MENÜ

Türk futbolunun kurtuluş reçetesi

Abone Ol Google News

Türk futbolunun bugün içine düştüğü ekonomik girdabı önce Kulüpler Birliği Başkanı Ali Koç’un ‘çözülemeyecek finansal sorunlarımız var’ ve ardından da önce ki gün TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin “ Kulüplerimizin borcu 25 milyar TL’ye yakın. Faizi ile birlikte bu iki katına çıkıyor” sözleri iyice ortaya çıkardı.

Haberin Devamı

Aslında son 15 yıldır sürekli olarak Kulüplerin mali yapılarından dolayı sürekli olarak Türk futbolunun batacağı söylenir dururdu. Halbuki o zamanlar TFF yayın gelirlerinden aldığı yüzde 12 payı yüzde 4’e düşürmemiş, kulüplere vergi affı gelmemiş, illerde futbol ekonomisini büyütecek modern futbol statları henüz yapılmamış, TFF’nin harcamaları denetleyen limit kurulu tam işlememiş ve en önemlisi de 4 büyük kulübün Bankalar Birliği liderliğinde oluşan konsorsiyum tarafından finansal borçlarının -hatta ikinci kez- yapılandırmaları da yapılmamıştı.

Demek ki bu konuda alınan önlemler yetersiz kalmış veya bir şeyleri eksik bırakmışız.

Buraya tekrar döneceğim ama biraz daha geçmişe dönelim.

Haberin Devamı

Lincoln’un Papağanı
‘Türk futbolu batacak’ başlıkları atıldığı 2013’lü yıllarda ben de ‘Lincoln’un Papağanı’ ve ‘Hani Türk futbolu batıyordu’ iki yazımda olumsuz tüm duruma karşın Türk futbolunun batmayacağını savunuyor ve Amerika eski Başkanı Lincoln’un filminde geçen bir diyaloğu anlatıyordum:

- “Bir yazımda paylaşmıştım, ‘spor dünyasına ilişkin sıkıntılarda bahsederken acaba karamsar bir papağana mı dönüyoruz bazen’diye düşündüğüm olmuştur mesela. Tıpkı "Lincoln'un papağı"nında olduğu gibi...
Açmaya çalışayım: Bugün Amerika'da siyah bir başkan görev yaptıysa başta Barak Obama olmak üzere herkesin minnetle andığı bir Başkan'ın filmi: Lincoln.

Daniel Day-Lewis'in yine olağanüstü oyunculuğu ve Spielberg'in güçlü yönetimi ile Oscar kazanan bir film.
Adeta satranç oynar gibi yaptığı hamlelerle siyasi hayatının en büyük risklerini göze alarak Amerika'da 19. yüzyılın en önemli yasa değişikliğine imza atan Lincoln her zaman olumsuzluğa dem vuranlara karşı filmde bir papağan hikâyesi anlatır:
"Duyduğuma göre bir zamanlar Jefferson City'de bir avukatın bir papağanı varmış her sabah onu çığlık çığlığa uyandırıyormuş: 'Bugün dünyanın sonu geliyor, kutsal kitap böyle buyuruyor... ' Günün birinde avukat kuşu vurmuş. Biraz sessizlik ve huzur bulmak için herhalde..."
Ben de dâhil olmak üzere yıllardır birçok yazar ve yorumcu "Böyle giderse Türk futbolu batacak", "Irmak dizginsiz akıyor", "Finansal fair play uygulansın", "Futbola da mali kural gerek, UEFA böyle buyuruyor" yazdık, söyledik.Tıpkı Lincoln'un hikâyesinde anlattığı papağan gibi, bıkmadan usanmadan..

Ama gelin görün ki, bugün kulüplerimizin yaşadığı bazı problemler olsa da dünyanın birçok yerinde özellikle de Amerika'da dev gibi şirketlerin iflasının yanında bizimkilerin durumu hiç de kötü değil..

Yani papağanın yaptığı gibi her zaman felaket tellallığı yapmaya da gerek yok. Görünen o ki ne dünyanın sonu geliyor ne de kulüplerimiz batıyor. Devlet desteği ile de olsa mutlaka bir çıkış yolu buluyorlar. Sonuçta ligimiz hala Avrupa'nın 6. büyük ligi değil mi?

Haberin Devamı

Başkan Abraham Lincoln öykünün sonunu şöyle bitiriyor: ‘Bir bakıma kuşun kehaneti de gerçekleşmiş.Hiç olmazsa kendisi için.’

Diğer yazar ve yorumcu dostları bilmem ama benim bundan böyle avukatın vurduğu felaket tellalı papağanın akıbetine uğramaya hiç mi hiç niyetim yok!

Çözülemeyecek sorun yoktur
Tam 10 yıl önce ki yazım böyle bitiyordu.

Yalnız bugün gelinen noktada Türk futbolu için papağanın kehaneti gerçekleşmek üzere en yetkili isimlerden gelen açıklamalar da bunu gösteriyor.

Peki içinde bulunduğumuz durumdan çıkış yok mu?

Geçen hafta ki yazımı ‘çözülemeyecek sorun yoktur’ ve ‘ hata değil çare bulun’ diyerek bitirmiştim.

İşte TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Milli Takımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Altıntop’un kamuoyu ile paylaştıkları Futbol Akademileri Projesi’nin Türk futbolunun geleceğini kurtarmak için tek reçete olduğunu düşünüyorum.

‘Öze dönüş’ olarak adlandıracağımız Türkiye'nin Altyapı Akademileri Modeli'ni geliştirmek için TFF Süper Lig ve 1 Lig Kulüplerine bünyelerinde Akademi kurma mecburiyeti getirdi.

Bunların takibi ve sürdürülebilir olması için de bu alanda dünyanın en başarılı firması Belçika merkezli Double Pass ile işbirliği protokolü imzaladı.

Futbolda her zaman bahsettiğimiz alt yapı konusu belki de ilk kez kurumsal anlamda bir yapıya kavuşuyor.

Tabii bu süreç kolay değil, meşakkatli ve çetrefelli yollardan geçerek Türk futbolunun geleceğini kurtarabiliriz.

Çekirdekten gelecek kuşakları yetiştirmek

Bir düşünürün dediği gibi; “Tohumlar yola düşerse, kuşlar onları yer. Tohumlar taşlara düşerse, büyümezler. Tohumlar iyi bir toprağa düşerse, ürün verirler. Tohumlar sadece iyi topraklarda verimlidir.”

Haberin Devamı

Akademiler’in kurulmasıyla Türk gençliği de yola, taşlara değil de iyi topraklara düşecek ve kaliteli futbolcular buradan çıkacak.

YORUM YAZ