‘’Maçın kaderi değişti!‘’
Başakşehir–Trabzonspor maçında sahne, son dakikada gelen Muçi golüyle Bordo-Mavililer'in zaferine dönüştü. Maçın daha 7. dakikasında Visca'nın sakatlanması, oyun planını erken değiştiren bir kırılma anıydı. Ardından Başakşehir'in kırmızı kartla 10 kişi kalması, kâğıt üzerinde Trabzonspor'un işini kolaylaştıracak gibi görünse de pratikte tam tersi oldu.
Çünkü 10 kişiyle oynamanın zorluklarını yaşayan değil, yaşatan bir Başakşehir vardı sahada. Ev sahibi ekip eksik kaldıktan sonra üçlü savunmaya döndü, blokları sıkılaştırdı, alanları daralttı ve oyunu adeta kilitledi. Trabzonspor topa sahip oldu ama üretmekte zorlandı; rakibin oyunu kapatma disiplinini aşmak kolay değildi. Fakat bu zorlu senaryoda bir hamle geldi ki maçın kaderini değiştirdi: Muçi'nin oyuna dahil olması. Oyunun temposunu yükselten, pas trafiğini hızlandıran ve sahneye çıkıp attığı mükemmel golle Trabzonspor'a üç puanı getiren isim o oldu.
Karakter galibiyeti
Buna karşın sahadaki en istikrarlı, en çalışkan ve en diri performans Mustafa Eskihellaç’tandı. Koşusu, mücadelesi, dikine oyun anlayışıyla takımın her nefes alışında payı vardı. Oulai ise savunmada neredeyse hatasız bir performans ortaya koyarak galibiyetin görünmez kahramanlarından biri haline geldi. Trabzonspor, rakip 10 kişi kaldı diye kolay bir maç oynamadı; aksine zorlandı, sabretti ve doğru hamleyle sonuca gitti.
Milli aradan dönüşlerin her zaman sancılı olduğu gerçeğini de düşünürsek, bu galibiyetin değeri çok daha anlamlı hale geliyor. Bordo-Mavililer hem oyun olarak hem mental olarak sınav verdi ve son dakikada bulunan o kritik golle büyük bir dönüşümün altına imza attı. Bu nedenle bu maç, sadece üç puan değil; aynı zamanda karakter galibiyeti olarak kayda geçti.
‘’Oyun değil sonuç‘’
Milli maç arasından dönüş her zaman belirsizdir. İyi giden işler bozulabilir, kötü gidenler toparlanabilir. Trabzonspor’da stoper kurgusu, hocanın oyun planının en kritik parçasıydı. Bu ikili bozulunca Alanya maçında sonuç direkt etkilendi. Batagov’un rolü büyük. Hücum başlangıçlarında olduğu kadar karşılamada da ciddi savunma melekeleri gerekecek.
Shomurodov’un formu ve bireysel katkısı Trabzonspor savunmasının en çok dikkat edeceği konu. Fatih Tekke’nin iyi başlayan Trabzonspor macerasında Başakşehir maçı önemli bir eşik. Oyunda ısrar, rakiplerin Trabzonspor’u çözmesini kolaylaştırabilir. Kalesinde Onana, santrforunda Onuachu olan bir takımın bazı maçlarda bu kadar zorlanmaması gerekir ama lig gerçekleri ortada. Bu kez Onuachu ligin en uzun stoperleriyle eşleşecek. İşi hem kolay hem zor. Zubkov, Augusto ve oynarsa Olaigbe skor anlamında destek verebilir.
Yerden ya da havadan...
