmış tüm maç boyunca Brezilyalı takım arkadaşını aratmayacak bir performans sergiliyor. Bruma ' nın golde payı büyük, geçen hafta iyiydi, bugün ise ayakları daha sağlam basıyor. Yalnız Sabri 'yle uyumu tartışılır. Sonrası futbolun cilvesi mi diyelim , yoksa yine defansın arkasına atılan ve her daim çare bulunamayan bir top mu siz karar verin. Tahmin edersiniz sonuç ; ailecek izleyen defans ve beraberlik. Maça bu kadar iyi başlıyorsunuz rakibine nefes ile aldırmıyorsun, sahada basmadık yer kalmıyor ama devre arasına başa baş giriyorsun. Bunun Türkçe meali ' Pes ' olmalı...

İkinci 45 senaryo aynı. Pres , pres , pres. Özellikle sol kulvardan Olcan, Yasin işbirliğiyle Sneijder takviyeli ataklar. Ama ev sahibine ' Oh ' dedirtecek gol sağ taraf imzalı. Selçuk ' un mektubu, Chedjou klasiği , Zülküf 'ün büyük gafı. Sneijder demişsek biraz uzatalım. Sonuna kadar hak ediyor çünkü. Gerçekten O ' nu izlemek gerçekten büyük keyif. Bence her yaptığı hareket ders. Şu an tek topu bu kadar iyi ve isabetli kullanan bir arkadaş daha var mı ülkemizde ben göremedim. Direkten topu gol olsa uzun süre unutamazdık sanırım taraflı tarafsız. Ve kapanış imzası da Hollandalı krampondan en şık haliyle...

Evet üç puan, üç golle Galatasaray 'ın. Siz bakmayın bu skora iyi oynarken yenilen gol, liderlik stresi farkın daha da açılmasını etkileyen nedenler. Kayseri Erciyes ' i tebrik ederim. Şifo Mehmet ve öğrencileri temiz futbol oynadılar. Zaman zaman rakiplerini de tedirgin ettiler. Son söz yine ev sahibine. Bundan sonra her maç aynı, benzer ekşin olacak. Haftaya Kadıköy. Floryalılar yıllardır süren makus talihine son verecek mi. Hamza Hoca bu gidişle verebilir. Yeter ki yönetimde ki büyükler birbirlerini yemesinler. Takipteyiz...

27 Şubat 2015, Cuma 21:10
YAZININ DEVAMI

‘’Selçuk ve arkadaşları…‘’

Her iki takım için de zor akşam. Sergen Yalçın ' la son maçlarında üçte üç yapıp kendine gelen Sivasspor; şampiyonluk yarışından ve rakiplerinden kopmak istemeyen, Hamza Hamzaoğlu ile bir nebze de olsa üzerindeki kötü bulutları dağıtan Galatasaray. İlginç bir maç olacaktı, oldu da…Ev sahibi gücüyle rakibine baskı kurmaya çalışan, misafir takım ise kontrollü, gelen atakları akıllı bir şekilde karşılayan taraf. Sergen Yalçın rakibini yenmeyi kafasına koymuştu fakat biraz abartarak ve hırsına yenik düştü desek yalan olmaz. Takımı yenik duruma düştüğü vakit gerçekleştirdiği Kadir – Batuhan değişikliği maçın kaderini belli etti adeta. Bu erken saatte risk alıp, merkezden adam çıkarıp 3. bölgeye Batuhan ' ı alması konuk takımın ekmeğine yağ sürdü. Galatasaray' a gelirsek Melo ' nun eksikliği inanılmaz hissedildi. Brezilyalı arkadaşının yerine oynayan Hamit performansının çok uzağındaydı. Buna rağmen Selçuk adeta iki kişilik oynayarak orta alanın bütün defolarını kapattı, tabii arkadaşlarının da. Bruma bal yapmayan arı ama bu maçta ne yalan söyleyeyim fena değildi. Olcan ve Yasin ikilisi her geçen gün birbirlerine alışıyorlar. Sabri 'nin gayret ve isteğine yine alkış. Chedjou ve Koray'ın arkalarına atılan bazı toplarda ise taraftarın yüreğinin ağzına geldiği anlar bir hayli fazlaydı. Gelelim Sneijder 'a o bana göre bu ekibin sanatçısı, hiçbir şey yapamamış gibi görünüyor, çok iş bitiriyor. Gerçek bir star tek kelimeyle… Her şeye rağmen rakibine göre olumlu tarafları fazla olan artı akıllı oyunu ile Galatasaray galibiyeti hak eden takımdı. Öyle de oldu. Alınan üç puan bu kış vakti altın değerindeydi Floryalılar için.Hakeme gelirsek yenilen golden önce Olcan 'ın yaptığı ilk hareket faul, toplu halde niye itiraz edildi anlaması güç Galatasaraylılar adına. İkinci yarı da Koray ' ın koluyla yaptığı hareket penaltı gibi... Eee ne bu tantana! Neyse son sözüm Hamza Hamzaoğlu 'na: Hocam ayağınızın tozuyla bu takımının fotoğrafını değiştirdiniz. Artık herkes Galatasaray ' ın şampiyonluğu sonuna kadar kovalayacağına inanıyor. Yalnız sahaya çıkarttığınız ilk 11' lere sözüm yok ama ya oyun içerisinde icra ettiğiniz değişikleri kendiniz beğeniyor musunuz? Sadece sormak istedim…

