MENÜ

Galatasaray'da neler oluyor?

Abone Ol Google News

Hırvat teknik direktör İgor Tudor’dan görevi devraldıktan sonra Galatasaray ile yeni bir şampiyonluk yaşayan Fatih Terim, Nagatomo’nun transferi dışında takıma fazla dokunmamıştı. Başkalarının yaptığı transferlerle kurulan takımın başarısını “en değerli şampiyonluk” olarak değerlendiren Terim, kulübün içinde bulunduğu ekonomik sorunlar nedeniyle, öte yandan UEFA’nın yaptırımlarıyla fazla hareket yeteneği olmadığından Gomis’in ayrılmasına karşı çıkamadı. Bu sezonun devre arasına gelindiğinde ise, Gomis ile birlikte geçen sezonun kilit oyuncularından biri olan Rodrigues’de değerini bularaktakımdan ayrıldı. Yerini ve değerini bulan her oyuncunun başka bir futbol kültüründe yaşamını sürdürmesi profesyonelliğin gereklerinden biridir.

Haberin Devamı

Transferlerde Terim Etkisi

Ancak, Galatasaray’daki değişimin ve futbolcu alış-verişlerinin salt profesyonellikle bağlantılı olduğunu düşünmüyorum. Gönderilen futbolcular ve transfer edilen oyuncuların yer değiştirmesinde Fatih Terim etkisi olduğu düşüncesindeyim. Terim kendi takımını kuruyor gibi geliyor bana. Tolga Ciğerci’den sonra Serdar Aziz’in de sakatlık gerekçesiyle oynamamaktan kaçınmalarının Fatih Terim tarzına ters düştüğü açıktır. Buna karşın, Fatih Terim takımını yenilemeye çalışırken Galatasaray için bir tehlikenin ortaya çıkabilme olasılığını da anımsatmak isterim. Bilindiği gibi ikinci Fatih Terim dönemi rahmetli Başkan Özhan Canay’dın’ın “herkesin gönlündeki hoca” söylemiyle başlamış ve Fatih Hoca, görevi Lucescu’dan devralmıştı. Hem de türlü imkansızlıklar, kadro yetersizliğine karşın lig şampiyonluğu ve Süper Kupa başarısı yaşayan Lucescu’dan… O günlerde Galatasaray’ın 12. oyuncusunun adını kimse bilmiyordu!

Haberin Devamı

2. Terim dönemindeki karmaşa unutulmamalı

2000’in 20 Mayıs’ında kazanılan UEFA Kupası sonrası dağılan ekipten sonra Terim kendi takımını kurmayı ilk hedef olarak benimsemişti. 13 yabancı ve yanılmıyorsam 15 civarında yerli futbolcu transfer etti. Bu yabancı oyuncuların 10’u çeşitli nedenlerle verimsiz olarak takımdan ayrıldı. Gençlerbirliği’nden ısrarla istediği Osman Coşkun tam 3,5 milyon dolar karşılığında ara transferde alındı. O günlerde 3,5 milyon dolar dudak uçuklatan bir paraydı. Osman sadece Trabzonspor’a karşı yarım devre oynayıp bir gol atarak Galatasaray kariyerini noktaladı. Bu karmaşa içinde Fatih Hoca’nın kurduğu “Yeni Galatasaray” Ali Sami Yen’de Rizespor’a 5-0 yenilerek üçüncü turda kupaya veda etti. Fenerbahçe’ye Kadıköy’de 6-0 yenildi ve Avrupa’ya da Villareal’e yenilerek veda etti. Sonuçta Terim’in de görevine 2. Kez son verildi.

Fatih Hoca futbolcuda ne arıyor?

Aradan uzun yıllar geçti. Şimdi, Ne Galatasaray ne de Fatih Terim eski konumlarında... Futbolun diyalektiği her şeyi değiştiriyor. Fatih Hoca’nın futbolda şansa ve rastlantılara çok az prim verdiğini biliyorum. Onun istediği, bugünün futbolcusunu var eden değerlerin birincisi olan “adanmışlık” tır. Tolga Ciğerci, Eren Derdiyok ve Serdar Aziz’de bunu görmediği için yol ayrımına gelmiş olabilir. Ancak yerli futbolcuların içinde kendini futbol oynamaya adayan ve futbol mesleğine gönülden bağlanan çok az oyuncu vardır. İçinde bulunulan ekonomik sıkıntılar da göz önüne alındığında, kendini kulübüne ve futbola adayan oyuncular ancak alt yapılardan yetiştirilebilir. Bu bağlamda, takım bir yandan yarışırken öte yandan Ozan Kabak’ların, Yunus Akgül’lerin sayısının artırılması da geleceğin planlarına dahil edilmelidir…

Haberin Devamı
YORUM YAZ