Onuachu doğru yerde topla buluşursa boş geçmez. Onana maçın kilit noktası Nuri Şahin’le oturmaya başlayan bir Başakşehir var. Milli ara onlar için fırsat olabilir. Bu maç taktik mücadeleye dönecek. Oyun kalitesinden çok sonuç oyunu bekliyorum. Trabzonspor maç içinde farklı kimyalara bürünen bir takım. Kim savunmadan daha iyi çıkarsa o kazanır. Ben Onana’dan asist ya da ön asist çıkabileceğini düşünüyorum. Bu maçın kilidi orada gibi…
‘’Milli duruş!‘’
Hiç kimse İspanyollar’ın bu maçı hafife aldığını iddia edemez; ‘Grupta son, amaçsız maç gibi bir yaklaşım da doğru olmaz. Maç öncesi basın toplantısında Luis De La Fuente’nin hırsı zaten dikkat çekiyordu ve sahaya çıktıklarında gösterdikleri başlangıç da her şeyi anlatıyordu. Hatta bu bile yetmediyse, yedikleri gollerden sonraki reaksiyonları o anı, o ciddiyeti, o duyguyu gayet iyi özetliyordu. Dün sahada mücadele eden çocuklara şunlar da olsaydı daha farklı olurdu demek büyük haksızlık olur.
Milli formayı giyen herkesin nasıl bir bilinçle mücadele etmesi gerektiğini dün gece net şekilde gördük. Dakikalar yanılmıyorsam 16’yı gösterirken, ilk maçın birebir aynısının olmayacağına dair o ilk isyan ateşi yakıldı. Bana göre takım tam da o an kurduğu organizasyonla neden olmasın özgüvenini kazandı. Kaleden itibaren kırdığımız baskı, kurduğumuz oyun ve rakip kaleye hangi yöntemle gidebileceğimizi gösteren o akış, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan milliler adına ilk kırılma noktasıydı. Bu sekans, grubun ve turnuvanın iddialı takımı İspanya’ya da bu maçın ilk karşılaşma gibi olmayacağını hissettirdi.
Helal olsun size
Altay kalesinde adeta devleşti. Barış Alper futboluna güçlü bir dönüş sinyali verdi. Deniz Gül ise attığı golle büyük bir açığımızı kapatacağını adeta haykırdı. Orkun–Salih ikilisi ideal on bir tartışmalarını biraz daha karmaşık hale getirdi. Defans ve orta saha bloklarımızı iyi kapattık, bireysel hatalardan goller yedik ama olsun; bu maçın prestij dışında büyük bir anlamı yoktu. Ancak ortaya konan karakter, milli duruş ve bu duruşun getirdiği prestij, skorun kendisinden çok daha değerliydi. Tebrikler çocuklar… İlk maçta hepimiz sinirlendik, kızdık; siz de aynı duyguları yaşadınız. Ama rövanşı, öyle ya da böyle, aldınız. Helal olsun Montella, helal olsun size.
‘’Doğal sonuç‘’
Şimdi sorulması gereken soru şu: “Trabzonspor’da iki stoperin yokluğunun bu kadar fark etmesi normal mi?” Elbette normal değil. Ancak Fatih Tekke’nin kurduğu mekanizmanın en kusursuz parçalarıydı Savic ve Batagov ikilisi. İkisi birden sakatlanınca, senaryoların en kötüsü gerçekleşti. Yerlerine oynayanlar uyum sağlayamadı; ikili gibi olamadılar, tekli gibi de verimli olamadılar. Puan kaybını yalnızca buna bağlamak doğru olmaz fakat Tekke’nin planlarının o ikiliye göre şekillenmiş olması, alternatif senaryonun eksikliğini de gösteriyor.
Sahip çıkılmalı
Alanyaspor’u Pereira’nın takımı olarak yine kompakt, agresif ve dengeli bekliyordum. Oulai–Folcarelli ikilisine karşı Makouta–Maestro orta sahası üstünlük kurdu ve adeta oyunu kilitledi. Onuachu’nun attığı gol, Trabzonspor adına planların ötesinde bir kalite gösterisiydi. Fakat o ana kadar ödül gibi gelen bu golün devamı gelmedi. Kenar yönetimin hamleleri de oyunun gidişatını değiştiremedi. Alanyaspor’un uzaktan bulduğu mükemmel gol, teslim edilen oyunun bedeli oldu. Çok daha ağırı bile olabilirdi!
