Düşünce boşluğuna düşmek…

Ne yazık ki birilerinin acıları başkalarının mutluluğu oluyor. Bu, yaşamda da futbolda da değişmez kural sanki. Ancak konu üzerine biraz derinlemesine düşündüğünüzde çağın ya da günün koşullarına uygun yaşam standardı, hayat kültürü oluşturamayan toplumlarda acılar başkalarının mutluluğuna daha fazla dönüşüyor gibi.
Haberin Devamı ›
Bir hafta ara ile futbolun bize anımsattıkları rastlantı olamaz. Bunun yaşam kültürüyle ilintisi olduğu tartışılmaz sanırım. Geçen hafta Beşiktaş-Giresunspor maçında Mert Günok’un yaşadığı, bu hafta Sivasspor-Galatasaray karşılaşmasında Muslera’nın başına geldi. Muslera ağır bir sakatlık geçirip yerde yatarken, golü hazırlayan Yatabare ve golü atan Fajr sevinçle futbol alanında koşturuyorlardı.
Başkalarının acılarını hissetmenin erdemi
Hani insan hayatı her şeyden önemli, başkalarının acısını yüreğinde hissetmek en büyük insan erdemlerinden biriydi. Demek ki acımasız futbol rekabeti, çekişmesi içerisinde bunlar sadece göstermelik sözler.
Orta alanda, gol tehlikesinin yaşanmayacağı bölgelerde yere düşün her oyuncu için topu dışarı vuranların samimiyetini de sorgulamak gerekmiyor mu bu durumda?
Haberin Devamı ›
En kusursuz nesnelerin doğada az bulunduğu gibi en mükemmel düşüncelerde insan toplumları arasında azdır. Bunu biliyoruz. İşte sorun da burada zaten. Az bulunan, insanların yaşamını kolaylaştıracak kusursuz davranışların sayısını artırmak değil midir insan olmak?
Yabancı futbolcular daha fazla örnek olamazlar mı?
İnsanca davranışlar neden azdır ya da neden az tanınıyor? Elbette ki az karşılaştığımız, örneklerini az gördüğümüz için. Üstelik insanlık değerlerinin en azından futbolun güzelliklerinin bir kültür haline dönüşmesi için transfer ettiğimiz yabancı oyuncuların duyarsızlık düzeyi daha da yüksek.
Toplumda takdir görecek insani hareketleri ortaya koymak entelektüel yeteneklerin gelişmiş olmasını gerektirir. Futbolcular entelektüel insanlar değildir, onlar daha çok fırsatların peşindedir. Peki, Mert Günok ve Muslera’nın başına gelenlerden sonra ne yapılmalı, bundan sonra olacakları da hep birlikte izleyip, sineye mi çekeceğiz?
Hayır, böyle olmaz ya da böyle gitmez. Birkaç saniye bir insanın hayatına da mal olur, yaşamını da kurtarır. Şu andaki oyun kuralları bu gibi durumlarda hakemin oyunu durdurmasına izin vermiyor. Ne var ki insan hayatı söz konusu olduğunda kural kendiliğinden ortadan kalkar.
Son söz hakemlerin olmalı
Hakemler futbolculara göre daha entelektüel insanlardır. Böyle anlarda derhal oyunu durdurmalıdırlar ya da kural yeniden gözden geçirilmelidir. Bu kararları hakemliğine mal olsa da arkasında durmalıdırlar. Böylece futbolcuları düştükleri “düşünce boşluğundan” hakemler çıkarmış olur.
Ofsayt anındaki “bekle gör” anlayışı da değiştirilmelidir. Muslera’nın uzun süre futboldan uzak kalması bu yüzden olmuştu. Perder Gellert’in dokunaklı ağıtı şöyle başlar;
“En üstün yeteneklerin/ Az hayranı varsa, / Ve dünyanın büyük kısmı/ Kötüyü iyi sanıyorsa, / Bu rezalet her zaman görülür.”
Şöyle de biter; “Hep değersiz şeyleri överler/ İyiyi hiç tanımadıklarından.”