Zeynep Sönmez’in ratingi
Yıllarca tenisi takip ettim, tenisin içinden gelmediğim halde Tenis ile ilgili -sanırım- ilk ve tek resmi raporu ben yazdım ve ulusal medyada onlarca kez tenisi yazdım..
Haberin Devamı ›
Asla tenisin magazinsel boyutuna girmeden sistem analizleri ile ilgili kalem oynattım… içeriğinde çözüm önerisi olmayan tek bir yazım ve tek bir eleştirim yok..
Bir branşın büyüklüğünün biraz da medyada yer alması ve köşe yazılarına konu olması ile değerlendirmeyi tercih ederim.
12 Dev Adam’ın doğduğu ve benim de Basketbol Federasyonu yönetim kurulu üyesi olduğum dönemde -büyük başarılara rağmen- içlerinde inanılmaz sert eleştiri de yapan onlarca basketbol yazarı vardı.. Spor medyasında basketbolun futbola en çok yaklaştığı dönemlerdi. ( aslında konumuz basketbol değil ama yazımın dümenini buraya doğru çevirmişken geçmişinde 2 Olimpiyat görmüş Kadın Basketbol Milli Takımımızın Avrupa Şampiyonası ile ilgili ulusal medyada hiç bir yazı görmediğimi de belirtmeliyim)
Tekrar tenise dönersek ulusal medyada tek bir tenis yazarı olmadığı gibi tenis ile ilgili de alt yazı şeklinde cılız haberler ile yetindik yıllar boyunca..
Haberin Devamı ›
‘Medya bize yer vermiyor’ düşüncesine de hiç bir zaman katılmadım..
‘Her zaman haberi haketmek gerekir’ düşüncesinde oldum; hem bir yazar hem de masanın diğer tarafında olan birisi olarak..
Siz bir hikaye yazabilirseniz haber sizi kovalar..ben buna inanırım..
Tıpkı 2006 yılında dönemin Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy ile TFF bünyesinde Engelliler Futbolu Koordinasyonu’nu kurduğumuz o günden geçen 17-18 yıl boyunca başta ampute futbol olmak üzere, Sesi Görenler Futbolu, İşitme Engelliler ve Down Sendromlular futbolu hep medyanın ilgi odağı olması gibi..
Tıpkı Filenin Sultanları’nın hikayesi gibi…
TRTSpor ve TRTSpor Yıldız
İşte teniste de bu makus talihi değiştiren Zeynep Sönmez oldu.
Wimbledon’da 3.tur ile gelen başarı ülke insanını hem çok heyecanladırdı hem de bir hafta boyunca tenis Türk halkının gündeminde oldu…
Artık neredeyse Eurosport seviyesinde yayınlar yapan TRT Spor ve TRT Spor Yıldız bu kez de 4 Grand Slam’in pırlanta taşı olan Wimbldon’ı evimize misafir etti.. TRT Genel Müdürü Mehmed Zahid Sobacı ve TRT Spor ekibine özellikle çok teşekkür ediyorum bir sporsever ve tenis sever olarak..
Ben de merak ettim ve Zeynep Sönmez’in rankinglerini öğrenmeye çalıştım..
Dünya sıralamasında ikinci sırada bulunan Alcaraz ve Rublev’in maçı 0,52 share almış iken Zeynep Sönmez’in üçüncü tur maçı 1,22 share almış..
Yani nerdeyse 2,5 katı kadar..
Yine edindiğim bilgilere göre; Zeynep’in rankingi dünya bir numarası Sinner ile 24 Grand Slam kazanmış Djokoviç’in maçları ile aynı seviyede izlenmiş..
Bu da bize gösteriyor ki, Türk izleyiciler Zeynep’i izlenme oranları ile Sinner ve Djokoviç seviyesinde değerlendirmiş..
Bir Türk tenisçisi Wimbldon finalinde olsaydı bu sayıları tahmin bile edemiyorum…
Aslında benim için bu hiç sürpriz olmadı ve Türk halkının iyi bir tenis izleyicisi olacağını hep ifade etmiştim..
Futbol mahallesinde tenis satmak
Öyle ki; 2013 yılında Digitürk’ün tenis maçlarını yayınlamaya başlamasını (Lig Tv Genel Müdürü Kadir Kardaş’ın dönemin Tenis Federasyonu Başkanı Osman Tural ile görüşmelerini bizzat ben organize etmiştim)
Haberin Devamı ›
o zaman Habertürk’te ki köşemde ‘Futbol mahallesinde tenis satmak’ yazımda şöyle anlatmıştım..
