‘’Değerli geri dönüş‘’
Konya’da uzatmalarda gelen dramatik gol ile Beşiktaş ligde galibiyet serisini üç maça çıkardı. Josef De Souza’nın 90+’da yaptığı vuruş sonrası Beşiktaş yedek kulübesi ve tribünlerdeki sevinç bu üç puanın siyah beyazlılar adına önemini özetler nitelikteydi. Her ne kadar Beşiktaş’tan beklenen oyun sahaya yansımasa da ligin kalbur üstü takımlarında Konyaspor’a karşı deplasmanda alınan bu galibiyet, ara transfer döneminin de başladığı bu günlerde siyah beyazlıları zirve yarışında tutması açısından çok önemliydi.
Geçen haftanın kahramanı Mert’in henüz ilk dakikada yaşadığı şansızlık sonucu maça 1-0 geride başlayan Beşiktaş’ın demoralize olmadan galibiyeti son ana kadar kovalamasını değerli buluyorum. Dünya Kupasında Fas milli takımı ile tarihi bir başarı elde eden Saiss’in takıma dönmesi Beşiktaş savulmasına güç katmış. Saiss ilk devre orta sahada ikinci devre ise defansta kusursuza yakın bir oyun sergiledi ama Beşiktaş’ın rakibine yüklediği anlarda takım boyunun çok uzaması ve hücumlar sonlandırılamayınca geriye atılan deparlar onu da diğer defans oyuncuları gibi çok zorladı. Maçın bir diğer kahramanı ise kuşkusuz Gedson oldu. Brezilyalı oyuncu sahada ayak basmadık yer bırakmazken Cenk’e yaptığı şık asist ile iyi mücadelesini de taçlandırmış oldu.
Weghorst’un Manchester United ile anlaşması sonrası sorumluluğu daha da artan Cenk gerçek bir kaptan gibi sahaya ruh koymaya devam ediyor. Tebrikler Cenk Tosun.
Beklentilerim yüksek olduğu Muleka ise maçta hayal kırıklığı yarattı. Kanatlarda oynadığı zaman hem kendisi hem de arkasında oynayan Rosier sıradanlaşıyor,bunu artık biliyoruz ama takımın as forveti gitmişken gelen bu fırsatı daha hırslı ve istekli bir oyunla değerlendirmeliydi. Eğer Aboubakar transferi gerçekleşirse Muleka’nın artık fazla forma şansı bulabileceğini sanmıyorum.
Yeri gelmişken bir iki kelimede Aboubakar transferi için söylemek istiyorum. Weghorst’a göre daha komple bir hücum oyuncusu olması Beşiktaş’a taktiksel açıdan avantajlar sağlayacaktır. Hollandalının ani ayrılığı sonrası ara transfer döneminde ligi ve takımı tanıyan daha iyi bir alternatif bulunabileceğini düşünmüyorum.
Beşiktaş’ın oyunu beklenen seviyede olmasa da kazanma alışkanlığı edinmek açısından çok önemli bir eşiği geride bıraktı. Ara transfer döneminde yapılacak birkaç akıllı dokunuş ve Ghezzal’ın takıma geri dönüşü sonrası oyunun seviyesinin de istenen noktaya yaklaşacağını düşünüyorum.
‘’Kaleci farkı‘’
Adana Demirspor galibiyeti ile yükselişe geçen Siyah-Beyazlılar, hafta içi ligde bay geçtiği için Kasımpaşa maçına hem moralli hem de dinlenmiş olarak çıktı. Bu şartlara ev sahibi olmanın avantajı ve dolu tribünlerin de eklenmesi ile Beşiktaş’ın maça yoğun baskı ile başlayacağını öngörmek çok zor değildi ki tam da beklendiği gibi oldu. Beşiktaş yüksek topa sahip olma oranı ile oyunu rakip yarı sahada tutmaya çalışsa da sol kenarda bir yanıp bir sönen N’Koudou, sağ kenarda sürekli içeri girmeye çalışan Cenk ile kanatlardan etkili olamadı. Maçın başlarında oyuna hareketlilik getiren Redmond’un orta alandaki etkili oyunu oldu. Kasımpaşa ise defans arkasına atılacak toplarla kontra atak şansları kovaladı ve son haftaların formda ismi Mert olmasa bu planlarında başarılı da olacaktı.
