Sorun sadece Icardi mi?
Türkiye'nin en önemli uluslararası menajerlerinden biri (İznini almadığım için adını vermiyorum) hafta içi Galatasaray ile ilgili değerlendirmesinde, "Şu anda takım içinde en büyük sorun İcardi!" demişti. Tüm kulüplerle yakın ilişkisi olan menajer arkadaşımızın bu lafı boşuna etmediğini öğrenmemiz için birkaç gün geçmesi yetti. Kocaelispor maçı, başta İcardi olmak üzere takım içindeki tüm defoları gözler önüne serdi. Bir takımın kaptanı sorun üretiyorsa o takımın başarılı olması mümkün değildir. Okan Buruk'un İcardi olayını iyi yönetmesi ya da devre arasında ailevi sebepler vb gibi nedenlerle yolları ayırarak yeni bir planlamaya gitmek şu anda Galatasaray açısından en uygun seçenek olarak görülüyor.
Haberin Devamı ›
Sakatlanmadan önce 10 numara oynadı
Okan hocanın İlkay Gündoğan ve Yunus Akgün'ün yokluğunda 10 numara pozisyonu için İcardi'yi düşünmesi aslında yeni bir şey değil. İcardi, sakatlanmadan önce de bazı maçlarda Osimhen ile sahada yer almış ve çoğunlukla 10 numara pozisyonunda oynamıştı. Başarılı da olmuştu. Gerek ön alan baskısını gerek pas dağılımını yönetmesi gerekse ceza sahasına yaptığı koşularla pozisyon üretmesi Arjantinli yıldızı o mevkide önemli bir alternatif haline getirmişti. Ayrıca duran toplarda ve karambollerde de ne kadar önemli bir silah olduğu herkesin malumu. Okan hoca Kocaeli maçı sonunda yaptığı açıklamada aynı sistemi taktik idmanında da denediklerini ve İcardi'nin iyi bir performans gösterdiğini ifade etti.
Haberin Devamı ›
İcardi hazır olmadığını kabullenmeli
Bütün bunlar anlaşılabilir. Mertens gibi gerçek bir 10 numaranın olduğu oyun şablonunda Osimhen-İcardi ikili forveti sahaya sürülebilir, Arjantinli oyun kurucu pozisyonunda düşünülebilir. Tabii İcardi'nin fit ve formda olduğu bir denklemde... Nitekim geçen yıl Galatasaray'ın sürklase ettiği Tottenham maçında İcardi ve Osimhen birlikte sahadaydı ve rakibi perişan etmişlerdi. Gelgelelim sonradan oyuna girdiği bazı maçlarda skor katkısı vermesine rağmen İcardi'nin henüz ilk 11 oynayacak kadar hazır olmadığı gün gibi aşikâr. Bunu önce İcardi kabullenmeli. Sonra da Okan Buruk...
İki gol kralı topla buluşturulamadı
Bütün bu uzun girizgahtan sonra Kocaelispor yenilgisinin faturasını tek başına İcardi'ye kesmek hem bir nesli Galatasaraylı yapan Arjantinli yıldıza haksızlık ve vefasızlık olur hem de bazı hataların halının altına süpürülmesine neden olur. Örneğin; Kocaelispor maçında kenarlarda oynayan Barış Alper ile Leroy Sane özellikle ilk yarıda ne ürettiler? Sahadaki gol kralı iki santraforu kaç kez topla buluşturabildiler? Bekler Singo ve Jakops gerekli bindirmeleri yapabildiler mi? Torreira ile Lemina eksik orta alan kurgusu nedeniyle rakibi karşılamakta bitap düştüler ve hücuma katkıları neredeyse sıfırdı. Duran toplar ve bomboş pozisyonlarda yapılan ortalar dağlara taşlara atıldı. Defansın sigortası Davinson ile Abdülkerim konsantrasyon eksikliği ve mental yorgunluktan her Kocaeli atağında sallandılar. Kocaelispor bütün tehlikeli atakları sağ kanat oyuncusu Agyei ile geliştirdiği halde başta kulübe olmak üzere herkes gole kadar Gana asıllı İngiliz futbolcuyu seyretmekle yetindi. Golde Jakops'un ufak bir müdahalede yerden kalkamaması, Abdülkerim'in amatör futbolcu gibi çalım yemesi, Uğurcan'ın Muslera'ya nazire yaparcasına kapadığı köşeden topu içeri alması bir büyük takıma yakışmayacak hatalar zinciriydi.