Son söz şu olmalı: Bu takıma sahip çıkılmalı. Düşüşler olağan karşılanmalı. Eleştiriler maç gününde kalsın, ertesi güne taşınmasın. Trabzonspor yeni bir takım; yaşadığı iniş çıkışlar da bu uyum sürecinin doğal sonucu. Birkaç doğru planla bu dönem aşılacaktır.
‘’Adres Onuachu‘’
İsteseniz de istemeseniz de futbolda koşullar sizi bir yere taşır. Bu konum zamanla beklentileri büyütebilir ya da küçültebilir. Fatih Tekke her ne kadar beklentiyi yükseltmemeye çalışsa da ortaya çıkan tablo, kadro ve oyun yapısı; maç planlarının, ajandaların ve takvimlerin konuşulmasına neden oldu. Camia üzerindeki olumsuz hava çoktan dağılmış durumda. Son derbi sonrası artık ‘bu yıl neden olmasın, ama seneye yol belli’ denilmeye başlandı.
Trabzonspor bugün derbi sonrası hasarlı bir şekilde Alanyaspor’u ağırlıyor. Stoper hattı tamamen değişecek ama hocanın sisteminden vazgeçmeyeceğini biliyoruz. Bu nedenle oynayacak isimlerin performansı, kapasitesi ve verecekleri yanıtlar ayrı bir sınav olacak. Rakipleriyle alternatifler üzerinden rekabet etmenin zorlukları ortada. Alanya iyi kapanıyor, hızlı çıkıyor, kenarları çevik, merkezdeki ayakları sağlam.
Eksikleri tribün kapatmalı
Ben yine adresin Onuachu olacağını, top adrese teslim edildiğinde gerekenin yapılacağını düşünüyorum. Galatasaray maçındaki akıcılığı kadro eksikleri nedeniyle göremeyebiliriz ama dolu tribünler bu açığı kapatabilir. Oulai ve Folcarelli bu kez çok daha eforlu oynamak zorunda. Belki de bu kez Muçi’nin maçı olur! 90 dakika boyunca tribün desteğiyle eksiklerin kapandığı bir mücadele bekliyorum.
‘’Amacına ulaştı‘’
Sanki 10 hafta boyunca sadece bu maçın hazırlığını yapmış gibiydi Fatih Tekke ve öğrencileri. Mükemmel bir maç başlangıcı, kusursuz bir oyun planıyla birleşince Trabzonspor, karşısındaki güçlü rakibine bu maçın favorisinin aslında kendisi olduğunu hissettirdi. İstanbul’a gelirken herkes Galatasaray’ın tempo ve kalite farkıyla üstünlük kuracağını düşünüyordu ancak sahada bambaşka bir senaryo vardı. Oyun disiplininden taviz vermeyen, her anı titizlikle oynayan, yardımlaşmayı, alan paylaşımını ve sabrı elden bırakmayan bir Trabzonspor izledik. Baskılar kırıldı, karşı baskılarla rakibin pas kanalları tıkandı, oyun üstünlüğü ev sahibine verilmedi. Galatasaray son bölümde değişikliklerle topa daha çok sahip olsa da, Trabzonspor’un oyuna kattığı direnç ve organizasyon Şampiyonlar Ligi temposuna cevap verecek düzeydeydi.
Sistem takımı
Fatih Tekke’nin ilmek ilmek ördüğü sistem, kadro kalitesi ve bütçe farkına rağmen amacına ulaştı. Bu oyun, devre arasında takıma eklenecek 3-4 kaliteli oyuncuyla birlikte ligin tüm dengelerini Trabzonspor lehine çevirebilir. Çünkü Trabzonspor artık sadece mücadele eden değil, planını sahaya yansıtan bir takıma dönüştü. Tekke, on birinci haftada sahaya sürdüğü on birle, bitirdiği on birle, yaptığı hamlelerle ve aldığı risklerle büyük kazandı. Onana, verdiği güvenle takımın omurgasını oluştururken; Fatih Tekke de sistem takımı kurarak geceye damgasını vurdu. Trabzonspor baskıyı kırdı, rakibin baskı silahını elinden aldı ve geriye tek bir cümle kaldı: “Bu takıma birkaç kaliteli oyuncu eklense neler olurdu?”