“Bana göre ailelerin bu kadar içinde olduğu ve harcama yaptığı başka bir branş yok. Belki iddialı bir tez olacak ama içinde birçok eksiklikleri, zorlukları barındırsa da tenis bence yarattığı ekonomiyle ülkenin futbol, basketbol ve voleybolun hemen arkasında ülkenin 4. büyük branşıdır.
Artık sadece futbolla anılan son 5 yıldır da basketbolun içinde olan Digitürk bu yükselen trendin farkına vararak artık birçok uluslararası tenis turnuvasını yayınlamaya başladı.
Artık bundan sonra Lig TV 2 ve LİG TV 3'te ATP Masters 1000, ATP Finals ve Wimbledon Tenis Turnuvaları'nı izleyeceğiz.
Digitürk'ün şimdilik yayıncı olarak da tenise girmesinin gelecekte ülke tenisinin gelişmesi için de katkı yapacak projeleri de içinde barındıracağını düşünüyorum. Tenis Federasyonu'nun da bu ivmeyi iyi okuması ve yıllardır süregelen statüko kokan yönetim modellerinin dışına çıkarak kendisini geliştirmesi gerekiyor.”
Digitürk yıllarca bu yayınları yaptı; ülkemizin kanalında yüzlerce tenis maçı izledik..
Bizden birisi yoktu teniste
Ama hep bir eksik taş vardı.. Kahramanımız yoktu.. yerel , milli ve bizden birisi..
Türk oyuncularımızı ekranda göremiyorduk..Ne yazık ki bu 12-13 yılda sadece yüzlerce maç yayınında sadece 3-5 kez kendi tenisçilerimizi izleyebildik.. bu turnuvalara katılacak yeterli puanları yoktu bizim tenisçilerimizin..
Haberin Devamı ›
Digitürk’ün yıllar önce tenis yayınları ile ülke tenisinin gelişimi için de kaldıraç görevi olacak bu stratejisinden maalesef yararlanamadık..
O tarihlerde Genel Müdür Kadir Kardaş’ın Federasyon Başkanı’na ‘tamam bu maçları yayınlayalım ama Türk oyuncularımız olmazsa çok da büyük mesafe alamayız bize yerel kahramanlar da lazım’ sözünü çok iyi hatırlıyorum..
Farkındayım, yazımı biraz uzattım..
Ancak, Yılmaz Erdoğan’ın bir dizide söylediği gibi; bir hikayeyi tam olarak anlayabilmek için tüm detayları bilmek gerek..
Makus talihi Zeynep kırdı
Evet tenisin bu makus talihini Zeynep Sönmez kırdı.. Çünkü o bizden biri, bu toprakların bir çocuğu.. ve Zeynep bizim yıllardır aradığımız bir Türk kahraman..
Şimdi burada hangi zorluklar içersinde buralara geldi draması yapmak istemiyorum..
Sadece yüzlerce minik ve genç Türk tenisçileri için rol modeli olacağı için dahi çok şanslıyız..
Tenisin bir çok ülke de halkları nasıl etkilediğini görüyoruz ve ülkeleri için ne anlam ifade ettiklerini de..
Mesela Djokoviç kazandığı bir Grand Slam Şampiyonluğu sonrası Belgrad’da 1 milyon kişi tarafından karşılanmıştı, 8 milyon nüfusu olan bir ülkeden bahsediyoruz…
Bir diğer örnek de bizim gibi müslüman bir ülkeden vermek istiyorum..
Wimblodon’da final oynamış, WTA klasmanında dünyanın 2 numarasına katılmış ‘Arapların gururu’ Ons Jabeur..
Bu başarıyı yakalamış ilk Arap ve Afrikalı tenis oyuncusu Jabeur’e Tunuslular ne diyor biliyor musunuz?
Tunus’un “Mutluluk Bakanı” ..
Kim bilir geçen hafta hepimizi heyecanlandıran Zeynep Sönmez de Wimbldon’da finale kadar yükselseydi bizim de ‘Mutluluk Bakanı’mız olur muydu..