Haberin Devamı ›
Takımın en istikrarlısı Sallai yedek
45. dakikada yenilen golle soyunma odasına 1-0 yenik gidilen ilk yarıda Galatasaray'ın ürettiği tek bir gol pozisyonu bile yoktu. Buna karşın birini Tayfur Bingöl'ün kaçırdığı, birini de Uğurcan'ın kurtardığı iki net pozisyon ve atılan bir gol vardı Kocaelispor adına. Galatasaray'ın ilk yarı gol beklentisi 0.12 idi. Daha bunun üstüne ne söylenir ki! İkinci yarıya Singo'nun yerine takımın en istikrarlı oyuncusu Sallai'yi alarak başlayan Galatasaray oyunu Kocaelispor yarı alanına yıktı. Sallai'nin yarım devredeki dinamizmi ve hücuma katkısı ilk yarıdaki tüm futbolculardan çok daha fazlaydı. Nitekim VAR'dan dönen gol de onun pozisyonu zorlaması ve ortasıyla gelmişti. Bu arada sezon başından beri tüm istatistiklerde takımın en iyisi ve en faydalı oyuncusu olmasına rağmen ilk fırsatta nedense kulübeye Macar futbolcunun çekildiğini de buraya not düşeyim! Tamam Rotasyon da bu rotasyon Barış Alper ile Sane'ye hiç uğramaz mı!
Kadro zenginliği bir illüzyondur
Bütün bunlara tüm takıma sirayet eden konsantarsyon eksikliğini de ekleyince yenilgi kaçınılmaz oldu. Oysa yıllardır taraftarın ve takımın genel mottosu, 'KONSANTRASYON'dur. Belki rakibi hafife almak belki Ajax galibiyetiyle ayakların yerden kesilmesi buna sebep olabilir. Lakin Türkiye'nin en pahalı ve en iyi kadrosuna sahip olmasına rağmen Galatasaray kulübesinin yetersizliği bu maçta bir kez daha ortaya çıktı. Başarılı geçen yıllarda hücumda üçüncü bir alternatifi her zaman oldu Galatasaray'ın. Bakambu, Batshuayi, Morata en iyi örnekler. Stoperleri rekabete sokacak üst düzey bir stoper hala eksik. Sezon boyunca bütün yük Davinson ve Abdülkerim'in üzerine biniyor. Onlarda yoğun maç trafiğinden dolayı haliyle sürmenaj oluyorlar. Davinson’un son haftalardaki yüz ifadeleri ve mutsuzluğu her şeyi anlatıyor. Orta sahada hücuma katkı sağlayacak ve oyunu dikine oynayacak bir 8 numarası yok Sarı-Kırmızılı takımın. Mevcut oyuncuların sakatlık, formsuzluk gibi nedenlerle katkı sağlayamadığı dönemlerde devreye girecek bir kanat forveti de bulunmuyor Galatasaray'ın. Puan için bir gole ihtiyacı olduğu bir maçta dahi Ahmet Kutucu ile Yusuf Demir oyuna giremiyorsa o kulübeyi boşuna işgal ediyorlar demektir.
Haberin Devamı ›
Devre arası iyi değerlendirilmezse...
Elbette büyük hedef Şampiyonlar Ligi. Ancak Türkiye Ligi de hafife almaya gelmez. İşte gördüğünüz gibi birkaç haftada puan farkı sekizden bire indi. Olası bir Fenerbahçe yenilgisiyle ilk yarıyı lider bile bitiremeyebilir Galatasaray. Alanyaspor, Konyaspor maçlarından sonra Kocaelispor karşılaşması da Sarı-Kırmızılı takım için alarm zillerinin çaldığı müsabaka oldu. Bu tehlike sinyallerini iyi okumalı teknik heyet ve yönetim. Yönetim diyorum, çünkü fiyaskoyla geçirilecek bir devre arası transfer dönemi Galatasaray'ı hem ligde hem de Şampiyonlar Ligi'nde hüsrana uğratır. Bu da bütün gelecek planlarının alt üst olması anlamına gelir.










