MENÜ

Bunu ancak Şenol Güneş başarabilirdi!

Abone Ol Google News

Genel olarak spor, özelde futbol ülkenin kültürünün aynasıdır. Buna 40 yıla yaklaşan yazı yazma dönemimin en başından beri inanmaktayım. Futbola ilişkin yazı felsefemi genelde bu düşüncenin üzerine oturtmaya çalışırım. Dolayısıyla futboldaki başarı ve başarısızlıkları kişilere bağlamak çok da anlamlı değildir.

Haberin Devamı

Ancak ülkenin sorunları ne denli ağır olursa olsun bu sorunların üstesinden gelebilecek kapasiteye sahip bireysel çabaların olması gerekiyor, mutlaka da vardır. Onlar nerededir bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa o da Şenol Güneş onlardan biri değildir.

Şenol Güneş neyi başardı?

1996 yılında Avni Aker Stadı’nda Fenerbahçe’ye 2-1 yenilerek şampiyonluğu kaybettiği gün Şenol Güneş’in teknik adamlığına olan inancım ciddi şekilde sarsılmıştı. O günden sonra birçok sorunu olan ülkemizde sorumluluk alarak “yük taşıyacak” bir kişilik olmadığı hissi giderek daha da belirginleşti kafamda.

2002 Dünya Kupası’nda bütün ülkeyi sırtında taşıyan, futbolumuzu FİFA sıralamasında yedinciliğe kadar yükselten Galatasaray ağırlıklı takımdan Şenol Güneş’de payına düşeni aldı. Bursaspor’a şampiyonluk sonrasında gitti.

Haberin Devamı

Samet Aybaba ve Bilic’in hazırladığı Beşiktaş’ta görev aldı, en azından beş yıl şampiyon olabilecek takımı neredeyse dağıttı! Sürekli stoperlerle uğraştı, Sonradan çaresiz kalınca altı ay yanında oturttuğu Tosic’i oynatınca şampiyonluklar geldi. Mario Gomes mucizesi de işin başka bir boyutu. Şimdi de Lucescu’nun kurduğu takımı yönetmeye çalışıyor ama olmuyor!

Takım seçmekte başarılı!

Trabzon futboluyla yakından ilgili amatör olarak politikaya da kafa yoran bir dostuma Şenol Güneş’i sordum. “O çay içmeye gelir” dedi. Anlayamadım! “Şenol Güneş asla çay demlemez, demlenmiş çayı içer” diye açıklama yaptı.

Bir başka Trabzonlu dostuma sordum. Kendisi 40 yıldır futbolun içindedir. “Şenol Güneş kimseyle anlaşamaz” dedi. İstanbulspor’da görev yaptığı dönemde, daha önce benim de futbolcum olmuş bir oyuncu devre arasında Şenol Güneş’in konuşmalarını dinledikten sonra “Hocam ben İstanbul çocuğuyum ama sizin konuşmalarınızdan hiçbir şey anlamıyorum” deyince onun futbol hayatını bitirmiş.

Sorunsuz takımda sorun nasıl yaratılır?

Sorunları olan ülkemizin, sorunları bizden çok daha az olan ülkelerde top koşturan futbolculardan oluşan Ulusal takımını da sıradanlaştırdı son olarak. Olayları zihinsel olarak bir türlü birbirleriyle bağdaştıramayan Şenol Güneş ne takımı kurabiliyor ne de takımı yönetebiliyor.

Ne yazık ki takımı futbolcuların insafına özellikle de Burak Yılmaz’ın keyfine bırakıyor. Dikkat edin burada da stoperlerle uğraşıyor. Kendini takımın kalecisi zannedip önünde bir Dozer Cemil ile Necati Özçağlayan mı arıyor?

Merih olmadı, Kaan olsun, Yusuf olmadı, Cengiz olsun, Ozan olmadı, İrfan Can oyuna girsin. Takım kurma da oyuncu değiştirme de tamamen sınama yanılma yöntemine dayalı. Zihinsel faaliyetlere, bilgiye dayalı hiçbir uygulama yok! Başka türlü 24 takımın en kötüsü nasıl olur bu oyuncular? Sorunları az olan bir takımın içinde büyük sorunlar nasıl yaratılır, Şenol Güneş’e sorun!

Haberin Devamı
YORUM YAZ