Maçın adamıydı
Maçta 22. dakikada karşı karşıya pozisyonda yaptığı kurtarış ile maçın farklı bir senaryo üzerinden ilerlemesinin önüne geçen ve ilerleyen dakikalarda yaptığı diğer kritik kurtarışlarla Mert tartışmasız maçın adamıydı. Kasımpaşa’nın sakatlıklar nedeniyle sahada 9 kişi kaldığı bir anda Salih-Cenk işbirliği ile öne geçen Siyah-Beyazlılar, gol sonrası ileri çıkmaya başlayan rakibi karşında daha rahat alan bulmaya başladı ve ilk yarının uzatma dakikalarında Redmond’ın güzel pasını Weghorst tek vuruşla ağlara gönderdi.
Weghorst’un gol sevinci
Gol sonrası tribünlere gidip taraftarlara ‘’bye bye’’ diyen Hollandalı, devre arası transfer döneminde veda sinyali vererek eminim çoğumuzu şaşırttı. Manchester United söylentileri doğru ise Beşiktaş en önemli hücum silahını da kaybedecek gibi görünüyor. Tek sezonluk kiralık forvetlere alışmıştık! Ama bu sefer tek sezon bile sürmedi, belki de artık bu kiralık forvet geleneğine de son vermenin zamanı gelmiştir. İkinci devre maçın temposu ilk devreye oranla düştü. Şenol Güneş Muleka’ya her maç süre tanıyarak onu da takımın içine sokmaya çalışıyor, Weghorst giderse daha da çok forma şansı bulacak olan oyuncu her ne kadar savruk oynasa da bir an önce ritmini bulması önemli.
3 puanı aldı ama...
Orta alanı güçlendirmek için oyuna giren Atiba’nın savunmadan çıkarken yaptığı bir top kaybı sonrası gol bulan Kasımpaşa maçın sonlarında baskısını yükseltti. Maçın son anlarında üç stoper ve iki sol bek ile rakibi karşında sadece skoru korumaya çalışan Beşiktaş 3 puan alarak yoluna devam etti ancak önümüzdeki haftaların zor geçeceğinin de sinyalini vermiş oldu.
‘’Büyük şans tepti‘’
Unutulmaz bir final ile sona eren Dünya Kupası için verilen uzun ara sona erdi ve nihayet Süper Lig yeniden başladı. Cumartesi akşamı lider Fenerbahçe’nin de Trabzonspor deplasmanında kaybetmesi sonrası Beşiktaş için Gaziantepspor maçı zirveye yaklaşmak ve temiz bir sayfa açmak adına bulunmaz bir fırsat vadediyordu. Şüphesiz Şenol Güneş de oyuncularını bu yönde motive ederek maça hazırlamıştır.
YENİ ORTA SAHA DİKKAT ÇEKTİ
Maçta hemen dikkati çeken bu sezon ilk kez aynı anda sahada gördüğümüz Necip Atiba Gedson orta sahası oldu. Daha serbest bir pozisyonda oynayan Gedson zaman zaman etkili ileri çıkışlar yapsa da Beşiktaş bu orta saha seçimi ile hücum potansiyelini azaltmış göründü. Kupa mücadelesinde yuhalanan Dele Alli ‘nin sahada olmayışını olumlu bulsam da benim gözlerim Salih’i aradı ki 2.yarıda Atiba’nın yerine oyuna dahil oldu. Kalede seçim Mert’ten yana oldu. Milli kaleci de maç boyunca kritik kurtarışlar yaparak güven vermeye devam etti. Hafta içinde oynanan Kupa karşılaşmasında maçın 2-0dan çevrilmesinde payı olan N’koudu da Redmond’un yerine şans bulan başka bir isim oldu. Maçın ilk yarısında rakibi ile yaşadığı gerginlikte sarı kart ile kurtulması büyük şanstı. Bu denli önemli bir maçta böyle disiplinsiz davranması kabul edilemez. Defansta ise Saiss’in Dünya Kupasından tartışmalı bir şekilde sakat dönmesi sonrası forma şansı bulan Wellington da kupa mücadelesinde oynayan Emrecan gibi güven vermedi. Sol bekte forma bulan Umut sırıtmasa da forma benim mesajını veremedi. İkinci devre o bölgede şans bulan Masuaku yaptığı asist ile o pozisyon için hala daha iyi bir seçim olduğunu gösterdi.
