‘’Her kulvarda kazanıyor‘’
Doğrusunu söylemek gerekirse, gole kadar rakip kalede doğru dürüst etkili olamadı Fenerbahçe. Hatta ilk 15 dakikada daha etkili olan, rakip kaleye ısrarla gidip gol arayan taraf Kasımpaşa'ydı. Ama futbol böyle bir oyun işte. İlk ciddi gol girişimi sonrasında golü attı Fenerbahçe.
Birinci sınıf futbolcu Fred 40 belki de 50 metreden öyle güzel düşünüp öyle bir top attı ki doğru zamanda doğru adama, "Golcü" yani En Nesyri de Fenerbahçe ilk ciddi girişiminde golü buldu.
Milan Skriniar ... Kim düşünmüş, önermiş ve Fenerbahçe'ye kazandırdıysa, bir sporsever olarak minnettarım. Takımına kalite katıyor, arkadaşlarının özgüvenini yukarı çekiyor Slovak futbolcu.
En Nesyri de öyle. Sezonun ilk maçlarında düş kırıklığı yaratmıştı gerçeği söylemek gerekirse. Ama sonradan sadece golleriyle değil takım savunmasına yaptığı katkı ve maçın tamamını yüksek konsantrasyonla bitirmesiyle de sonuna kadar alkışı hak ediyor Faslı yıldız futbolcu. Benzer şeyleri Oğuz Aydın içinde söylemesem haksızlık etmiş olurum.
Sofyan Amrabat'ı bize izlettiren akıl ve iradeye de ayrıca kutluyorum. 6 numara oynasa da stoperde görev verilse de üst düzey verim alıyor Mourinho ondan. Eminim ki, 8 veya 10 numara oynatılsa da hocasını ve taraftarlarını mutlu edecektir performansıyla Faslı futbolcu.
En Nesyri'nin iki golü de güzeldi. Hem de kafayla değil ayakla attı bu iki golünü de. Ama iddia ediyorum Oğuz Aydın'ın golü de en az En Nesyri'ninkiler kadar güzeldi.
Sakatı, cezalısı, yani eksiği çok olsa da haftalardır fire vermiyor kazanıyor maçlarını Fenerbahçe. Hem de sadece Süper Lig'de değil Avrupa'da da.
‘’Yarış devam edecek‘’
Fenerbahçe zorlu Alanya deplasmanının özellikle ilk yarısında oyunu çok iyi kontrol ederek devreyi bitirdi. Zaten bu doğru taktik sonucunda da skor üstünlüğüyle soyunma odasına gitti sarı lacivertliler.
İlk golde Oğuz Aydın muhteşem bir pas verdi. Ve bu pas aynı güzellikle asiste dönüştü Sebastian Szymanski'nin şık vuruşuyla. İkinci golün fitilini ise "Ah, keşke şu anda hiç olmazsa otuzlu yaşlarının başında olsaydı" dediğimiz Edin Dzeko ateşledi. Kostiç de Dzeko'dan aldığı topla soldan çizgiye inip enfes kesince Anderson Talisca klasını konuşturdu deyim yerindeyse. Brezilyalı yıldız müthiş bir zamanlamayla şık kafa golünü attı ve farkı ikiye çıkardı Alanya'da.
İkinci yarının özellikle başlarında yoğun bir baskıya maruz kaldı Fenerbahçe. Doğal olarak belli bir süre rakip kaleye gidemedi, doğru bir şekilde bu baskıyı atlatmak için kenetlendiler sarı lacivertli futbolcular. Bu periyodun sorunsuz atlatılmasında ilerde istasyon olmaya çalışan Dzeko, sihirli hamle ve dokunuşlarla Fred ve sahanın her tarafında öncü kuvvet gibi oynayan Szymanski baş role çıktılar.
Hakem Cihan Aydın'ın iyi bir maç yönettiğine inanıyorum. Sadece 82'de Alanyasporlu Rıchard'ın Szymanski'ye arkadan attığı kasti tekmeyi kartsız bırakmasını kendisine yakıştıramadığımı söyleyebilirim.
Fenerbahçe çok önemli eksiklerle Alanya deplasmanındaydı. Yetmemiş gibi Çağlar Söyüncü de maçın başında sakatlandı dün. Cezalı ve sakat futbolcuları can sıkıcı düzeydeyken oynadığı maçı kayıpsız atlatarak 3 puanla ayrıldı sahadan Joshe Mourinho'nun öğrencileri. Dolaysıyla amansız takip devam ediyor ve galiba son haftalara kadar sürecek Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki bu sezonki şampiyonluk mücadelesi.
