MENÜ

Futbol tarihinden seçmeler

Abone Ol Google News

Yuvarlak cisimlerle oynanan ve futbolun atası olarak kabul edilen oyunlar dünyanın birçok coğrafyasında hemen hemen aynı dönemlerde oynanmıştır. Orta çağa gelindiğinde bu oyunların ortak özelliği büyük şiddet olayları içermesidir. Yine orta çağda İngiltere’de oynanan, şişirilmiş domuz bağırsağının top olarak kullanıldığı 27’şer kişilik takımlardan oluşan köyler arası maçların en önemli özelliği büyük kavgalara sahne olması, kol, bacak kırılması bir yana ölümlerin de yaşanmasıydı. İngiltere Kralı Edward bu yüzden 12. yüzyılda oyunu yasaklamıştır.

Haberin Devamı

İngiltere’de artık kulüplerin kurulmaya başlaması, bugünkü modern futbola geçiş yapılacağı günlerde, yani 1800’lü yılların ikinci yarısına doğru bu kez Kral 2. Jhons tarafından yasaklanır oyun. Şiddet olayları bir türlü bitmek bilmezken Kral Londra Şerifleri’ni toplayıp nasıl bir önlem alınmasına ilişkin fikir danışır. Sonunda işin eğitimle çözüleceğine, bir kitap yazılmasına ve bunun halka dağıtılmasına karar verilir. Böylece futbolun ilk kitabı ortaya çıktı: Book of The Sports(sporların kitabı).

Haberin Devamı

Ne var ki futbolda şiddet olayları durmak bilmediği gibi dünyaya da yayıldı. Özellikle modern dönemin başladığı, futbolda profesyonel liglerin çoktan kurulduğu dönemlerde Arjantin’de futbol ilk çağlardaki gibi kaba ve sert oynanmaktaydı, yıkıcı-kırıcı futbol bir taktik olarak bile kullanılıyordu. Sahada futbolcuların sert oyunu ister istemez tribünleri etkiliyordu.

Dünya üzerinde ülkeler arasındaki çekişme söz konusu olduğunda Uruguay ile Arjantin gibisi yoktur neredeyse. Düzenlenen ilk yedi Latin Amerika Şampiyonluğu’nun altısını kazanan, 1924 ve 1928 Olimpiyatlarında altın madalya alan, 1930’da ilk Dünya Şampiyonu olan Uruguay’ı Arjantinliler fena halde kıskanıyorlardı. Tek amaçları vardı, onlarla karşılıklı iki maç oynayıp aslında Arjantin’in daha iyi olduğunu, eğer olimpiyatlara gitselerdi kendilerinin şampiyon olacağını göstermek. 1924 Paris Olimpiyatlarından sonra iki ülke arasında dostluk maçları yapılması planlandı.

Uruguay’ın başkenti Montevideo’da yapılan ilk maçta karşılaşma 1-1 bitti. İkinci maç ertesi hafta Buenos Aires’te oynanacaktı. Oyunun beşinci dakikasında taraftarlar sahaya inince maç tatil edildi. Şiddet unsurları bilet kulübelerini devirip stadyumu parçalamaya başladılar. Sonunda şiddet olayları yatıştırıldı ve Perşembe günü maçın yeniden oynanmasına karar verildi. Karşılaşmanın sağlıklı oynanabilmesi için tribünlere dört metre boyunda tel örgüler çekilmesine karar verildi. Bu saha ile tribünleri ayıran ilk engeldi. Taraftarlarla saha arasına konulan bu fiziksel engel Arjantin’den bütün dünyaya yayıldı.

Tel örgülere rağmen şiddet olayları durmak bilmedi. Sahadaki oyun neredeyse tekme-tokat konumuna gelmişti. Arjantin’in sağ beki Adolfo Celli’nin bacağı iki yerden kırıldı. Çileden çıkan seyirci konuk takımı taş yağmuruna tuttu. Uruguaylı oyuncular sahaya gelen taşları alıp seyircilere attılar. Arjantin 2-1 öndeyken Uruguaylılar sahayı terk ettiler.

El Grafico’da maçtan sonra şu yorum yapıldı: “ Olimpiyat şampiyonları ile seyircinin gerilla savaşının tarihte başka bir örneği yoktur.” O akşam Uruguaylı bir taraftar olan Pedro Dembey silahla vurularak öldürüldü. Bu Arjantin futbol tarihinde öldürülen ilk taraftardı. Öldüren Jose Pedro Lazaro Rodriguez yurt dışına kaçmasına rağmen bir fotoğrafından teşhis edilip yakalandı ama Uruguay’a teslim edilmedi.

Haberin Devamı
YORUM YAZ