Arama

Popüler aramalar

Spor federasyonlarında FETÖ ile mücadele

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

15 Temmuz gecesi ülkemiz çok büyük bir tehlikeyi inanç dolu kahramanca duruşuyla dünyaya örnek olan vatandaşlarımız sayesinde amacına ulaşmadan sonlandırdı. Sonrasında hem kamu kurum ve kuruluşlarında hem de özel sektörde temizlik hareketi başladı ve şükürler olsun ki Fetö yapılanmasının beli büyük oranda kırıldı ve bu süreçte Fetö mensuplarını temizleme çalışmalarına devam ediliyor. Ancak zamanlama açısından daha hızlı ve radikal müdahale edilmesi gereken birçok kurum var. Bunlardan biri de başkan ve üyelerinin yeniden belirleneceği seçimlerine çok az bir zaman kalan spor federasyonları...

Üzerine alınan olmadı!

Geçtiğimiz günlerde Futbol Federasyonu önemli adımlar attı. MHK başta olmak üzere birçok kurul neredeyse yeniden dizayn edildi. Bir anda çok sayıda istifa gündeme geldi. Bunların çoğunun Fetö ile bağlantısı olduğu biliniyor.

Adalette, emniyette, Silahlı Kuvvetler’de, eğitimde, özel teşebbüslerde ve daha nice alanlarda yapılanan Fetö’nün, futbol dışındaki diğer spor federasyonlarını pas geçtiğini söylemek mümkün mü? Bu konuda türlü türlü iddialar havada uçuşuyor.

Konuyu Rio Olimpiyatları’ndaki başarı durumunu da dikkate alarak değerlendirdiğimizde federasyonlarla ilgili yapılacak çok iş olduğu ortaya çıkıyor. Zaten Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Akif Çağatay Kılıç, bu hususta yaptığı açıklamada, federasyon başkanlarının kendi muhasebelerini yaparak başarısız olanların herhangi bir işleme gerek kalmaksızın istifa etmeleri gerektiği sinyalini vermişti. Ancak bugüne kadar üstüne alınan hiç olmadı!

Neden rahat bırakmıyorlar?

Federasyonlar Yasası’na göre olimpiyatların bitiminden itibaren 90 gün içerisinde Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı basketbol, voleybol, hentbol, satranç, atletizm, güreş, halter ve tenis gibi ellinin üzerinde spor federasyonunun genel kurulları toplanacak ve bu süreçte federasyon başkanı ve yönetim kurullarının seçimleri yapılacak. Şunun şurasında yaklaşık 2 ay süre kaldı. Fetö yapılanmasının maske takmış iki yüzlü hainleri olimpiyatlarda alınan madalyaların arkasına saklanmış olabilirler. Başarı durumu dikkate alınsa bile genel kurullar Fetöcüler’i teşhis edip oyun dışı bırakabilecek mi? Bunun için Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın veya Spor Genel Müdürlüğü’nün geliştirdiği bir kontrol ve eleme mekanizması var mı? Bu konuda akla gelen onlarca soru var. Konuya ilişkin gerekli mesajları Bakan bey sık sık dile getirmekte. Yine kısa bir süre önce kurduğu, “Potansiyelimize, nüfusumuza bakıldığında alınan madalyalar yeterli değil” cümlesini tam olarak idrak eden herkes Sayın Gençlik ve Spor Bakanımız’ın ne kadar net mesaj verdiğini bir kez daha gördü. Ama yaşananlara bakıyoruz, herkes kendi aleminde! Açık bir ifadeyle federasyon başkanlığı için aday olma süreci neden bu kadar kaotik, rahatsız edici, sorumsuz yürüyor diyenlerin sayısı da bir hayli fazla. Geçen yazımda bir ölçüde dile getirmiştim; neden kimse Sayın Bakan’ı rahat bırakmıyor? Başarısız oldukları artık çok açık belli ve aylardır hatta yıllardır patinaj yapan branşları yönettiğini sanan kişiler neden hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam ediyor?

Neye güveniyorlar?

Ve bu süreç, o kadar rahatsız edici bir hale geliyor ki, kısa bir süre önce kamuoyuna yansıyan genelgeyle federasyonlar uyarılmak zorunda kalınıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Sayın Başbakanımız ve Sayın Gençlik ve Spor Bakanımız’ın bu konuya gösterdiği hassasiyet ve mücadeleye rağmen anlamakta zorlananlar neye güveniyor..!
Hayat tüm hızıyla akarken bazılarının (!) bu dünyada bilerek unuttukları, geride bıraktıkları isimlerini bir daha silinmeyecek biçimde kötülerin arasına ekliyor. Gerçeklerden kaçarak yaşayanlara aklımdaki şu üç cümleyi hatırlatmak isterim.

1- Bir gün hepimiz kesin öleceğiz...

2- Ne zaman öleceğimizi bilmiyoruz...

3- Yaşadığımız en genç saniyenin şimdi yaşandığı ve şu an bir saniye daha yaşlandığımız... Gidilecek yer belli oraya nasıl bir sıfatla gideceğimiz kendi elimizde... Ne yazık bitimli dünyada bitimsiz isteklerle yaşayan sadece bugünü düşünüp yarını düşünmeyenlere... Bırakması gerekeni bırakması gerektiği anda bırakmayanlara... Kalıcı eserler yerine başarısızlıklarla dolu bir dönem bırakanlara... Herkesin farkına vardığı olumsuz yanlarına rağmen hiç bir şey olmamış gibi davrananlara...