Skor aldatmasın
Haberin Devamı ›
Bu maçı seyretmeyen birine skoru söylediğiniz anda aklına ilk gelecek olan, Galatasaray’ın tıpkı eski günlerdeki gibi Avrupa’nın tozunu attığı düşüncesi olacaktır. Her ne kadar rakip sıradan bir takım olsa da deplasmanda alınan 5-1’lik skorun görkemine ve büyüsüne kapılmamak mümkün değildir bir Galatasaraylı için...
Gelgelelim, aynı düşünceye karşılaşmayı seyreden bir Galatasaraylı’nın sahip olacağını söylemek safdillik olur. Zira sahada gözle görülen bazı gerçekler vardı. Sarı-Kırmızılı takıma gönül veren herkesi rahatsız edecek gerçeklerdi bunlar. Penaltıya kadar defansta ve orta alanda tel tel dökülen, bir türlü ayağında top tutamayan, iki pası arka arkaya yapamayan, oyun kuramayan, rakibe sayısız pozisyon veren, her an ikinci, üçüncü golü yiyerek elenecek endişesi yaratan bir Galatasaray’ın rasyonel düşünen hiçbir taraftarı memnun ettiğini söyleyemeyiz.
Sezonun başlamasına bir haftalık bir zaman kala Galatasaray’ın çok ciddi sorunları olduğu göze çarpıyor. Dördü savunmacı, üçü ön libero olmak üzere sahada defans karakterli yedi oyuncu olmasına karşın, bunlar arasındaki uyum sorunu ve ciddiyetsizlik nedeniyle Belgrad takımı elini kolunu sallaya sallaya pozisyonlar buldu. Karşısında daha ciddi ve dişli bir rakip olmaması Sarı-Kırmızılı takımın şansıydı.
Galatasaray’ı olası bir kâbusa yuvarlanmaktan kurtaran Mustafa Sarp’ın iyi oyunu ile Hary Kewell’ın büyük ustalığıydı. Futbolunun sonbaharındaki bir yıldızın bile bir maçı nasıl çevireceğini örnekleyen dün geceki karşılaşmanın öğrettiği ders şudur: Galatasaray Yönetimi, 2 ya da 3 yıldız futbolcuyu acilen kadroya katmak zorundadır. Yoksa hüsran dolu günler kapıda...