MENÜ

Ali Koç devrim ateşini yaktı…

Abone Ol Google News

Oyun felsefesi ve ekonomik olarak tıkanan Türk futbolunda uzun zamandır beklenen devrimci nihayet kendini gösterdi. Ali Koç salt Fenerbahçe için değil Türk futbolu için de devrim ateşini yakan başkan oldu. Devrim bir süreçtir, günlük işlerle ya da dönemsel etkinlikler, başarı veya başarısızlıklarla kendini göstermez. Büyük Atatürk’ün yaptığı devrimlerin günümüzde bile sorunlarla karşılaştığını göz önüne aldığımızda, Ali Koç’un yaktığı ateşin üç beş hafta içinde sonuç vermesini beklemek haksızlık olur.

Haberin Devamı

Kimi zaman dünya, ülkeler, toplumlar ve kulüpler yeniliklere hazır hale gelirler. Bu hazır hale gelme durumunun mutlaka öncülleri vardır. Ali Koç’un öncülü de Aziz Yıldırım’dır. Eğer Aziz Yıldırım’ın yaptıkları olmasa Ali Koç devrim ateşini yakamazdı. Her türlü tesise sahip olan Fenerbahçe’de şimdi yapılması gereken oyun felsefesi ve ekonomik yapılanmadır. Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle ekonomik hamle zor gibi görünse de Ali Koç ve ekibi ekonomide anlamlı adımlar atmaktadırlar.

Haberin Devamı

Sahadaki oyunun değişmesi de hiç kolay değil. Yüzden fazla futbolcuyu izlediğini söyleyen Damien Comolli’nin uygulamalarına, teknik direktör Phillip Cocu’nun Aatif’a el uzatmasına bakılırsa kadrolaşmada bir sorun var gibi görünüyor. Ayrıca Cocu’nun 4.3.3 dizilişine geçmesi Hollanda’nın Total Futbol geleneğine göz kırpması anlamına geliyor. Total Futbol, Hollandalı teknik adam Rinus Miçhels’in şahsında anlam bulmasına karşın bu futbol biçiminin de öncülleri vardır. Hollanda futbolunun kurucu atası İngiliz Jack Reynolds’tur. 1915 yılında Ajax’ın başına geçti. Uzun yıllar savaş nedeniyle teknik adamlığa ara verdikten sonra 1945 yılında tekrar Ajax’ın başına geçti ve Rinus Michels onun talebesi oldu.

Reynolds hastalık düzeyinde disipline tutkundu. Günde 14 saat çalışır Ajax’ın tüm altyapı takımlarına aynı sistemle futbol oynamayı şartını koşardı. Gene de devrim hemen ürününü vermedi. Topa sahip olmaya dayalı sistemin tohumları atılmıştı ama sürgün vermesi için zaman gerekliydi. Nihayet bir başka İngiliz Vic Buckingham 1959 yılında Ajax’ın başına geçince kımıldanmalar başladı.

İki İngiliz’in de futbola bakışı aynıydı. Başta disiplin ve onlara göre, oyun, alanla ve onun nasıl kontrol ettiğinizle ilgiliydi: Top sendeyken ve topu tutman kolayken sahayı genişlet; top sende değilse de alanı daralt ve rakibinin ona sahip olmasını çok daha zor hale getir. Bu oyun felsefesi Michels ve Cruyff ile daha da geliştirilerek 1970’lerin Ajax’ı ve günümüzün Barcelona’sı ortaya çıkartıldı.

Topa sahip değilseniz rakibe yoğun pres yapılıp beş saniye içinde topu almalısınız. Bu süre içinde topu kazanamıyorsanız derhal savunmaya döneceksiniz. Top rakibe geçince presle birlikte çok disiplinli bir ofsayt taktiği de işin bir başka boyutu. Böyle bir oyun felsefesini oluşturup geliştirmek bırakın bir lig dönemini birkaç yılda bile gerçekleştirilemeyebilir. Hesabını kitabını çok iyi yapmış olan Ali Koç’un “bir dönem yetmeyebilir” demesinin altındaki düşünce de bu noktaya dayanıyor. Bu bağlamda Fenerbahçeliler kendilerine şu soruyu sormalılar: Günü mü kurtarmalı yoksa geleceği mi?

Haberin Devamı
YORUM YAZ