DAHA İYİ BİR BEŞİKTAŞ BEKLERDİM
Maçın ilk yarısında tempo fazla yükselmezken siyah beyazlılar devreyi isabetli şut atamadan bitirdiler. İkinci 45 dakika başlarken yapılan değişiklerle tempoyu artırmak isteyen Beşiktaş oyunu biraz hareketlendirse de rakibine üstünlük sağlayamadı. Necip Muleka değişikliği ile risk almaya başlayınca da kalesinde golü gördü. Yapılan değişikler sonrası sahaya 4-4-2 gibi yerleşen Beşiktaş’ta sol kanatta oynamak zorunda kalan Muleka o pozisyonun oyuncusu olmadığını bir kez daha gösterdi. Maçın son dakikaları yaklaşırken iyice geri çekilen rakibi karşısında yüklenmeye devam eden siyah beyazlılar bir kenar ortasında ilk isabetli şutunu atıp Weghorst ile beraberliği yakaladı. Kalan dakikalarda ortaya konan oyun galibiyet için yeterli olmadı. Beşiktaş her ne kadar birçok istatistikte rakibine üstünlük sağlayıp üçün üstünde gol beklentisi yaratsa da,
zirveye yaklaşmak ve yeni bir başlangıç yapmak için büyük bir fırsatı tepti ve hala düzeltmesi gereken çok şey olduğunu gösterdi. Ben lige verilen uzun ara sonrası daha iyi bir Beşiktaş görmeyi beklerdim. Artık hedef zirveden daha fazla uzaklaşmadan Ocak ayına girip bazı transfer hamleleri ile takımın eksik yönlerini güçlendirmek olabilir.
‘’Kronikleşen problemler‘’
Golleri, direkten dönen topları ve zaman zaman yükselen temposuyla keyif veren bir derbi karşılaşması izledik. Galatasaray’da Icardi yıldızlaşırken, Beşiktaş’ın kronikleşmeye başlayan problemlerinin devam ettiğini gördük. Ev sahibi olmanın avantajıyla oyuna baskılı başlayacağını tahmin ettiğimiz Galatasaray ön alan presini iyi uyguladı. Bu pres karşısında oyun kurmakta ve hücuma çıkmakta zorlanan Beşiktaş, zaman zaman Ismael döneminden kalan reflekslerleN’Koudou ve Weghorts’a atılan uzun toplara yöneldi ama gününde olan Nelsson ve Boey bu iki ismin etkili olmasına izin vermediler. Etkili presin yanında topu da iyi kullanan Galatasaray hücum hattında bu sezon ilk kez 11’de yer bulan Barış’ın asistinde Icardi muhteşem bir gol atarak takımını öne geçirdi ve ligimizin üstünde bir forvet olduğunu gösterdi.
Josef düşünce etkinlik arttı
Akan oyunda etkili olamayan Beşiktaş ise bir duran toptan bulduğu pozisyonda Cenk’in akrobatik golüyle eşitliği yakaladı. İkinci devrenin ilk 10 dakikasında oyun dengeli devam etti ama ilerleyen dakikalarda, geçirdiği sakatlığın ve Ankara deplasmanında yaşanan olaylar sonrası formunun çok uzağında olan Josef’in de iyice oyundan düşmesi ile Galatasaray’ın etkinliği arttı. Bir kez daha sahneye çıkan Icardi şık bir kafa golü ile takımını tekrar öne geçirdi. Yenen golde Beşiktaş’ın iki stoperi de Icardi’nin çok uzağında kaldılar.
Şanssızlık olmasa...
Şenol Güneş’in oyuncu değişiklikleri sonrası daha riskli bir oyun anlayışına geçen ve zaten zayıflamış orta sahadan bir oyuncu daha çıkaran Beşiktaş, oyunun hakimiyetini tamamen rakibine kaptırdı ve kalesinde pozisyonlar vermeye devam etti. Mert Günok’un yükselen performansı ve Galatasaraylı oyuncuların şanssızlıkları olmasa maç son bölüme kalmadan kopabilirdi. Beşiktaş’ın takım savunmasında ve oyun kurulumunda yaşanan problemlerin devam ettiği bir maç daha izledik. Siyah beyazlı oyuncular hem hücumda hem defansta birbirinden çok kopuk ve savruk hareket ediyorlar. Bek oyuncularının haftalardır süren formsuzluklarına dikkat edilmeli.
