Arama

Popüler aramalar

Taşralı Burak!

Haberin Devamı

Her futbolcunun rüyasıdır, büyük takım forması giyebilmek. Kimi bunu başarabilir, kimi de bir ömür boyu beyhude bekler. İş tabi o formayı sırtına geçirmekle bitmiyor. Asıl görev ondan sonra başlıyor. Önemli olan büyük takımda kalıcı olabilmektir. Sonuna kadar o formayı taşımaktır. Ve iz bırakarak ayrılmaktır. İster jübile olsun, isterse transfer... Bu, bütün dünyada böyledir.
Ülkemizde de futbolcuların ilk hedefi Üç Büyüklere kapağı atmaktır. Bunda hiç kuşkusuz, para, şan, şöhret, ışıltılı bir hayat, İstanbul'un büyüsü gibi etkenler önemli rol oynar. Futboldan ziyade önceliği bütün bunlara verenler kısa bir süre içinde sabun köpüğü gibi kaybolurlar. Bazıları ise ikinci, hatta üçüncü kez şans bulur. Ama her seferinde bir adaptasyon sorunu yaşar ve tekrar taşranın yolunu tutarlar. Burak Yılmaz bu tür futbolculara en iyi örnektir. Beşiktaş'ta 1.5 sezon oynadıktan sonra Holosko karşılığında takas olarak kullanıldı. Başarılı bir Manisa macerasının ardından Fenerbahçe'ye geldi. Bir sezon sonra Eskişehir'e kiralandı. Burada da başarılı oldu. Buna rağmen Fenerbahçe'de tutunamadı ve Gökhan Ünal'a karşılık Trabzon'a gönderildi. Hüsranla biten iki İstanbul macerasının ardından kırılan gururunu tamir etmek için Trabzon'da bir varoluş mücadelesine girdi. İşte onun sıra dışı performansına şaşıranların gözünden kaçan ayrıntı budur: Burak'ın savaşı, bir onur savaşıdır. Kendisine reva görülen muameleye başkaldırıdır. Kaderin garip bir cilvesi olacak ki, takas olduğu oyuncular bugün İstanbul Belediye'de mazilerini ararken, o iki sezondur ligin kaderini belirliyor. Üstelik kovulduğu takıma karşı!

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Galatasaray dikkat!‘’

13 Nisan 2011, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI