Onsuz geçen 20 yıl
Bu dünyada pek az insan vardır ki, bir gün aramızdan ayrıldığı zaman arkasında hiç bir şeyin dolduramayacağı derin bir boşluk bıraksın. Gittiklerinde, beraberlerinde götürdüklerinden kaynaklanan bir ıssızlık, bir çoraklıktır o boşluğun diğer adı. Hayatımızdan neleri çekip aldığını anladığımız anda ne çok şey kaybettiğimizin ayırtına varıyoruz. Lakin iş işten geçmiş oluyor. Yapacak bir şey de kalmıyor. Çünkü anlaşma böyle! Sanki onlar, insanı insan yapan değerlerin farkına varmamız için ilahi bir güç tarafından yeryüzüne yollanan elçilermiş gibi de, bunu ancak gittiklerinde algılayabiliyoruz. Hayatımıza bir şekilde dokunuyorlar ve aniden kayboluyorlar.
Bir serap gibi. Bir ufuk çizgisi gibi.
Haberin Devamı ›
Onu ve insanlığını çok arıyoruz
İşte Metin Oktay da, ömrünün yarısını deviren bu yaşlı dünyamızın özel insanlarından biridir. Geçip giden yüz milyar küsur insandan onu ayıran o kadar çok haslete sahiptir ki, onu salt iyi bir futbolcu, müthiş bir golcü olarak nitelememizin imkânı yoktur. Mesleği futboldur. Mesleğini çok iyi yapan özel bir futbolcudur. Ama bütün bunların ötesinde bir fenomendir Metin Oktay. Onu tanıyanların, onunla yaşayanların nesilden nesle aktardığı gerçek bir efsanedir Metin Oktay. Asaleti, tevazuu, saygısı, sevgisi, şefkati, merhameti, fedakârlığı ve iyilik dolu yüreğiyle yaşadığımız çağa damgasını vuran bir ışık, bir rehber, bir öğretmendir Metin Oktay. Bugün içinde bulunduğumuz şu tuhaf sürece baktığımızda Metin Oktay’ın temsil ettiği değerlerin ne kadarını yetirdiğimizi çok daha iyi anlayabiliyoruz. Ona ve onun insan sıcaklığına her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duymamız boşuna değildir. Keza, onsuz bir dünyada ömrümüzün viraneye dönüşmesi de...
Haberin Devamı ›
Örümcek ağına düşmüş kurbanlarız
Tam 20 yıl olmuş gideli. Göz açıp kapayıncaya kadar geçen yıllar... Onun olmadığı bu 20 yılda Türk futbolunun ne hale geldiğini hep beraber yaşıyoruz. Metin Oktay zarafetinin yerini nasıl bir kabalığın aldığını içimiz yanarak görüyoruz. Metin Oktay sportmenliğinin üzerine bina ettiğimiz hoyratlığın, gelecek kuşakları dahi yok edecek kadar nasıl semirdiğini yaşlı gözlerle izliyoruz. Metin Oktay amatörlüğünün paraya ve sermayeye ne şekilde tahvil edildiğini yüreğimiz paramparça şekilde takip ediyoruz. Kurtulmak için nafile çırpınışlar sergiliyoruz. Ama ne mümkün! Düştük örümcek ağına bir kere! Başını duvarlara vursan, dizlerini dövsen ne fayda! Metin Oktay öldü. İnsanlık da... Çok özlüyoruz, çok...