Kadro planlaması...
Ghezzal’ın yokluğunda ona alternatif olabilecek nitelikte bir oyuncunun olmaması da kadro planlaması adına yine başka bir eleştiri konusu. Beşiktaş adına gecenin pozitif tarafı ise Gedson veCenk’in yükselmeye devam eden formları oldu. Maçın sonlarında Tayfur’un top toplayıcı çocukla yaşadığı diyalog ve Torreira’nın kendini yere bırakması ise ligde görmek istediğimiz sahneler değildi.
‘’Yeni planlar‘’
Hatayspor maçı ile iflas eden Valerien Ismael projesi, Beşiktaş’ı ligin henüz 11. haftasında yeni planlar yapmaya mecbur bıraktı. Son ana kadar Ismael’e destek mesajları veren başkan da artık takımın ışık vermediğine karar vermiş olacak ki, söylemleri ile ters düşmek pahasına kan değişimine karar verdi ve tüm sezon kaybedilmeden Şenol Güneş’i göreve getirdi. Geçen hafta yapılan basın toplantısında Şenol Güneş motive, neşeli ve rahat bir görüntü verirken, başkan AhmetNur Çebi ve sportif direktör Ceyhun Kazancı ise tam tersine çok gergin göründüler.
Eleştirileri başkan göğüsledi
Başkan, toplantıda Valerien Ismael tercihinin kendisine ait olduğunu söyleyerek Ceyhun Kazancı’ya bu konuda yapılan eleştirileri göğüslerken, yapılan transferleri ve oluşturulan kadroyu övdü. Ben başkandan sezon öncesi vaat edilen sürdürülebilir bir yapı kurma projesinin bu yeni yapılanma ile nasıl devam edeceğine dair açıklamalar da duymak isterdim açıkçası. Şenol Güneş açıklamalarıyla Ceyhun Kazancı ile çalışmaya devam edeceğini belirtmesine rağmen en yetkili ismin kendisi olacağını da kesin bir şekilde hissettirdi.
Gorec paylaşımı...
Bundan sonra ÜmraniyeNevzat Demir Tesisleri'nde nasıl bir görev paylaşımı olacağını merakla bekliyorum. İşin saha içi kısmına gelirsek, ligin yeni takımı Ümraniyespor her ne kadar Beşiktaş’tan kadro kalitesi olarak çok geride olsa da, ileride çoğalan, baskılı ve oyunu rakip yarı sahaya yığan, direkt paslar yerine set oyunu oynayan, bek ve orta saha oyuncularının oyunun içinde olduğu bir Beşiktaş izlemek herkesin hoşuna gitmiştir diye düşünüyorum. Son haftalarda yaşanan sıkıntıların bir anda düzelmesini beklemek tabii ki doğru değil ancak Şenol Güneş’in olumlu dokunuşlarını şimdiden görmek güzeldi. Beş golle gelen galibiyet ile ümit verici bir başlangıç yapıldı.Hafta sonu deplasmanda oynanacak Galatasaray derbisi daha kapsamlı ve sağlıklı değerlendirmeler yapabilmemiz için iyi bir sınav olacaktır
‘’Kredi azalıyor‘’
Hafta sonu evinde ağırladığı rakibi Trabzonspor karşısında sahadan beraberlikle ayrılan Beşiktaş’ta sular bir türlü durulmuyor. Evinde oynadığı son 3 karşılaşmadan da galibiyet çıkaramayan Siyah-Beyazlılar'da tribünler hoşnutsuzluklarını yüksek sesle dile getirmeye başladı. Ligin henüz 10. haftası oynanmışken oluşan bu tablonun nedenlerini daha iyi anlamaya çalışalım. Geçen sezon lige erken havlu atan takımın başına son 8 haftada geçen Valerien Ismael, kendi kuracağı takımı planlamak için yeterince zaman elde etti. Ceyhun Kazancı ile birlikte iyi bir transfer dönemi geçirip, rakiplerinin aksine birçok transferi kampa yetiştirdi.
