MENÜ

Şenol Güneş'in silahı neden patladı?

Abone Ol Google News

Geçen hafta arası bir basın toplantısı yapan Şenol Güneş uzun ve karmaşık konuşmalarından birini daha yaptı. Çok uzun yıllardır tanıdığım Şenol Hoca’nın konuşmalarını sadece ben mi anlayamıyorum diye zaman zaman düşünmüşümdür. O basın toplantısından sonra anladı ki, bu kanıda olan salt ben değilim. Dostum Cem Dizdar, Konyaspor maçı sonrası yazdığı yazısında Güneş’in konuşmaları için şöyle diyor: “neden yaptığı, neyi niçin söylediği belli olmayan basın sunumunun gölgesinde bir maç…”

Haberin Devamı

Aynı basın sunumunda “kalbimin temizliğini kimseye anlatamadım” diyor. Konyaspor maçından sonra sinirleri gerilmiş bir şekilde derdini anlatmaya çalışan Güneş neredeyse stüdyodaki yorumculara saldıracaktı. Neyse ki saldırganlık salt dilinde kaldı. Şenol Hoca’nın iki yıl önce Antalya’daki Uluslararası Teknik Direktörler Seminer’inde konuşmasını dinlemiştim.

İki yıl üst üste şampiyon olmuş bir hocanın rahatlığıyla Beşiktaş’ın başarısını anlatması gerekirken, öylesine hızlı ve daldan dala atlayarak konuştu ki, her bölümünde anlatım bozukluğu olan bu konuşmayı İngilizce, Almanca ve Fransızcaya anında çeviri yapan hanımların çeviriyi nasıl yaptıklarını merak ettim. Üçü de konuşmanın hızı ve karmaşıklığı karşısında çaresiz kalmış, mikrofonlarını kapatmışlardı. Bu konuda en azından yakın çevresinden kendine bir eleştiri ya da telkinde bulunuldu mu bilemiyorum. Ancak konuşurken, futbol deyimiyle “topa basması” gerekir. Yoksa ne bildiklerini ne de kalbinden geçenleri kimseye anlatabilir…

Haberin Devamı

İnsan her şeye kolay alışıyor. Şenol Güneş, Beşiktaş’ta iki yıl üst üste şampiyonluk yaşayınca her türlü övgüyü aldı. Övünülmeye alışınca egosu da tavan yaptı. Üçüncü yılında, çok daha güçlü bir kadroya sahip olmasına karşın zirveden aşağıya doğru yolculuğu başlayınca eleştiriler karşısında neredeyse dağıldı. O günlerde, kendisini en çok eleştiren yorumculardan biri olarak çok fazla konuştuğunu ve kırıcı olmaya başladığını hep yazdım. Çünkü başarı, hırs ve açgözlülüğü birlikte getirir, yeni başarılar için daha cüretkar hedefler konulur. Gerçekleşmeyince de Şenol Güneş’in son hali gibi olunur.

Antov Cehov’un ünlü sözündeki gibi ilk sahnede görünen silahın üçüncü sahnede patlaması kaçınılmazdır. Tarih boyunca kral ve imparatorlar yeni bir silah edindiklerinde, er ya da geç şeytana uyar ve o silahı kullanırlardı. İki yıl önce edindiği başarıları yeri geldiğinde dilsel anlamda silaha dönüştüren ve özellikle Fenerbahçe ile yaşadığı ilişkileri çatışmaya dönüştürüp silahı sahneye koyan Güneş, kendi yandaşları tarafından protesto edilince üçüncü sahnede silahını patlattı.

İnsan doğası böyledir. Övgülere alışmış biri yeni övgüler alamayınca büyük öfke patlamaları yaşayabiliyor. Aynı şeyleri Fatih Terim’de de görmüştük. Ama o dört yıl üst üste lig şampiyonluğuna bir de Avrupa şampiyonluğu eklemişti…

YORUM YAZ