21 Şubat 2015, Cumartesi 20:40
YAZININ DEVAMI

‘’Fragman keyifli...‘’

Nereden başlasam bilemiyorum. Maç mı yazsak, yoksa Galatasaray’ın dramını mı? Öncelikle ikinci şık diyelim yoksa içim rahat etmez, özet de geçsek biraz dertleşelim izninizle. Olayın baş kahramanı Ünal Aysal, iki sene şaşalı bir dönem sonra tek adam olma isteği, har vurup harman savurma, yanlış trasferler, sürüne bereket skandal. Ve 11 ayda 4 değişik kartvizit Florya’da teknik direktörlük adına. Hikmet Karaman geliyordu aniden vazgeçildi, son dakika ne döndü bilinmez! Hamza hoca bu sıkıntı dönemde umarım başarılı olur. Kariyerine ve insanlığına kimsenin lafı olamaz Florya’nın yeni patronuna. Yalnız koskoca Galatasaray da 6 aylık emanetçi bir yönetim ve aynı süreyle çalışacak bir hoca. Sadece futbol mu, geçen senenin en havalı şubesi basketbol takımının bu sezon halini bilmeyen yok. Alacaklarını alamayan oyuncular kaçacak delik arıyor. Allah Ergin Ataman’a sabır versin. Aslında roman olur anlatacaklarımız ama maça da yer vermek lazım şimdilik bu kadar...

Ev sahibinde tabii ki rotasyonlu bir kadro adından başka pek heyecanı olmayan Türkiye Kupası mücadelesi, Eskişehir önünde. Pek de rotasyon diyemeyiz hepsi milyonluk kramponlar yani umut veren genç futbolcu, fidan diye tabir edebileceğimiz kimse yok. Hepsi göze aşina arkadaşlar. Pandev ve kaleci Sinan denemesi. Belki ki Hamza hoca acilen tanımaya karar vermiş takımını, fantaziye gitmeden. Uzun zaman sonra çift santrfor böyle olmalı. 2 senedir gol bölgelerinde ki kısırlık, İtalyan hocaların sigorta düşüncesiyle duydukları korkaklıktan kimse keyif almıyordu. Hatırlayın çoğu maçı iki üç pozisyonla bitiriyordu Floryalılar. Dün akşam ise özellikle ilk yarıda pozisyona doyduk adeta. Heran oyundan atılacağı belli olan Melo’nun çıkartılmaması kenar yönetiminin hatasıydı. Brezilyalı da kızarınca ev sahibi kısa bir zaman da olsa frene basmak zorunda kaldı. Sonunda Bruma sahneye çıktı ve eşitliği bozdu. Tabii pozisyonun başlangıcında Sabri’in gayretine alkış. Ardından Umut’un imzası maçı bitirdi. Bol gollü bir akşam yaşadık. Ahkam mı? İyi olacak, Hamza hoca’nın gösterdiği fragman keyifliydi...

04 Aralık 2014, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI