Seyrantepe'nin huzur getirmesi isteniyorsa...

Haberin Devamı ›
Futbol takımı açısından son 30 yılın en karanlık günlerini yaşayan Sarı-Kırmızılı camia, bir kez daha arka arkaya uçurulan transfer haberleriyle heyecanlandırılmaya, ayağa kaldırılmaya çalışılıyor. Bugün dünyanın en iyi kulüplerine bakıldığında, bir sezon neredeyse bir transferle geçiştirilirken, Galatasaray devre arasında takımın yarısını değiştirmeye hazırlanıyor. Bu, iflasın belgesidir. Lakin bu aşamada yapacak pek fazla bir şey de yok. Devre arası transferlerinin bazı riskleri de beraberinde getireceği hepimizin malumu. Ancak, Galatasaray’ın sezonun ilk yarısında içine düştüğü durumdan daha kötüsü olamayacağı düşünülürse, bu riskleri almak zorunludur.
Bu saatten sonra geçmişin hatalarıyla dövünmenin, cadı avına çıkmanın da kimseye bir fayda sağlamayacağı açıktır. Bugüne kadar yapılan istifa ya da olağanüstü kongre çağrılarına yanıt alınamadığı göz önüne alınırsa, Galatasaray camiasının yapması gereken, bundan böyle kongreye kadar yönetimin arkasında durmaktır. Kaldı ki, mevcut durum Cemal Nalga skandalından daha ağır değildir.
Tabii, burada yönetime de görev düşmektedir. Öncelikle geçmişten ders alınarak yeni bir yol haritası çizilmelidir. Daha barışçıl ve uzlaşmacı olmalılar. Eleştirilere kulak tıkamamalılar. Transferde yapılacak yeni hataları bu bünyenin kaldıramayacağını bilmeliler. Bu nedenle çok dikkatli olmalılar. Takımın kimyasını bozacak, şöhretinin yüzü suyu hürmetine oynayan oyuncular yerine, uzun yıllar katkı sağlayacak isimlere yönelmeliler. İşe yerli futbolcu kalitesini artırarak başlamalılar. Kasımpaşalı Yekta vb. oyuncuları kesinlikle takıma kazandırmalılar. Mutlaka iki tane çok kaliteli forvet almalılar.
Yabancı transferinde ise oyunun her yönünü oynayabilen, teknik, hızlı, güçlü, çabuk ve atletik futbolcuları transfer etmeliler. Bunun için ise adres, teknik özelliklerinin yanı sıra iş disiplini ve meslek ahlakı üst düzeyde olan Orta Avrupa menşeli futbolculardır. Güney Amerika ve Afrika defteri uzun bir süre kapanmalıdır. Kiralık ve bonservisi elinde futbolcular devri de sona erdirilmelidir. Anıl örneğinde olduğu gibi, A2 Takımı’ndan yetenekli gençler kademe kademe A Takım’a çıkarılmalıdır. Amaç, transferde gövde gösterisi yapmak değil, takım kurmak olmalıdır.
Şimdi diyeceksiniz ki, “Yeni bir şeyler söyle, bunlar hepimizin bildiği ve dile getirdiği gerçekler.” Haklısınız. Ben bir kez daha söyleyeyim. Ne kaybeder Galatasaray? Ayrıca Seyrantepe’nin camiaya huzur getirmesi bütün bunlara bağlı değil mi?