MENÜ

Yeni kuşaktan iyi bir milli takım…

Abone Ol Google News

Çok değil, Rumen teknik adam Mrcea Lucescu öncesinde hazırlık maçları futbolcularımıza eziyet gibi geliyordu. Görünen o ki, sadece puan maçlarını değil, hazırlık karşılaşmalarını da ciddiye alan, giydikleri formanın sorumluluğunu bilen yepyeni bir kuşak yakaladık. Başta Hollanda olmak üzere Avrupa ülkelerinin birçoğu, Ulusal takımlarının başarılarını kuşaklar üzerinden harekete geçirmektedir. Bosna Hersek ile yapılan hazırlık karşılaşmasında, mücadele ve futbolcuların birbirlerini tamamlaması anlamında bu özelliğini gördük, gelecek için umutlarımız yeşerdi…

Haberin Devamı

Futbola kafa yoran bilge insanlar güzel oyunun, birbirlerini tamamlayan bir aranjmanlar birlikteliği olduğunu söylerler. Gerçekten de, değişik, farklı ama birbirlerinin kusurlarını kapatan mücadeleci futbolculardan iyi bir takım oluşabiliyor. Aynı değişik eserlerin seslendirilmesini büyük bir uyum ve ustalıkla gerçekleştiren bir orkestra gibi...

Başlangıçta ben de dahil çoğumuzun eleştirdiği Lucescu’nun başarısı, Ulusal takımda çıban başı gibi duran bazı oyuncuları elemine etmesidir. Zaten bizim asıl eleştirilerimiz de bu yöndeydi. Gerek takımlarımız olsun gerekse Ulusal takımda gençleştirmeye kim karşı çıkabilir ki? Yeter ki bu gençleştirme çabası gerçekçi, inandırıcı olsun.

Haberin Devamı

Bosna Hersek karşısındaki Ulusal takımın en önemli özelliği mücadele gücü ve her an şutu düşünen futbolcuların olmasıydı. Bugünün futbolunda kazanmanın en etkin yolu duran toplardan ve hazırlanan şut taktiklerinden geçmektedir. Çünkü artık herkes rakibini oynatmıyor ve kaleye yaklaştırmıyor. Bu bağlamda şut çekme özelliği olan futbolcularsonucu etkilemektedir. Hakan Çalhanoğlu gibi bir şutöre sahip olmak ise ayrı bir avantaj.

Çağlar ve Kaan arasındaki uyum giderek pekişmektedir. Çağlar sert mücadeleci ve çabuk bir oyuncu. Tipik bir stoper. Ama daha iyi işler yapmak uğruna bazen hata yapıyor. En basit şekilde oynamayı ilke edinmelidir. Bosna Hersek maçında dikkatimi çeken bir noktada Enes’in kaçırılması pek mümkün olmayan biri golü kaçırmasıydı.

Hemen hemen altı pasa yakın bir yerde önünde seken, rakip tarafından rahatsız edilmediği bir durumda topa vuramaması bana ilginç geldi. Cenk Tosun’un ise zirveden aşağıya doğru dönüş yapmaya başlamış gibi geldi bana… Cengiz Ünder ise Ulusal takımın vazgeçilmezlerinden bir artık. Genç yaşına karşın İtalya Ligi’nde oynayıp Roma’nın gözdelerinden biri olması boşuna değil…

YORUM YAZ