MENÜ

Deplasman Kartalı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Biraz zemin, biraz hava, biraz da Gençlerbirliği’nin sisteminden dolayı şampiyonluk adayları için Ankara deplasmanı kolay geçmez. Geçen sezon 19 Mayıs’ta Beşiktaş yenilmiş, Galatasaray berabere kalmış bir tek Fenerbahçe galibiyet alabilmişti. Fenerbahçe ve Galatasaray 1’er gol atmış, Beşiktaş ise ağları havalandıramamıştı. Sarı-Kırmızılılar bu sezon da Ankara’dan 1-1’lik skor ile döndüler.

Bu pencereden bakıldığında sezonun en başarılı deplasman takımı Beşiktaş için zorlu bir 90 dakika beklemek doğaldı. İlk 45 dakika aynen bu şekilde geçti. Gençlerbirliği ligde orta sahanın ve maçın kontrolünü rakiplerine vermeyen ekiplerinden. Gosso-Doğa-Ramazan üçlüsü Atiba-Necip ikilisine ilk 45 dakika içerisinde ciddi bir üstünlük kurdu. Mourinho, Chelsea’deki ilk döneminde 4-4-2 oynayan rakiplerine karşı 4-3-3 sistemini sahaya sürmüş, orta sahadaki ilave oyuncu ile birçok maçın kontrolünü eline almayı başarmıştı. Oğuzhan orta sahayı üçlese daha verimli olabilecek Beşiktaş bunu ilk 45 dakika boyunca neredeyse hiç yapmadı.

Siyah-Beyazlılar ilk 45 dakikada topa %61 sahip olmasına rağmen Opta verilerine göre iki bekinin ortalama pozisyonu orta sahanın gerisindeydi. Bu da Gençlerbirliği’nin 5’li orta saha hattının zorlanmadan rakibin karşısında sakin bir şekilde durmasına neden oldu. İrfan Buz’un kısa paslar yerine Ramazan’ın degajları ile hücuma çıkma tercihine Tosiç’in top kullanma becerisi eklenince, oyunun merkezi ilk 45 dakikada hiç Gençlerbirliği ceza sahası çevresine gelmedi.

Eğer şampiyonluk adayıysanız oyunun kontrolünü 45 dakika boyunca rakibe vermemeniz gerekir. Biliç de bunu fark etmiş olacak ki ikinci yarı beklerini öne aldı, Demba Ba’nın arkasındaki üçlüyü daha değişken ve hareketli bir hale getirdi, kontrol Siyah-Beyazlılar’a geçti. İlk yarıda biri isabetli 2 şut atabilen Beşiktaş, ikinci yarı 6’sı isabetli 13 şut attı. Demba Ba’nın yanında ve kanatlarda kendine alan bulamayan Oğuzhan çıkıp Kerim Frei girince 1’den 3’e çıkan vites 4-5’e fırladı.

Gençlerbirliği sezon başından beri ikinci yarılarda oyundan düşüyor. Orta üçlüden ikisinin, Doğa ve Gosso’nun yaşlarının 30’un üzerinde olması bunun önemli nedenlerinden bir tanesi. Dün orta üçlünün üçü de maçı sarı kart görerek tamamladı ki bunu yorgunluğun bir göstergesi olarak sayabiliriz. Yine de Tosiç gibi ligin iyi beklerinden birini genç oyunculara şans vermek için savunmanın ortasına çeken, 93’lü Halil İbrahim ve 92’li Uğur Çiftçi arasında bir sol bek rekabeti başlatan, Stancu’nun yokluğunda 94’lü Berat Tosun’u sahaya süren İrfan Buz’u kutlamak gerek.

Biliç geçen sezon birçok maçın ardından ön taraftaki kalite eksikliğinden yakındı. Demba Ba’nın -golde Ramazan’ın hatası olsa da- tecrübesi, yeteneği ve zekasını her maç nasıl harmanladığını, Sosa’nın da bu konuda ona birçok maçta yardımcı olduğunu düşünürsek Hırvat teknik adam pek haksız değil. Beşiktaş’ın hücum performansı skor ile bağlantılı. Siyah-Beyazlılar 1-0’da hücumda istediklerini 0-0’a göre çok daha iyi yapan bir takım. Orta saha ikilisinden biri Sosa, Oğuzhan veya Tolgay olduğunda bu durum değişebilir -değişti de- ancak Atiba-Veli-Necip’ten ikisi sahada olduğu sürece Beşiktaş’ın rakip kalede etkin olması için tempo şart.

Ligde deplasmanda 9’da 8 yapmak kolay iş değil. Beşiktaş gün geçtikçe daha sağlam bir takıma eviriliyor, gelişiyor, değişiyor. Biliç de öyle. Serdar’ın gol pası, Olcay’ın 6. haftada yine Ankara’da oynanan Sivasspor maçından beri ilk kez ağları havalandırması, Kerim Frei’ın Kayseri Erciyesspor ve Başakşehir maçlarından sonra bir kez daha fark yaratması Siyah-Beyazlılar’ın bu maçtan kumbaralarına attıkları paralar. Biliç bir maç sonu açıklamasında Necip’i Pulp Fiction filmindeki Mr. Wolf’a benzetmişti. Hırvat teknik adamın da Braveheart’taki William Wallace’tan pek farkı yok aslında...

YORUM YAZ