‘’Yarış devam edecek!‘’
Fenerbahçe zorlu Alanya deplasmanının özellikle ilk yarısında oyunu çok iyi kontrol ederek devreyi bitirdi. Zaten bu doğru taktik sonucunda da skor üstünlüğüyle soyunma odasına gitti sarı lacivertliler.
İlk golde Oğuz Aydın muhteşem bir pas verdi. Ve bu pas aynı güzellikle asiste dönüştü Sebastian Szymanski'nin şık vuruşuyla.
İkinci golün fitilini ise "Ah, keşke şu anda hiç olmazsa otuzlu yaşlarının başında olsaydı"dediğimiz Edin Dzeko ateşledi. Kostic de Dzeko'dan aldığı topla soldan çizgiye inip enfes kesince Anderson Talisca klasını konuşturdu deyim yerindeyse. Brezilyalı yıldız müthiş bir zamanlamayla şık kafa golünü attı ve farkı ikiye çıkardı Alanya'da.
İkinci yarının özellikle başlarında yoğun bir baskıya maruz kaldı Fenerbahçe. Doğal olarak belli bir süre rakip kaleye gidemedi, doğru bir şekilde bu baskıyı atlatmak için kenetlendiler sarı lacivertli futbolcular. Bu periyodun sorunsuz atlatılmasında ilerde istasyon olmaya çalışan Dzeko, sihirli hamle ve dokunuşlarla Fred ve sahanın her tarafında öncü kuvvet gibi oynayan Szymanski baş role çıktılar.
Hakem Cihan Aydın'ın iyi bir maç yönettiğine inanıyorum. Sadece 82'de Alanyasporlu Rıchard'ın Szymanski'ye arkadan attığı kasti tekmeyi kartsız bırakmasını kendisine yakıştıramadığımı söyleyebilirim.
Fenerbahçe çok önemli eksiklerle Alanya deplasnanındaydı. Yetmemiş gibi Çağlar Soyöncü de maçın başında sakatlandı dün. Cezalı ve sakat futbolcuları can sıkıcı düzeydeyken oynadığı maçı kayıpsız atlatarak 3 puanla ayrıldı sahadan Joshe Mourinho'nun öğrencileri. Dolaysıyla amansız takip devam ediyor ve galiba son haftalara kadar sürecek Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki bu sezonki şampiyonluk mücadelesi.
‘’Ya rakip eksik kalmasa!‘’
Fenerbahçe mutlak bir galibiyet için sahaya çıktı dün akşam. Hem de yeni transferleri Milan Skriniar ve Diego Carlos'lu bir on birle. Levent Mercan'ı her defasında olmasa da ikide bir faul yaparak durdurdu Ghezzal. Cezayirli futbolcu sadece Levent'i değil, her fırsatta Fred'i de faulle durdurdu. Hele 35'te Fred'e yaptığı hareket kesinlikle sarı kartlıktı, ama hakem Burak Pakkan sadece faul vermekle yetindi.
İyi de Fenerbahçe'nin ilk şut denemesi ancak ilk yarım saat bittiğinde geldi maalesef. Bu olumsuzluğun ana nedeninin hakem hataları veya rakibin faullü oyunu olduğunu söylemek gerçekle bağdaşmaz ki. Çünkü, sarı lacivertlilerin bu cılız girişimi gerçekleşene kadar Rizespor 2 farkla öndeydi, üçüncü gol girişimi de İrfan Can Eğribayat tarafından önlenmişti.
Çok merak ediyorum; Jose Mourinho acaba ne zaman boy aynasının karşısına geçip yapamadıklarını veya yapmaması gerekenleri enikonu anlamak için. Tamam, futbolda her şey var, kabul. İyi de Kadıköy'de iki gol yemişken rakip kalede ilk yarım saatte sadece cılız bir tehlike yaratmak kabul edilir mi Tanrı aşkına?
Galiba insanlar yaş aldıkça fazla muhafazakarlaşıyorlar. Mourinho da biraz daha fazla sanki bu durum. Misal, Oğuz Aydın'ı uzun süre yok saydı. Cenk Tosun'a yaptığı gibi yani.
Tamam, Edin Dzeko'nun kariyerine ve karakterine ancak şapka çıkarılır. Ama Dzeko'ya tanınan şansın hiç olmazsa yarısı Cenk Tosun'a tanınsa ve Yusuf en Nesryi ile birlikte oynatılsa liderle puan farkı şimdikinden daha az olurdu büyük olasılıkla.
Sahi, Rizespor uzun süre 9 kişi oynamak zorunda kalmasa acaba sonuç ne olurdu ciddi şekilde merak ediyorum doğrusu.