‘’Baskıyı kır, Onuachu’yu bul‘’
Dev maç öncesi herkesin aklındaki soru aynı: Trabzonspor oyununda bir değişiklik olacak mı? Fatih Tekke yönetiminde haftalardır üzerine koya koya ilerleyen bir sistem var. Onana’yla başlayan, Onuachu ve Augusto üzerinden şekillenen bu oyunda artık ‘nerede oynanacağı’ kadar ‘nerede oynanmayacağı’ da belirleyici. Galatasaray, hem ligde hem Avrupa’da ön alan baskısını oyunun merkezine koymuş durumda.
Deplasmanda ve büyük seyirci baskısı altında, Trabzonspor’un topu kendi bölgesinde fazla tutmaması gerektiğini analizlerle belirlediklerine eminim. Galatasaray, attığı gollerin çoğunu ön alan baskısıyla kazandığı toplarla buluyor. Bu nedenle Trabzonspor’un kaleciden itibaren öre öre işlediği oyununda bu kez ‘menfaat gereği’ bazı tavizler olabilir. Ama Fatih Tekke’nin karakterinden taviz vermeyeceğini de biliyoruz.
Futbol şöleni...
Formül aslında net: Baskıyı kır, Onuachu’yu mutlaka bul, istasyonda biraz bekle, defans arkasına koşular yap! Kafamda oynadığımda bu maç, ‘orta sahaların çabuk geçildiği’ klasik bir derbiye evriliyor. Galatasaray’ın kritik bölge eksikleri, Trabzonspor’u hızlı geçişlerde ön plana çıkarabilir. Uğurcan ve Onana, Onuachu ve Osimhen... Bu kaos ortamında, sahada nefes kesici bir futbol şöleni bizi bekliyor.
‘’Emin adımlarla‘’
Eyüpsporlu Luccas Claro’nun Trabzonspor tribünlerinin alkışları eşliğinde sedyeyle kenara gelişi hafızalara kazındı. Tribünler hep birlikte ayağa kalktı, “geçmiş olsun” alkışlarıyla daha güçlü dönmesi için adeta dua etti. Geçmiş olsun Claro, tez vakitte dönmen dileğiyle...
Galatasaray maçı öncesi mükemmel galibiyet serisini sürdüren Trabzonspor, İstanbul’a büyük moralle geliyor. Kalesinde her maç devleşen Onana, yine kusursuz bir performans sergilerken, kırılma anlarının başrolündeydi. Fatih Tekke ve oyuncuları kazanmaya koşullandıklarını, hedeflerinden şaşmadıklarını bu kez daha büyük bir kalabalık önünde ilan ettiler. Oyununa sadakat isteyen Tekke, takımının defolarını her hafta biraz daha azaltarak, emin adımlarla ilerliyor. Ben Muçi’nin transferine ve ısrarla oynatılmasına hâlâ anlam veremiyorum.
Katkısı düşük, gelişimi yok. Asıl mesele Muçi değil; Oulai gibi mükemmel bir detayın hakkını yeterince verememe ihtimalimiz. Onların enerjisi ve katkısına gölge bir oyun oynamaya kimsenin hakkı yok diye düşünüyorum. Oulai harika bir gole imza atarken, Folcarelli ile adeta performans yarışı içindeydi. Zubkov yine takımın en klas ayağı olduğunu gösterdi. Onuachu’nun boş geçmesi ise şaşırtıcıydı; topukla attığı gol olsaydı, yine gecenin yıldızı olabilirdi.
Bireysel rekabet Trabzonspor’u yukarı taşıyan en önemli etkenlerden biri. Fatih Tekke disiplini “formayı kaptıran zor geri alır” mesajı veriyor. Bu da yüksek tempolu bir takım yaratıyor. Muçi hariç... Derbi öncesi kazanmak çok değerli. Trabzonspor hedefe emin adımlarla yürüyor.









































