MENÜ

Quaresma'nın sonu böyle olmamalıydı…

Abone Ol Google News

Aslında geçen sezonun başında takımdan ayrılması söz konusu olan Quaresma, Şenol Güneş’in tribün tepkisinden korkması nedeniyle, koşulları zorlama pahasına İstanbul’da kaldı. Değişik dönemlerde tam sekiz yıl siyah-beyaz formayı giyen Portekizli için, başından sonuna değin hep karşı duran, oynadığı her maçı eleştiren tek yazarın ben olduğumu bilenler bilir.

Haberin Devamı

Oynadığı kanatta bekine yardım etmeyen ve çoğunlukla forvet olarak görev yapan bir futbolcu sekiz sezonda ancak ve sadece 38 gol atabilmiş. Gazetelerin verdiği istatiksel verilere göre yaptığı asist sayısı ise 78. Quaresma tipindeki oyuncuların taç çizgisine yakın yerlerden yaptığı ortaların hiç biri asist olarak kayıtlara geçemez. Sadece bu ortalar değil köşe vuruşundan gelenler de asist olamaz. Çünkü bu iki durumda da, ceza sahasının içinde son vuruşu yapan oyuncu karşı savunmaları özel becerisiyle etkisiz hale getirerek golü atıyor. Bu bağlamda Quaresma’nın hanesine asist yazmamız için iğneyle kuyu kazmamız gerekiyor.

Değerlendirmeyi attığı goller üzerinden yaparsak, sekiz sezonda maç başına ortalama 4,5 gol atan bir oyuncunun takımına ne kadar yararlı olduğu da netleşir. Takım oyununa uyumsuzluğu, rakiplerine kasıtlı girişimlerde bulunarak gördüğü kırmızı kartlar, günümüz futbolunun gereklerini yerine getirmemesi, başına buyruk oyun anlayışı ve disiplinsizliği göz önüne alındığında da, eksi hanesi ve eksiklikleri de, oldukça kabarık.

Haberin Devamı

Ancak bütün bunlara karşın, şu ya da bu şekilde Beşiktaş formasını sekiz yıl sırtında taşımış tek yabancı oyuncu Beşiktaş tarihinde. Böyle bir oyuncu ile yollar ayrılma konumuna gelindiğinde onu sıradan bir amatör oyuncu konumuna getirip tesislere girmesine bile izin verilmemesi hakça bir tutum değil kanımca. Bugünkü plaza anlayışının bir değişik yolu Quaresma’ya uygulanan. Hanı, plaza hayatında görevine son verilen çalışanın kartının iptal edilip kapı dışında bırakılması gibi bir şey yapılan…

Çalışma yeri olarak Fulya’daki suni çim alanın gösterilmesi ise bir başka saçmalık. Bana sorarsanız Quaresma, Beşiktaş’ta oynamayı hiçbir dönem hak etmedi. Ancak ona son olarak yapılanların da ne insani ne den sportif olarak bir değeri var. Bu durum futbol sınırları içindeki özyapımız oldu neredeyse. Önce baş tacı ediyoruz, sonunda ise yerin dibine sokuyoruz. Futbolcularla ya da teknik adamlarla olan ilişkilerimizin bir standardı olması gerekir. Uçlarda dolaşmaktansa ortalama bir tutarlılık hepimizin ilişkilerini kuvvetlendirebilir. Gökyüzünden yere indirilip sonra da yerin dibine sokmak bir “sportif tarz” olmamalı…

YORUM YAZ