Pazartesi deplasmanda derbi oynayıp cuma günü yine aynı 11’ le ligin en zorlu ekiplerinden Samsunspor’a karşı evinde de olsa 3 puan mücadelesi maç öncesi kolay gözükmüyordu. Ama Galatasaray öyle bir ilk yarı oynadı ki bütün bu parametreleri olumlu anlamda tersine çevirdi.
Fenerbahçe için Galatasaray karşısında son dakikada Duran’ın golüyle gelen beraberlik, buruk bir sevinç yaşattı.
İlk 45 dakikada oyunu doğru oynayan, merkezde kalabalık Samsunspor'a karşı merkezden değil özellikle Leroy Sane'nin çizgisinden doğru ikili oyunlarla hücum eden Galatasaray ilk 45 dakikayı 2-0 önde kapattı.
Fenerbahçe maçındaki son dakika golünün hemen ardından başlayıp düne kadar süren ‘’demeç fırtınası’’nın Galatasaray takımını etkileyip etkilemediği de ölçülecekti karşılaşmada.
Osimhen ve Sane resitalişısına çıkana kadar oynadığı son 4 lig maçında sadece 1 kez kazanabilmişti. Dün gece Samsun karşısında ise ilk yarı Osimhen ve Sane’nin resitaliyle 2-0’ı yakalayan Okan Buruk ve futbolcularına karşı ikinci yarıda Thomas Reis’in hamleleri maçın kalitesini çok yükseltti.
Uzatma anlarında Kazımcan’ın koluna çarpan topta oluşan penaltı beklentileri, yoruma açık. Bu olayda oyuncunun kolu bence doğal konumdaydı. Top kola çarpıyor, sonra kol açılıyor. Bu durumda hem hakem hem de VAR doğru bir karar vererek oyunu devam ettirdiği fikrindeyim.
Bazı insanlar yalnızca sporla değil, bir şehrin hafızasıyla, bir milletin gurur atlasıyla ölümsüzleşir. Ahmet Kireççi, nam-ı diğer Mersinli Ahmet, işte öyle bir isimdir.
Geçmiş yıllarda da benzer sorunlar yaşanmıştı aslında. Rotasyon arttığında oyunun dengesi değişiyor ve Türkiye Kupası’nın doğası gereği bu durum normal karşılanıyor. Alt lig–üst lig farkı, büyük takım–Anadolu takımı eşleşmeleri derken bu turnuvada teknik adamlar sık sık değişikliklere gider. Buraya kadar itirazım yok; ancak yıllardır söylediğim bir nokta dün gece yine karşımıza çıktı.
Hafta sonu öyle bir derbi seyrettik ki evlere şenlik.
Hakem konuşmayı, maçları, olayları hakem üzerinden okumayı Türk futboluna katkıdan çok zarar olarak görsem de dün akşam oynanan maçı Yasin Kol’dan bağımsız okumak, anlamak imkansız gibi bir şey.
Bu maçın kritiğine başlarken en son söyleyeceğimi ilk birkaç paragrafta söylemeliyim: 2025/2026 Sezonunun kaderini belirleyecek en önemli karşılaşmalardan biri olan dün geceki derbiye, maalesef beklendiği gibi maçın hakemi Yasin Kol damga vurdu.
Yasin Kol, VAR’ın yardımıyla 44. dakikada Fenerbahçe’nin golü öncesi Skriniar’ın elle teması nedeniyle iptal kararını doğru bir şekilde verdi. Genel olarak çok fazla kritik pozisyonun olmadığı derbiyi büyük bir krize dönüşmeden tamamladı ama bariz kart ihlallerini atladı, faul standardı tutarsızdı.
Son haftalardaki form durumuna bakıp üstüne bir de eksikleri düşününce Kadıköy’deki derbide rüzgarın Tedesco’nun arkasından esmesi bekleniyordu. Ama Okan Buruk Galatasaray kariyeri boyunca Fenerbahçe derbilerine hep iyi hazırlandı. Sakatlıklar sebebiyle kadro kurmakta zorlanan Okan Buruk, Sallai’nin de cezalı olduğu bir gecede Davinson Sanchez’i sağ beke çekip Lemina’yı stoper oynattı.
Derbide maç öncesi her şey konuşulur ama son sözü sahada futbolcular söyler. Dün gece de Kadıköy’de ev sahibi Fenerbahçe, fazlasıyla favori olduğu maçın ilk yarısında gergin ve tutuktu. Galatasaray’da ise tüm eksiklerine rağmen Okan Buruk iyi bir 11 sürdü sahaya. Özellikle savunma hattındaki zafiyeti Lemina’yı stopere çekerek hallettiğini ilk yarıdaki oyunla gördük. Fenerbahçe, rakibin alan savunması karşısında uzunca bir süre kalecisine dönmek zorunda kalırken, Galatasaray ceza alanına girmekte zorlandı.
Futbol tarihinin en büyük derbilerinden biri oynandı dün gece Kadıköy'de. Bu tür genelde sadece sahada oynanmaz; zihinde, cesarette, dayanıklılıkta oynanır. Derbide gördüğümüz şey tam da buydu. Skor 1-1, oyun vasat; ama ortaya çıkan tablo derbilerin ne kadar kırılgan, ne kadar ince dengelerle kurulu olduğunu bir kez daha hatırlattı.