Sistem değişti
Türkiye’ye geldiğinde 3’lü savunma sistemi ile 150’nin üzerinde maça çıktığını ve bu sistemin ustası olduğunu söyleyen hoca takımını da kamp boyunca bu sistem üzerinde çalıştırdı. Beşiktaş bu dönemde rakipleri Avrupa’nın köy takımları ile hazırlık maçları oynarken Werder Bremen, Victoria Plzen ve Mainz gibi takımlara karşı iyi sınavlar verdi. Sonrasında oynanan Wolves ve Deportivo hazırlık maçlarında alınan 2 kötü sonuç sonrası hocaya eleştiriler daha tek resmi maç oynanmadan başlamış oldu. Bu süreçte yapılan eleştirilerin büyük kısmı ise Beşiktaş kadrosunun 3’lü savunma için uygun olmadığı yönünde idi ama iyi bir transfer dönemi geçiren Beşiktaş tüm planlamasını bu sistem üzerine kurmuştu.
Şansları zora girdi
Sezonun başlamasına çok az bir zaman kala gelen bu eleştiriler karşında ani bir kararla 4'lü savunma oynamaya karar veren Ismael ve ekibi sezon öncesi yapılan planlamadan da sapmış oldu. Bu karar sonrası, uzun süren pazarlıklar sonucu bonservisinin yarısına 2.5 milyon Euro ödenen Emre Can ve son anda İngiliz takımlarının elinden alınan geçen sezonun flaş ismi Muleka gibi oyuncuların ilk 11’de oynama şansları zora girdi. Lig’in başlamasına 1 hafta kala gönderilmeye çalışılan ve yerine forvet transferi düşünüle N’Koudou bir anda takımın en önemli oyuncularından birine dönüştü. Transferin son günlerinde panikle 4’lü sisteme uyacak oyuncular aranmaya başlandı.
Ghezzal'ın olmadığı zaman...
Ligin başlamasına kısa süre kala yapılan bu değişiklik kuşkusuz hocanın ve takımın dengesini bozdu. Ben, hocanın aklındaki direkt paslarla ve yüksek tempoyla rakip kaleye gitme planını bu diziliş ve kadro seçimi ile gerçekleştirmesinin zor olduğunu düşünüyorum. Ghezzal’ın hücumun sağı yerine 10 numarada oynadığında istenilen verime çıkamadığı bir gerçek ama hocanın Ghezzal’ın olmadığı zamanlarda kesinlikle çift santrafor ve kalabalık orta sahalı düzenini, hâlâ az da olsa kredisi varken denemesi gerekiyor.
İkon oyuncular!
Ismael’in bir diğer eleştirmek istediğim tarafı ise Dele Alli ısrarı. Herkes Dele’nin ne kadar büyük bir potansiyel olduğunun farkında ama henüz istenen seviyenin çok uzağında olan ve takıma bu kadar geç katılmış bir ismin bu form durumu ile ısrarla oynatılması takım içindeki adalet duygusuna zarar verebilir. Basınımız yabancı hocalara yerlilere verdiği kadar kredi vermemekle eleştiriliyor ama Ismael de benzer şekilde kendi kültüründen oyunculara öncelik verme eğiliminde. Takıma transferin son günlerinde katılmış ve ligi tanımayan Redmond’un ısrarla Cenk Tosun gibi bu kulübün ikon oyuncularından önce tercih edilmesi bunun en büyük işaretlerinden.
İyi şeyler elbette var
Hep negatif şeylerden bahsettik. Hocanın iyi yaptığı şeyler yok mu? Elbette var. Beşiktaş takımı fiziksel olarak iyi bir durumda. Takımı ligde birçok istatistikte lider durumda ve ligin en az pozisyon veren takımlarından biri. Yapılan bu kadar eleştiriye rağmen sadece 1 mağlubiyeti bulunmakta. Sportif direktör Ceyhun Bey ile iyi bir uyum yakalamış gibi görünüyorlar ve en önemlisi başkan kendisine hâlâ çok inanıyor. Bence hocanın bundan sonra yapması gereken Dünya Kupası için verilecek araya kadar tüm eleştirilere kulaklarını kapatmak ve kendi doğrularının arkasında durmak. Önümüzdeki haftalarda yakalayacağı 3-4 maçlık bir seri şu an esen rüzgarları bir anda tersine çevirebilir.
