Büyük kulüplerin ortak özellikleri

Dünyadaki birçok büyük kulüp gibi Fenerbahçe’nin büyüklüğü de kazanılan madalyalar ya da şampiyonluklarla ölçülemeyecek bir büyüklüktür. Çağından ve taktikler ya da sistemlerden bağımsız olarak, tarih boyunca tüm büyük kulüplerin ortak bir özelliği vardır. Büyük kulüpler maç başladığı andan itibaren sahanın ve topun sahibidirler. Yani top sizdeyken oyuna ağırlığınızı koyar, rakibi kendi oyununuza zorlarsınız, top karşı takıma geçtiği anda da alanı kontrol edersiniz, rakip futbolcuların peşine koşmazsınız. Başka bir deyişle büyük takımlar topa ve rakibe hükmederler, sıradan takımlar ise topun peşine koşarlar.
Haberin Devamı ›
Fenerbahçe ile Aykut Kocaman arasındaki ayrılığın temel nedeni de bu felsefi gerçek olsa gerek. Geçen sezonun bitiminde Fenerbahçe ve dolayısıyla Aykut Kocaman’ın başarılı olduğunu başta yeni başkan Ali Koç olmak üzere herkes kabul ediyor. Ancak bir felsefe değişikliğinden de, kongre döneminin başlangıcından itibaren Ali Koç söz ediyordu. Başkan Koç’un dile getirmek istediği felsefe de, topun peşine koşan takımdan, topa ve rakibe hükmeden takıma yani Fenerbahçe’nin asıl özelliğine geçiş olsa gerek.
Haberin Devamı ›
Ancak bu çok kolay değil. Fenerbahçe yeni bir yönetim ve yeni bir teknik direktör ile düşünsel, yapısal değişiklik yapmak için yola çıktı. Ne ilginçtir ki, bu yolculuğun başlangıcında da Benfica gibi güçlü bir rakip var. Yenilenen bir anlayış ve yapı ile böylesi güçlü rakipleri alt etmek her takım için zordur. Ancak bu zor engel aşılmasa bile sözü edilen felsefeden ödün verilmemeli.
Şenol Güneş ile giriştiği anlamsız ve gereksiz demeç düellosuna rağmen benim kişisel fikrim Aykut Kocaman ile devam edilmesi yönündeydi. Ancak şimdi yeni bir teknik direktör göreve getirildi. Bir teknik direktörün büyük bir kulüpte fark yaratabilmesi için en çok ihtiyaç duyacağı şey zamandır. Bu zaman içerisinde yönetim ona güven duyacak, sabırla yapılan çalışmalar sonucunda teknik direktör oyuncularına özgüven aşılayacak, yaratılan güvenli ortam içerisinde de, başarıya yönelik yüksek rekabet ortamına geçilebilecek.
Yüksek rekabet ortamı söz konusu olduğunda anahtar faktör kısa bir takım olmaktır. Kısa takımdan kastimiz oyuncuların boyu değil sahanın uzunluğu ya da kısalığıdır. Yani savunma ile hücum arasındaki mesafe 25-30 metreye kadar kısaltılmalıdır. Büyük takım oyuncularının yetenek ve becerileri de bu dar alan içinde fark yaratabiliyor zaten…