Arama

Popüler aramalar

Hakem hakkı

Haberin Devamı

Ülkemizde en kolay şeydir, suçu başkasının üstüne atarak, aradan sıyrılmak... Her alanda öyle değil mi? Bunun en bariz örneğini de futbolda görüyoruz. Her zaman yenilgi sonrası suçlanan tek kişi vardır; o da hakemdir. Hangi maçın sonunda yenilen takımın teknik direktörünü, futbolcusunu veya yöneticisini dinleseniz, hemen ilk cümlesi ‘hakem’le başlar. Çünkü başarısızlıkta onların hiç suçu yoktur sanki! Kurban hep bellidir. Tabii ki, hakemlerimizin performansının şu anda çok iyi olduğu söylenemez. Hakemlerimizin de zaman zaman formsuz olduğu maçlar oluyor. Ama onlar ağızlarıyla kuş tutsalar bile, her zaman günah keçisi ilan edilirler. Yıllardır bu böyle. Bence bu, takımların taraftarlarını bir aldatma stratejisi. Aslında kendileri de aldanıyorlar, ama farkında olmuyorlar.

Artık hakemleri bir kenara bırakmalı, ligimizin değerini artırmalıyız...

Biz millet olarak hatayı kendimizde aramaktan ziyade, başkasına suçu atıp, hedef gösterip olaylardan sıyrılmasını çok severiz. Yöneticilerimiz başta olmak üzere, teknik direktörlerimiz ve futbolcu kardeşlerimiz de nerelerde hata yaptıklarını iç dünyalarında değerlendirirlerse sonuç daha farklı olacaktır. Sonrasında tek suçlunun MHK ve hakemlerimiz olmadığı daha net anlaşılacaktır.

Artık hakemlerimizi eleştirmeyi bırakarak, ligimizin değerinin artması için elimizden geleni yapmalı ve altyapıdan gelen nesillere iyi örnek olmalıyız. Böyle giderse beklediğimiz kalite ve seviyeyi yakalamamız hayalden öteye gitmeyecektir.

Bakalım ‘video hakem uygulaması’ devreye girdiğinde spor yorumcularımızın hakemlere yönelik eleştirileri nasıl şekillenecek; hep birlikte göreceğiz.

Kaliteli futbol ve gerçekçi eleştiri beklentisiyle keyifle izleyeceğimiz ve mutluluğuna ortak olacağımız nice maçlara...

Milyonları saçıyorlar, kendilerini yere atıyorlar, sonra hakemi suçluyorlar

Transfer döneminde milyonları saçan yöneticiler, maç öncesi hazırlıklarda ve maç içinde taktiksel anlamda yetersiz kalan teknik direktörler ve maçta kendini yalandan yere atıp penaltı kazanmaya çalışan futbolcular...

Bunlar hep suçsuz. Her yenilgi sonrası mazeret hakem. Ama her zaman en zayıf halka bulunup, kurban seçilir ya, futbolda da hakemlerimiz maalesef bu kötü kaderi yaşıyor.

Yurt dışında bir çok müsabaka izledim, sürekli Avrupa maçlarını da televizyondan takip ediyorum. Maç sonu röportajlarını da izliyorum. Sadece maçı değerlendirip, yenilgiye bir bahane bulmaya çalışmıyorlar ve rakibini de galibiyetten dolayı tebrik etmesini biliyorlar. Bazı maçlarda, yurt dışında da hakem performanslarında düşüklük olabiliyor. Ama bizdeki kadar kimse olayları büyütmüyor.

O kadar art niyetli oyuncu varken hakem nasıl hatasız olabilir ki...

Maçların ardından farklı kanallarda izlediğimiz spor programlarının neredeyse tamamında eski duayen hakemlerimizi görüyoruz. Saatlerce yapılan tartışmaların çoğundaki ana konu hakemlerimiz. Günah keçisi seçilen hakemlere ilişkin; yapıcı, doğru düzgün bir cümle göremiyoruz. Duayen isimler, eski meslektaşlarına karşı daha iyimser olup, olaylara biraz daha yapıcı ve yol gösterici olarak bakabilse, durum farklı noktalara gidebilir.

Bu sezon oynanan bir çok müsabakadan örnek verebiliriz. Ama son oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe kupa maçında yaşanan olaylar hepsinin önüne geçti. Futbolcular saha içerisinde o kadar art niyetliydi ki, hakemin işini zorlaştırmak için ellerinden geleni yaptılar, birbirlerine de yapmadıkları kalmadı. Bu kadar art niyetli futbolcuların olduğu maçta, baskı altındaki hakem de hata yapacaktır elbette. Her eleştiriden sonra ‘yabancı hakem uygulamasını devreye sokalım’ gibi istek ve talepler; Türk hakemlerine olan güveni sarsmakta, ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımız’ın her alanda gerçekleşmesini istediği ‘Millileşme’ hamlesine de ters düşmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Geciken boykot‘’

11 Şubat 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI