MENÜ

Emre Belözoğlu'nda bir bit yeniği mi var?

Abone Ol Google News

Mallorca’da otel odasında toplantı

Haberin Devamı

Galatasaray’ın 2000 yılının 20 Mayısında Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da UEFA Kupası’nı kazanması yolunda önemli engellerden biri İspanya’nın Mallorca takımıydı. 20 Mart 2000’de Mallorca adasında oynanan maçı ben de yerinde izledim Fanatik adına. Maç oynanmadan önce Emre üç arkadaşıyla birlikte otel odasında toplanırlar. Belözoğlu yıllar sonra TRT Diyanet’te(2015) o toplantıyı anlatır: “Mallorca maçı öncesi odada dört oyuncuyuz. İsimlerini söylemeyeyim. O gün odada bulunan diğer ağabeylerle birlikte dua ettik. Namaz, tespih işte… O gün maçı dört golle biz kazandık. Golleri de odanın içindeki dört kişi attı.”

Galatasaray maça son derece kötü başlayıp ilk yarıda kendi sahasından çıkamamasına karşın 44. dakikada Arif Erdem’in golüyle soyunma odasına önde gitti. Basın tribününde maçı birlikte izlediğimiz rahmetli Coşkun Özarı’nın bana “Metin bu gol yetmez. Bunlar ikinci yarı bizi dağıtırlar” dediği hala kulaklarımdadır. Ne var ki Galatasaray 48. Dakikada Ermer Belözoğlu ile skoru 2-0’a getirdi. Sonrasında maç adeta koptu. Odadaki dörtlüden ikisi ilk iki golü diğerleri de so iki golü atmıştı; Hakan Şükür ve Okan Buruk…

Haberin Devamı

DGM’de Fetullah sorgusu…

Bu dört oyuncunun malum terör örgütünün başı ile bağlantısını bilmeyen yok. Golleri atanın ikisi yurt dışına kaçtı. Emre Belözoğlu ve uzantıları da ya aldatıldık ya da “vatana hayırlı işler yaptığını sanıyorduk” şeklinde, deyim yerindeyse “kıvırarak” kendilerini kurtardılar. Emre Belözoğlu’nun 30 Aralık 2003’te Fetullah Gülen propagandası yapmaktan ötürü Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde sorgulandığını biliyoruz. Işık Okulları’na yardımları da işin bir başka yönü… Daha önemlisi Emre Belözoğlu’nun imam nikahını kıyan FETÖ’cü Sait Alpsoy, Emre Belözoğlu’nun evindeki toplantılara hocalık yapar. Eski Fenerbahçeli Bekir İrtegün o toplantıların ayrıntılarını savcılara verirken içeri alınıyor ama bir güç ev sahibi Emre’yi kurtarıyor…

Gene de bunların hepsini bir kenara koyabiliriz. Çünkü genç insanlar yanılabilir, tuzağa düşebilir… Peki, Emre Belözoğlu’nun yaşı kemale erdiği günlerde ortaya koyduğu sporun hiçbir yanı ile bağdaşmayan davranışlarına ne diyeceğiz?

Belki de sicili en bozuk Türk futbolcu

Newcastle’da oynarken siyahi oyunculara karşı ırkçılık yaptığını bilmeyen yok. Maç anında rakibine doğru gırtlak kesme işareti yaptı, Muhabir dövdü, kendini eleştirenleri hedef alan yumruk hareketini Basın Tribünü’ne yöneltti. Şimdilerde o yumruğu hatırlayan yok her nedense…

Neredeyse futbola özgü bütün ilişkileri kırıcı, dökücü, kavgacı, ırkçı ve şiddet içeren bir futbolcunun Fenerbahçe gibi bir büyük camiaya vereceği ne olabilir? Seçilmiş kişi neden Mehmet Topal değil de Emre Belözoğlu olabiliyor. Mehmet Topal’da Galatasaray’da parladı, İspanya’ya gitti ve Fenerbahçe’ye döndü.

Emre’ye var da Mehmet’e neden yok?

Topal’ın futbol hayatı da özel yaşamı da ter temiz. Üstelik Fenerbahçe’de ihtiyaç neredeyse orada oynadı. Benim ikisiyle de bugüne değin bir merhabam olmadı. Ne görüyorsam onu değerlendiriyorum. Mehmet Topal kulüpten uzaklaştırılmaya çalışılırken, uzaktakine yol neden yakın edilir? Hiç hak etmediği halde Milli takıma alınıp parlatılıp, gündeme oturtulmasının altında ne var? Bu kuşku beni öldürürse hiç şaşırmayın!

Haberin Devamı
YORUM YAZ