‘’Müthiş geri dönüş‘’
Fenerbahçe koca ilk yarıda sadece 45 artının son anlarında kalesinde tehlike yarattı yada yaratabildi Göztepe'nin. Yani sadece tek şut çekebildi rakip kaleye Kadıköy'de dolu tribünler önünde sarı lacivertliler ilk yarıda. Eğri oturup doğru konuşalım, Fenerbahçe'nin bu kötü görüntüsünün ana nedeni biraz Mouriho'nun tercihleriydi belki. Ama bir diğer önemli nedeni de Göztepe'nin oynadığı agresif futboldu. Resmen nefes aldırmadı ev sahibine, dolayısıyla, oynadığı kaos futboluyla Fenerbahçe'ye ecel terleri döktürdü ve önde gitti soyunma odasına İzmir temsilcisi haklı olarak.
İkinci yarıya Kostiç ve Maximin'le başladı Fenerbahçe. Dusan Tadiç karakteri kariyeriyle alkışı ve saygıyı fazlasıyla hak ediyor, bu gerçeği teslim edelim. Ama maalesef dün oyunda kaldığı ilk yarı boyunca katkı veremedi, hatta performansıyla bir kişi eksik bıraktı takımını. Kostiç ve Maximin oyuna dahil olunca ilk yarıdaki kötü görüntüsü tam zıttına döndü Fenerbahçe'nin ve kaşla göz arasında skoru 3-1'e getirdi Kadıköy'ün göz bebeği. Bu arada Kostiç'in çok oynadığının altını hemen çizelim. Dolayısıyla çok gecikmeden Yusuf en Nesryi peş peşe iki kafa golüyle fitili ateşledi, akabinde de Oğuz Aydın klas golüyle geri dönüşün flamasını taşıdılar resmen. Oğuz Aydın demişken hemen altını çizelim. Önemli hedefleri olan her takıma lazım hatta şart. Oyunun iki yönünü de bu denli doğru oynayan, takımını iki yönlü de yukarı çeken, disiplin ve taktiği hiç unutmayan, aksatmayan bir futbolcu gurbetçi futbolcu bence.
‘’Dusan Tadic farkı‘’
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım, Fenerbahçe eğer şu ana kadar maç başına ortalama 2 gol yemiş Adana Demirspor'a ilk isabetli şutunu 32. dakikada atıyor ve onu da golle sonuçlandıramıyorsa, dolayısıyla ilk yarı sonunda soyunma odasına golsüz beraberlikle gitmek zorunda kalıyorsa, bu arada rakibin karşı karşıya pozisyonunda İrfan Can Eğribayat müthiş bir kurtatış yaparak golü önlüyorsa bütün bu olumsuzlukların sorumluluğu kimin?
Dikkatinizi çekerim; bir yanda 200 milyon euro’luk kadroya sahip Fenerbahçe öbür yanda da 10 milyon euro’luk bir kadroya sahip Adana Demirspor maçında nanik yapıyor bize bu gerçekler. Ve bir soru daha; Peki, sezon başına 10 küsur Euro kazanan Jose Mourinho değilde Fenerbahçe'nin bu kadrosunun başında Aykut Kocaman, Yılmaz Vural, Emre Belözoğlu ya da Sami Uğurlu bulunsa şu görüntüden daha mı kötü olurdu yani karşımıza çıkan fotoğraf?
Sahi, Sayın Mourinho, nedir bütün bunların nedeni, ya da Fenerbahçe'nin rakip eksilmeden önce oynadığı futboldan memnun musunuz gerçekten, çok merak ediyorum?
Şunu da unutmayalım, Adana Demirspor kırmızı kart sonucu bir kişi eksilince ve Dusan Tadiç sahaya dahil olunca ancak bariz bir üstünlük kurabildi ve golleri peş peşe sıralayabildi sarı lacivertliler. Fred geçen sezonki Fred'i mumla aratıyor maalesef. Szymanski de Fred'e eşlik ediyor bu anlamda.
Dusan Tadiç de olmasa işi yaş(!) deyim yerindeyse Mourinho'nun. Doğru zamanda doğru yerde topla buluşunca leblebi gibi gol atıyor Yusuf en Nesyri. Dün akşam da 2 golünün yanına bir de asist yaptı Faslı yıldız futbolcu. Demek ki sorun onda değil, onu yeterli şekilde rakip ceza sahası içinde ve civarında topla buluşturamayan sisteminde, tercihlerinde Mourinho'nun.