Teniste ‘küçük düzeltmelerle’ bir yere varamayız
Bugün Türk tenisinin sorunlarının konuşulacağı bir gün değil ama Zeynep Sönmez’in başarısı ile bu sorunları makyajlamaya da kalkmayalım..
Tam tersine gündeme tenis düşmüşken sağlıklı bir şekilde bunları tartışmalıyız..
Daha alınacak çok yol var ve en az 8-10 tenisçimizi bu seviyelere taşımamız gerekiyor..
Tenis Federasyonu Başkanı Şafak Müderrisgil’in de kamuoyunda bir Zeynep rüzgarı eserken yeni sponsorlukları çok daha rahat bulacağını düşünüyorum..Bu fırsatı zaman kaybetmeden değerlendirmesi gerekiyor.. 15 gün sonra gündem uçar gider…
Federasyon ‘küçük düzeltmeler’ yerine statükonun dışına çıkarak reformları hayata geçirmesi gerekiyor….
9 ay önce göreve gelen Başkan Müderrisgil ve ekibinin Türk tenisi ile ilgili stratejik planlarını bir an önce kamuoyuna paylaşması gerekiyor.. Sportif ve Teknik Direktör Erhan Oral’ın da Türk tenisinin gelişimi konusunda ne düşündüğünü doğrusu merak ediyorum.. alt yapıdan üst yapıya nasıl bir planlamaları var, iyice kangren haline gelmiş ve ailelerin belini büken turnuva sistemleri ile ilgili stratejisi var mı?
Geçmişte bu konularla ilgili yazdığım yazılar arşivde duruyor tekrar bunlara değinmeyeceğim ama çok önemli gördüğüm bir kaç hususun da altını çizmek istiyorum..
Ne yazık ki; ülkemizde kangren haline gelmiş ve artık bir çok nedenden dolayı iyice patinaj yapan antrenörlerin yerine dil bilen, turlarda koşturmuş genç oyuncularımızdan ‘antrenör ve yönetici havuzu’ oluşturmalıyız..
Mutlaka ama mutlaka ‘antrenör reformu’ yapılmalı.. Cimnastik Federasyonu Suat Çelen’den federasyon bünyesinde ‘ Antrenör Akademisi’ kurduklarını öğrenmiştim..
Teniste de klasik metodların dışına çıkılması gerekiyor..
Genç sporcular mutlaka ‘Geliştirme Kampları’ ile gelişimleri takip edilmeli..Yoksa Zeynep’in başarısı ‘hıçkırık’ gibi anlık olur…
Önemli bir hatırlatma…
Zeynep Sönmez’in devletten destek almadığı şeklinde bazı yorumlar kulağıma geliyor..
öncelikle Zeynep Sönmez Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ‘Olimpik Sporcusu’..
Tenis Federasyonu Olimpik Havuz Sporcuları Destek Programında ‘Altın Destek Paketi” içerisinde yer alıyor..
Bu destek paketine göre sporcu ve antrenörüne ulaşım, konaklama, antrenman desteği, sporcuya olimpik harçlık ve antrenöre maaş veriliyor..
Umarım Zeynep’i de Çağla Büyükakçay’dan sonra Olimpiyatlarda görürüz..
Belki de 2028 Los Angeles da kazanacağı bir madalya ile de hem ödül yönetmeliğinden yararlanır hem de ülkenin ilk ‘devlet sporcusu’ tenisçisi olur..
Son sözü 25 yıl önce tanışma mutluluğunu yaşadığım entellektüel seviyesi son derece yüksek gazeteci-yazar Rahmetli Alev Alatlı’ya bırakmak istiyorum…
Öğrenme alışkanlıklarımızı değiştirmek kolay olmayacaktır.
Bireysel idrak bugünden yarına oluşmuyor.
Sistemleştirilmiş malûmatı kılçıklarından ayırmak sabır, ‘gerçek’e ulaşmak cesaret ve zaman istiyor’ …
Sloganlarla konuşan ve ezberci bakış açılarından bir türlü çıkamayan ve önyargıların içine hapsolmuş tenis camiasında Alatlı’nın dediği gibi ‘sistemleştirilmiş bilgileri kılçıklarından ayırmak atomu parçalamaktan daha zor olacaktır..
Başkan Müderrisgil’in başarısının anahtarı da işte bu atomu parçalamaktan geçiyor…
Zeynep’in başarısının bende düşündürdükleri böyle ..
Yolu açık olsun ve peşinden onlarca kişiye ilham olsun…