Arama

Popüler aramalar

Futbol tarihinden seçmeler

Abone OlGoogle News

İskoçların pas oyununun bir üst aşaması topun kanat adamlarına aktarılması ve onların da santrforu topla buluşturması oldu. Bu oyun anlayışını ilk uygulayan West Bronwich Albion’du. 1886 ve 1887 yıllarında oynanan FA Cup’ı finalde kaybettiler. 1888’de ise yine finale çıktılar. Bu kez karşılarında İngiltere’nin en kudretli takımı Preston olacaktı.

Haberin Devamı

Preston final öncesinde Hyde’i 26-0 yenmişti. Maç başlamadan önce Prestonlu futbolcular kazanacaklarından o kadar emindiler ki, karşılaşmanın hakemi Yüzbaşı Francis Marindin’den başlama vuruşu öncesinde kupayla fotoğraf çektirmek için izin istediler. Marindin “önce kazansaydınız daha iyi olmaz mıydı” diye yanıt verdi. West Bronwich Albion kanatlara uzun paslar atmaya dayalı oyunuyla Preston’u 2-1 yendi. Bu maç futbol tarihinin biletleri tükenen ilk karşılaşması oldu. Maçı tam 17 bin kişi izledi.

***

1924 Olimpiyatları öncesinde Uruguay diye bir devletin varlığından neredeyse kimsenin haberi yoktu. Paris’te yapılan bu olimpiyatlara Uruguay tamamen amatör bir takımla katıldı. Eduardo Galeano’nun yazdığına göre takımda bir mermer ustası, bir bakkal ve bir buz tüccarı vardı. Diğer oyuncuların da çoğu işçiydi. Avrupa’ya hazırlık maçları yapmak için üçüncü mevki kamaralarda gelmişlerdi. Yolculuk ve Avrupa’da konaklama masraflarını oyuncuların kendileri karşıladılar. Paris’teki olimpiyatlara varmak için 30 saat tren yolculuğu yaptılar. Bu yolculuğun öncesinde İspanya da oynadıkları dokuz hazırlık maçını da kazandılar.

Haberin Devamı

Uruguay 1924 Paris Olimpiyatları’nın final maçında İsviçre’yi 3-0 yenerek altın madalyayı kazandı. Ayağa kısa pas oyununun yaratıcısı bu ülke öylesine merak uyandırmıştı ki, bu futbol sanatçılarının vatanı olan küçük ülkenin nerede olduğunu merak edenler için Paris’te milyonlarca harita satıldı.

1930’da düzenlenen ilk Dünya Kupası finalinde de Montevideo’da Arjantin’i 4-2 yenip ilk şampiyon unvanın da aldılar. Bugün bile dünya üzerinde Arjantinlilerin gıpta ve kıskançlıkla baktıkları tek ülke Uruguay’dır. Brezilya’nın ev sahipliğini yaptığı 1950 Dünya Kupası finalinde ise sambacıları 2-1 yenerek onlara neredeyse ulusal felaket yaşattılar. Bu durumu Nelson Rodrigues şöyle yazmıştır: “Her yerde yaşanan ulusal felaketler var. Örneğin Hiroşima. Bizim ulusal felaketimiz de 1950 yılında Uruguay karşısında aldığımız yenilgi”.

O yenilgi Brezilya halkının bilinçaltında öylesine derin bir yara açmış ki, 2014’ün yarı finalinde yine kendi evlerinde Almanya’ya 7-1 yenilmeleri bile o kadar umursanmamıştır. Uruguay, Brezilya ve Arjantin’in arasında sıkışmış, Brezilya’nın taşrası olarak kabul edilen küçük bir ülke. İlk Dünya Kupası’nı kazandıklarında üç milyon nüfusa sahipti. Ancak bu küçük ülke futbol tarihinin en görkemli başarılarına sahip… 15 Latin Amerika Şampiyonluğu ile bugün bile kıtanın efendisi… Arjantin ile yaptıkları maçlar tarihten bu yana ülkeler düzeyinde Güney Amerika derbisi olarak kabul görmekte…