Zalad'ın ahı mı tuttu!
Kabul, provokatif bir başlık attım. ..Ve bunu bilerek yaptım. Çünkü ülkemizde ekmek peşinde koşan bir yabancı kaleciye ve onun üzerinden Galatasaray’a atılan şike çamuruna bir kez daha dikkatinizi çekmek istedim. Zira tam zamanıdır! Ortada hiç bir somut belge, bilgi, bulgu, döküman, itiraf yokken bir insanın onuruyla, haysiyetiyle, meslek yaşamıyla nasıl oynanabildiğinin, ülkemizin en önde gelen camialarından Galatasaray’ın 18 yıl boyunca nasıl şaibe altında bırakıldığının çok çarpıcı bir örneğidir Zalad olayı. Kişilere ve kurumlara yapılan mesnetsiz suçlamaların, atılan iftiraların vebali hep boynumuza kaldı. İşin aslını araştırmaktansa yıllar boyu kolaya kaçtık. Hemen yaftaladık. ‘Para şike, işte Cim Bom işte’ tezahüratlarıyla koca camiayı rencide ettik. Her platformda iddiaları şiddetle reddetmesine rağmen, Zalad’ı darağacına çekiverdik. Hiç söz hakkı tanımadık. Kendini savunmasına bile fırsat vermedik. O hep gözümüzde ‘şikeci Zalad’ oldu. Galatasaray’ın şampiyonluğu da şaibeli...
Haberin Devamı ›
Üstelik Galatasaray’dan 5 gol yiyen (8 değil, ikinci yarı oyunda yoktu.) o Zalad’ın aynı sezon Beşiktaş’tan İnönü’de 4, Ankara’da 6, küme düşmekten son anda kurtulan Karşıyaka’dan da yine kendi evinde 5 gol yediğini; ayrıca 59 golle ligin en çok gol yiyen takımının Ankaragücü olduğunu bile bile bu ısrarımızı, ön yargımızı sürdürdük. Galatasaray’a averajla şampiyonluğu kaptıran Beşiktaş’ın o zamanki yöneticisi İhsan Kalkavan’ın son hafta maçlarının öncesinde “Elimde çantamla Ankara’ya karargah kurmaya gidiyorum” sözlerini de balık hafızalı olduğumuz için hiç bir zaman hatırlamadık! ‘Çamur at izi kalsın’ politikamızdan asla vazgeçmedik.
Haberin Devamı ›
Ancak ne var ki biz eski alışkanlıklarımızı kolay kolay terk edemesek de, akıp giden zaman her şeyi tersine döndürebiliyor. Çeyrek asra yakın bir zamandır Galatasaray’ı şikeyle suçlayanlar, şimdi aynı suçlamayla karşı karşıya. Üstelik bu kez tevatür de değil. Ortada polisin aylardır yapmış olduğu teknik bir takip ve itiraf var. Türkiye’nin asırlık çınarları vahim iddialar ve küme düşme tehlikesi ile karşı karşıya. Ama ben, hüküm giyene kadar suçlananların masum olduğuna inanmaya devam edeceğim. Tüm Galatasaraylılar da bunu yapmalıdır. Bugün olanlar, Zalad hadisesiyle nitelik bakımından pek fazla birbirine benzemese de, zamanın bize verdiği ders gayet açıktır: Hiç kimseyi elinde somut delil olmadan suçlamayacaksın. İftira atmayacaksın. Masumiyet karinesi gün gelir hepimize lazım olur. Suçlu olsak da olmasak da...
Özür ve Düzeltme / 16.07.2011
Dünkü ‘Zalad’ın ahı mı tuttu!’ başlıklı yazımda Zalad’ın 1992/1993 sezonunda Beşiktaş’tan İnönü’de 4, Ankara’da 6, Karşıyaka’dan da kendi evinde 5 gol yediğini ifade etmiştim. Söz konusu maçlarda Ankaragücü’nün kalesinde Zalad değil, Arif Peçenek olduğunu belirtir ve bu maddi hata için özür dilerim. Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Bu ifadeler yazının ana fikrini oluşturmuyor. Anlatmak istediğim gayet basit aslında. Suçu ispat edilene kadar herkes masumdur. Geçmişte Zalad ve Galatasaray, Beşiktaş ile Fenerbahçe camialarının ve yazarlarının açtığı haksız kampanya ile kamu vicdanında mahkum edilmişti; ortada hiç bir somut delil yokken. Bugün de söz konusu iki kulübümüz hüküm giymeden aynı şekilde kamu vicdanında mahkum edilmek isteniyor. Bir vatandaşlık hakkı olan ‘masumiyet karinesi’ gözetilmeden...
Hamit Turhan