Jesus kapitülasyonları!

Bu hafta başında bir televizyon kanalında Fenerbahçe’nin kadrosu yorumlanıyordu. Ekrana olası 11 ve yedekleri geldiğinde aceleyle oyuncuları saymaya başladım. Kadroda tam 35 futbolcu bulunuyordu ve yanlış saymadıysam bu kadronun içinde 20 yabancı oyuncu vardı.
Haberin Devamı ›
Ali Koç’un başkanlığa seçildiği ilk günkü konuşmasını anımsıyorum. O uzun konuşmanın içinde kendi kaynaklarına yaslanan, üreten bir Fenerbahçe söylemi konuşmanın önemli bir bölümünü oluşturuyordu.
Ne var ki Başkan Koç’un görev yaptığı süre içerisinde Fenerbahçe o kadar çok transfer yaptı ki kadrodaki oyuncuları akılda tutmak, özellikle bizim gibi yaşı bir yerlere varmış insanlar için zor oluyor.
Bu sezon ise kulüp neredeyse Jorge Jesus’a teslim olmuş durumda. Hatta istekleri doğrultusunda kulüp yönetiminin yapmak zorunda kaldığı transferlere bakıldığında Türkiye’de bir “Jesus kapitülasyonları” ndan söz edersek hata mı etmiş oluruz?
Son 25 yıllık ekonomik savrulmanın anlamı nedir?
Kapitülasyon bir ülkede, yurttaşların zararına olarak, yabancılara verilen ayrıcalıklı haklar anlamına gelir. Geniş ve derin anlamında ise baş eğmek, teslim anlaşması yapmak söz konusudur.
Haberin Devamı ›
Doğaldır ki günümüzde savaş koşullarında bir teslim alma, baş eğme, kurum ya da devlet kaynaklarına el koyulacak nitelikteki anlaşmalar mümkün değildir. Yapılan harcamalar ve transferler “kulübün başarısı” dolayısıyla “taraftarların mutluluğu” için yapılmaktadır söylemi yapılanları yumuşatmak anlamına geliyor.
Denebilir ki bu durumdan vatandaşların zararına bir anlam çıkartıp işi kapitülasyona kadar vardırmak anlamlı mıdır? Ülkemiz futbol dünyasının son 25 yılına bakıldığında yaşanan ekonomik savrulma tam da sorunun yanıtını vermektedir.
Son 25 yılda futbol gelirleri 12 kat artmış ama saha başarısında gerek kulüpler gerekse Ulusal takım bazında kelimenin tam anlamıyla tuş olmuşuz. Başkan Ali Koç göreve geldiği günden bu yana transfer rekorları kırıyor ama sportif başarı yok!
Büyük başkan mı yoksa büyük hoca mı?
Buna karşın yeni teknik direktör Jorge Jesus’un bitmek bilmeyen isteklerine teslim olmuş durumda. Sahaya çıkan 11’in sekizi yabancılara teslim edilmiş.
Bu, devletler düzeyinde olmasa da kulüp ilişkileri bazında kapitülasyon anlamı taşımaktadır. Bir teknik direktörün adı ve kariyeri ne kadar büyük olursa olsun kulüp ona bu denli teslim edilemez.
Coşkun Özarı hayatta olsaydı böyle durumlarda Helenio Harrera’nın şu sözlerini mutlaka anımsatırdı: Büyük hoca yoktur, büyük başkan vardır.”