MENÜ

Kayıp kulübe

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bu yoğun tempoda Krasiç ve Stoch yarım saat bile mücadele edemeyecekler mi? Webo’nun yokluğunda Semih santrfor mevkiinde bir devre olsun oynayamaz mı? Orhan Şam ortalarda yok, keza Serdar Kesimal de kadroya bile giremiyor. İlk devrenin son maçlarında saman alevi gibi parlayan Sezer nerelerde? Bu oyuncuların hepsi büyük ümitlerle ve büyük paralar ödenerek transfer edildiler. Bu günlerde katkı yapamayacaklarsa ne zaman yapacaklar?

Fenerbahçe’nin yorgun hali bile son maçta 115 kilometrelik koşu mesafesi üretti. Buna karşılık maçın son dakikaları yine sıkıntılı geçti. 99 kilometre koşan Galatasaray ise skoru erken yakalamanın avantajı ile Kayseri maçını çok rahat bitirdi. Fenerbahçe’nin bu kadar çok koşması, buna karşılık maçlarda genellikle zorlanmasının sebebi geri dörtlünün geriye yaslanarak oynaması, bunun sonucunda da orta saha ve ileri üçlünün top kayıplarından sonra uzun mesafeler katederek geriye dönmek zorunda kalmaları. Çok koşmanın işe yaraması için bu koşuların rakip yarı alanlarında yapılması gerekmektedir. Son on yıla damgasını vuran Barcelona takımına baktığınızda takım halinde sahayı nasıl kısalttıklarını göreceksiniz.

Önümüzde Fenerbahçe tarihinin en önemli iki maçı var. Lazio maçları sonunda ilk defa Avrupa’da yarı final oynayabileceğiz. Yarı final hiç bu kadar yakın olmamıştı. Biraz şans, biraz sabır turu geçmemizi sağlayabilir. Ama asıl görev tribünlerdeki taraftara düşecek. Sahaya atacakları tek bir meşale bile sahada kazanabileceğimiz zaferi kaybetmemize sebep olur. Bakın “sebep olabilir değil, sebep olur“ diyorum. Bu kadar kesin konuşuyorum. Taraftarın içindeki heyecanlı kardeşlerimize şunu sormak istiyorum. İleride çocuklarınıza Fenerbahçe UEFA Kupası’nı kazandığında tribünlerde olduğunuzu mu anlatmak, yoksa “Fenerbahçe’nin Avrupa kupasından men edilmesine sebep olan meşaleyi sahaya ben attım” diye mi övünmek istersiniz?

YORUM YAZ