‘’Zor da olsa 3 puan‘’
Valerien Ismael’in bankolarından Salih’in hafta içi gelen sakatlık haberi sonrası Beşiktaş’ın sahadaki üçüncü Türk oyuncusunun kim olacağı merak konusu idi. Hoca kararını jokeri Tayfur’dan yana kullandı. Bugüne kadar sol bekte ve merkez orta sahada gördüğümüz Tayfur bu kez sağ önde Muleka’nın yerinde sahadaydı. Bu karar Beşiktaş’ın kanatları daha etkili kullanmasına neden olurken geçen hafta Fenerbahçe karşında gol yemeyen defans hattı da bozulmamış oldu. Tayfur da hem savunmada hem de hücumda çok çalışarak forma şansını bir kez daha iyi değerlendirdi.
Ismael’in duran top organizasyonlarına önem veren bir teknik direktör olduğunu daha önce söylemiştik. Giresunspor karşılaşmasının ilk 45 dakikasında bunun meyvelerini aldığını bir kez daha gördük. Üstü üste kullanılan kornerler sonrası önce penaltı kazanan ve Weghorst ile değerlendiremeyen Beşiktaş, derbideki oyunu ile ilk 11’deki yerini sağlamlaştıran Tayyip Talha’nın şık ve akıl dolu vuruşu ile etkisiz rakibi karşısında öne geçti.
Hocanın çok güvendiği ve ısrarla forma verdiği Delle yine beklenen seviyenin uzağında bir oyun oynadı ve çok top kaybetti. Saiss’in sakatlanması sonrası oyuna giren Emrecan ilk maçına göre çok daha iyi bir görüntü verdi.
2. devrede yaptığı oyuncu değişikleri sonrası sistemi de değiştiren Valerien Ismael
Cenk Tosun’u Weghorst’un yanına atıp 4-4-2 dizilişini deneyerek belki de B planı yok eleştirilerine cevap vermek istedi ama Beşiktaş bu değişiklikler sonrası farkı açamadı ve ilk yarıda tek bir isabetli şutu bile olmayan Giresunsporu tekrar oyuna ortak etti. Oyunun son anlarında gelen Giresunspor baskısı siyah beyazlılara korku dolu anlar yaşattı.
3 hafta üstü üste yaşanan puan kayıpları sonrası güven tazelemek için gittiği Karadeniz deplasmanından farklı bir skor ile dönmek isteyen Valerien Ismael, 3 puanı alsa da Trabzonspor karşılaşmasına yine ağır eleştiriler altında hazırlanmak zorunda kalacak.
‘’Keyifsiz derbi‘’
Mücadele açısından üst seviye bir maç olsa da kalite açısından beklentinin çok altında kalan bir derbi izledik. Karşılıklı 38 faulün yapıldığı gecede tempo son 10 dakika dışında yükselemedi. Redmond ve Muleka’yı Fenerbahçe defansı arkasına kaçırmaya çalışan Beşiktaş ilk yarıda rekor sayıda ofsayta yakalandı. Fenerbahçe’nin iyi önlem aldığı Weghorst’a geriden atılan uzun toplar kanatlarla buluşturulamayınca Beşiktaş hücumda çok etkisiz kaldı. Bu direkt oyun anlayışında ısrar sonucu Siyah-Beyazlılar art arda 4-5 pas yapmakta bile zorlandılar ve dolayısıyla çok fazla top kaybettiler. İkinci yarıda Ghezzal’ın ve Gedson’nun oyuna girmesi ile biraz tempo bulan Kara Kartallar maçın son dakikalarında Weghorst ile kaleyi 2 kez tehlikeli şekilde yokladı ama bu galibiyet için yeterli olmadı.
Ismael, 3-5-2’yi denemeli
Valerien Ismael, Ghezzal’ın olmadığı maçlarda, kamp dönemi boyunca takıma çalıştırdığı 3-5-2 dizilişini de denemeli. Böylelikle kanatta oynadığı zaman sıradanlaşan Muleka’nın etkinliği artacak ve ağır markaj altında kalan Weghorst’a daha fazla yardımcı olabilecektir. Süper Lig’de ilk derbisinde fazla risk almak istemeyen Jorge Jesus gecenin Dolmabahçe’den hem oyun hem skor açısından daha mutlu ayrılan ismi oldu.