MENÜ

Duhan Aksu'nun hatırlattıkları…

Abone Ol Google News

Fenerbahçe altyapısından yetiştikten sonra İstanbulspor’a transfer olup yeni sezon öncesinde Fransa takımı Lill ile ön protokol imzalayan Duhan Aksu’nun Fanatik’e, Zafer Büyükavcı aracılığı ile söyledikleri futbol dünyamızda ses getirdi. Dostum Cem Dizdar TRT’deki programında “hiç kimsenin söyleyemediklerini söyledi” deyince bu yazıyı kaleme almak şart oldu.

Haberin Devamı

Futbolcunun kondisyonel yeteneklerini bilen var mı?

Özünde “hiç kimsenin söyleyemedikleri” yerine “unuttuklarımızı hatırlattı” denilseydi daha doğru olurdu, bu konuda yıllardır söylenenlere de haksızlık edilmezdi. Yabancı futbolcu mezarlığına dönüştürülen liglerimizde asıl değerler gerçekten unutuldu. Duhan Aksu’nun “atletizm gördüm” demesinin altında yatan gerçek futbolcuların kondisyonel yeteneklerinin(sürat, kuvvet, dayanıklılık, sprint kuvveti…) Türkiye’de gerekli ilgiyi görmemesidir. Bizde teknik adamlardan tutun da yorumculara kadar en çok çalım yapan oyuncunun en yetenekli olduğu sanılıyor. Çoğu yorumcu yeteneğin anlamını tam olarak bilmeden “yetenekli” ya da “düz” futbolcu yaklaşımıyla ayrımcılık yapıyor. Bu satırların yazarı tarafından dilimize kazandırılan “kondisyonel yetenekler” terimi ısrarla vurgulanmasına karşın deyimin içeriğini anlamayanlar tarafından kulak arkası edilmiştir.

Haberin Devamı

Futbola özgü atletizm yeni mi?

Oysa jimnastik sporun anası, atletizm ise babasıdır klasik yaklaşımı benim yaşımdan da eskidir. Yani hangi spor dalı ile uğraşırsanız uğraşın o spora özgü jimnastik ve atletizm hareketlerini uygulamanız gerekmektedir. Duhan Aksu’nun anımsattığı futbola özgü atletizmin ne kadar eski olduğunu somut şekilde anlatabilmek için yaşanmış bir örneği sizlerle paylaşmak isterim.

Sadece top becerisi yeter mi?

Atilla Özalp 12 yaşında Fenerbahçe’nin seçmelerine katılır. Fenerbahçe alt yapısının başında Eskişehirspor efsanesini yaratan Abdullah Gegiç vardır. Seçmeye katılanlara önce çift kale maç yaptırılıyor. Çiftkaleyi dışarıdan izleyen Gegiç henüz oyunun başında “şu sarı çocuğu bana getirin ” der. Atilla, Hoca’nın yanına vardığında Gegiç şunları söyler” Aferin oyunun iyi. Üç gün sonra ikinci aşamayı yani atletizm seçmelerine katılmayı hak ettin “.

Yusuf Yazıcı yaşlı İzlandalı’nın peşinden koşarken…

Atilla bu söylenenlere hiçbir anlam veremez. Üç gün sonra gittiği ikinci aşamada 50 ve 100 metre koşular, yüksek atlama, uzun atlama ve dikey sıçrama testlerinin hiç birinde gerekli olan dereceleri tutturamaz. Gegiç Hoca sarışın çocuğu yanına çağırıp “Sen alt liglerde futbol oynayabilirsin. Ama biz Fenerbahçe’yi uluslararası düzeyde temsil edebilecek futbolcular arıyoruz” diyerek sarışın çocuğu semtine gönderiyor. O da semtinin takımı olan Üsküdar Anadolu’da(bugünkü konumuyla birinci lig) oynayıp İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisi de oldu. Trabzonspor başkanı Ahmet Ağaoğlu’nun paha biçemediği Yusuf Yazıcı’nın koşuda 35 yaşındaki İzlandalı futbolcu ile baş edememesi bana sarışın çocuk Atilla Özalp’in dramını anımsattı.

Duhan Aksu’nun söylediklerini 45 yıl önce öğrendik

Abdullah Gegiç’in Fenerbahçe’de uyguladığı bu gerçeeği biz 45 yıl önce spor akademisinde öğrenmiştik. Ne var ki Türk futbolunda hakim olanlar bizlerin yolunu keserek, bizleri futbolun içinde barındırmayarak futbolumuzun doğru bilgilerle donanmasına ve dolayısıyla gelişmesine engel oldular. Bugün Türkiye Futbol Federasyonu’nun eğitim alanında görevli bütün çalışanları eski futbolcu. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’da futbolu bırakmış eski oyuncular politik olarak seçilmiş durumda. Futbol eğitiminin eski futbolcularla yürütülebileceği yanlışına öylesine kendimizi kaptırmışız ki, Duhan Aksu futbolda atletizmi görünce “futbol dünyamızın çağ dışı” olduğuna vurgu yapmış. Yeni olmasa da Zafer Büyükavcı ve Duhan Aksu’ya konuyu güncelledikleri için teşekkür etmeliyiz. Yeni seçilmiş federasyon başkanımız Nihat Özdemir bu gerçeğe el atar mı acaba?

Haberin Devamı
YORUM YAZ