‘’Sorunlar devam ediyor!‘’
Jose Mourinho'yu anlamakta zorlanıyorum artık. Geldiğinden beri yaptığı gibi dün akşam da Fenerbahçe'yi bir kişi eksik oynattı. Edin Dzeko'ya, kariyerine saygı duymamak mümkün değil. Hala iyi niyetli ve profesyonel bir anlayışa sahip. Ama yaşlı ve bu yüzdenden de yorgun artık Boşnak futbolcu. Misal, 3 bilemedin 2 yaş daha genç olsa 28'de girdiği pozisyonu golle sonuçlandırırdı büyük olasılıkla. Keza, 90+'da Feberbahçe köşe vuruşu kullanılıyor, Mert Hakan da Dezeko'ya pas veriyor ama Dzeko topu rakibe çarptırarak bir korner daha kazanmak için zamana oynuyor. İşte bu Dzeko'yu hakemin son düdüğüne kadar sahada tuttu Portekizli teknik direktör.
Tek sorun bu olsa öpüp başımıza koyacağız. Fenerbahçe iki gol yedi. İkisini de 3, hatta 4 savunma oyuncusuna rağmen yedi. Neden? Çünkü, dün akşam da olduğu gibi gol atmasına rağmen Çağlar Soyüncü hemen her maçta takım savunması adına zaafiyete yol açıyor. Yusuf Akçiçek adında bir stoper var elinin altında halbuki. Misal, Alexander Djiku'yu savunma göbeğinde ve Yusuf'u da sol stoperde oynatsaydı büyük ihtimalle o iki golü kalesinde görmeyecekti Livakoviç.
Açıkçası ilk yarıdaki maçlar tamamlanırken Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oluşan bu puan farkının bir nedeni de Mourinho'nun çok yönlü sorunlu tercihleridir bence.
Şüphesiz, Sayın Recep Uçar'la gözle görülür pozitif bir görüntü veren ve evinde kolay kolay kaybetmeyen Konyaspor'u deplasmanda yenmek azımsanacak bir iş değil. Ama bu galibiyet bile sarı lacivertli takımın Mourinho kaynaklı sorunlarını, eksiklerini görmezden gelmemize gerekçe olamaz. Çünkü, sorunlar bas bas bağırıyor hala. Bu arada yeri gelmişken dillendirmek isterim: Hakemlerimizin artık kötü niyetli futbolculara karşı hoşgörülü davranmamaları, aksine yaptırım uygulamaları gerekir. Misal, dün akşam bunun en akılda kalan örneği Oğulcan'dır. Futbol oynamak yerine her fırsatta hakemi aldatmaya, rakibi töhmet altında bırakmaya çalıştı.
‘’Mourinho da formsuz‘’
Gerçeğin altını çizelim; sezon başından beri Fenerbahçe başta olmak üzere diğer takımlarımıza karşı farklı Galatasaray'a farklı davranıyor çoğu hakemimiz.
Dün akşamki maçı yöneten Oğuzhan Çakır da geleneği, yani rutini bozmadı. Misal, 54'te Amrabat'a sarı kart çıkardı Rui Pedro'ya hareketinden ötürü. Saygı duymak lazım. İyi de ilk yarıda 11'de Rui Pedro'nun yaptığı daha net bir ayağa basmaydı, ona niye kart çıkmadı sayın Oğuzhan Çakır? Keza, 57'de Osayi Samuel'e ve 81'de Fred'e yapılan da tartışmasız sarı kart olmalıydı eğer Amrabat'ın hareketi sarı kartlıksa.
Şimdi diyeceksiniz ki hakem bu kadar kötüydü de Fenerbahçe çok mu iyiydi? Haklısınız, tek kelimeyle "Haklısınız"
Düşünün Kadıköy'de, binlerce taraftarı önünde oynadığı maçta sadece 2 gol buldu, onları da Hatayspor'un çıkarken kaybettiği toplar sonucunda girdiği pozisyonlardan attı sarı lacivertliler.
Neden? Maçın genelinde hızlı ve çabuk oynamakla telaşlı oynamak arasındaki farkı gözetmediği için.
Dzeko, Tadiç, Fred, Kostiç, Çağlar, Amrabat, en Nesyri hemen sahadaki futbolcuların büyük çoğunluğu Avrupa'nın önemli ve büyük takımlarında oynamışlar. Yani, teknik direktör gerekli olanı doğru şekilde anlattığında isteneni yapabilecek yetenek ve birikime sahip bu futbolcular. Demek ki Mourinho'nun psikolojisi ve liderliği sorunlu görüldüğü gibi.
Düşünün, 38 yaşındaki Edin Dzeko'yu uzatmalar dahil maçın tamamında sahada tutuyor. Yetmiyor, adaleleri hepten yorulmuşken penaltıyı da ona attırıyor, oda hiç istemediği halde üstten dışarı atıyor . Bütün bunlar Mourinho'nun liderliği hakkında soru işaretleri doğurmuyor mu?
Bu arada Erce Kardeşler'in de çok iyi bir maç çıkardığını söylemeliyim.