Arama

Popüler aramalar

Okan hocanın vefası!

Aslında başlığı, 'Okan Hocanın Vefası ve Cefası' şeklinde de atabilirdim. Çünkü dün geceki Beşiktaş derbisinde her ikisi de vardı.

Haberin Devamı

Önce 'Vefa'dan bahsedelim. Türk futbol tarihinin en önemli zaferlerinden biri, hiç kuşkusuz hafta içi Şampiyonlar Ligi'nde Liverpool ile oynanan ve Galatasaray'ın 1-0'lık galibiyetiyle sona eren maçtı. Aslında sıradan bir Avrupa maçı olabilecek Liverpool karşılaşması, İngiliz temsilcisinin gerek kadro kalitesinin ve piyasa değerinin dünyanın en üst seviyelerine yükselmesi gerekse Şampiyonlar Ligi'nin en büyük favorisi olarak gösterilmesi hasebiyle Galatasaray açısından bu sezonun en büyük meydan okumasıydı.

İki takım için de hayati önem taşıyordu

Sarı-Kırmızılı takım, galip gelmesine karşın son derece kötü bir futbol sergilediği Alanya maçından sonra Liverpool karşısına yara bere içinde çıktığı 'Challenge'dan muhteşem bir futbolla sağ salim kurtulmayı başardı. Üstelik tüm dünyada büyük bir sükse yaparak... Bu görkemli zaferin sonrası ise Beşiktaş maçıydı. İki takımın da ligdeki durumlarını ve kadro kalitelerini burada uzun uzadıya anlatacak değilim. Zaten başta siz sevgili okurlarım olmak üzere futbolla alakalı olan herkes bu konuya benden daha fazla hakimdir. Ezeli rakiplerin kazanması ya da kaybetmesi durumunda oluşacak sonuçlar konusunda da... Yani, kısaca İstanbul'un iki asırlık çınarı açısından bu sezon için hayati önem taşıyan bir maçtı, Ali Sami Yen Rams Park'taki dev randevu.

Haberin Devamı

Okan Hoca'nın rotasyon yapması bekleniyordu

Beşiktaş, Sergen Yalçın yönetiminde son iki lig maçında 7 gol atıp, 1 gol yiyerek 6 puan toplamış ve sezon başında yaşadığı travmaları atlatmış bir görüntü içerisindeydi. Galatasaray ise aşırı efor sarf ettiği Liverpool maçının hem fiziksel hem de mental yorgunluğu içindeydi. Normalde herkes, Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk'un rotasyona gideceği ve bu önemli maçta kulübedeki oyunculardan bir kaçına yer vereceği şeklinde yorumlar yapıyordu. Spor yazarı-yorumcularının büyük bir kısmı da bu yönde ahkam kesiyorlardı.

Hoca, Liverpool kadrosunun posasını çıkardı!

Gelgelelim Okan Buruk herkesi ters köşeye yatırdı. Bir hafta önce oynanan Liverpool maçının kadrosuna hiç dokunmadan aynen sahaya sürdü. Bence burada iki faktör vardı: Birincisi; futbol tarihimizin en önemli galibiyetlerinden birine imza atan futbolcu topluluğunu onurlandırmak ve taraftara alkışlatmak. Bu, hiç kuşkusuz Okan Buruk'un vefa duygusunun ağır basmasının sonucuydu. İkincisi ise; daha rasyonel düşünerek Liverpool'u alt eden kadronun en azından ilk yarıda Beşiktaş karşısında sonuca gideceğini düşünerek, skoru garanti altına aldıktan sonra gerekli rotasyona gitmek.

Aslan, Sergen Hoca'nın kurnaz tuzağına düştü!

İlk yarı genel itibariyle Okan Buruk'un planladığı gibi gitti. Galatasaray, her şekilde sahanın tek hükümranıydı. Başta oyun hakimiyeti ve istatiksel olarak! Ama futbolu çok iyi bilenler bütün bu parametrelerin yetmeyeceğini bilirler. Beşiktaş ise Sergen Yalçın'ın uygulamaya koyduğu son derece basit bir planla sonuca gitti. Savunma ve orta alanı kalabalık tutmak, takım olarak topun arkasında olmak, sahanın her yerinde agresif bir pres uygulamak, ilerideki dripling yeteneği, hızı ve çabukluğu olan oyuncularla Galatasaray kalesine baskın düzenlemek.

Haberin Devamı

Olmayanlar oldu ve Galatasaray eksik kaldı

Plan, Sergen Hoca'nın stratejisindeki gibi işledi. Maçın hemen başında Barış Alper'in kaptırdığı ve akabinde adamını takip etmediği bir topla organize atak geliştirdiler ve sahanın en iyisi kaleci Uğurcan'ı Abraham'ın son dokunuşuyla mağlup etmeyi başardılar. Lakin, bu bile Beşiktaş'ın maçı alacağı yönünde kendi taraftarlarına bile ümit vermiyordu! Ta ki, Sergen Yalçın düşeş atana kadar! Önce sahanın en atletik oyuncusu Singo gereksiz bir depar sonucu arka adalesini zorlayıp sakatlanarak çıktı, ardından da sahanın diğer en atletik oyuncusu Davinson kırmızı kartla atıldı ve Galatasaray 35. dakikadan itibaren 10 kişi mücadele etti.

Torreria'nın baskısı ve Usta İlkay'ın ustalığı...

Galatasaray sahada 10 kişi olmasına rağmen ikinci yarıya müthiş başladı. Beşiktaş'ı sahasına hapsetti. Gol, geliyorum dediği dakikalarda geldi. Bu gol, fizikteki zincirleme reaksiyonun sonucu gibiydi! Beşiktaş defansının yaptığı büyük hatanın yanı sıra, Torreria'nın presle kazandığı topu sahanın en büyük futbol aklı İlkay'a aktarması, yılların ustası Gündoğan'ın da klasına yakışır şekilde net bir vuruşla kaleci Mert'i mağlup ederek Galatasaray'daki ilk lig golünü derbide atması, Süper Lig tarihinin arzu edeceği cinsten bir hikayeydi.

Sergen Yalçın oyuna erken müdahale etti

Galatasaray'ın en önemli oyuncularından birini kaybetmesine karşın skoru eşitlemesi Beşiktaş'ı kısa bir müddet afalattı. Ancak Siyah-Beyazlı takım çabuk toparlandı ve bir kişi eksik oynayan rakibine karşı oyun üstünlüğünü ele geçirdi. Sergen Hoca maça erken müdahale ederek yaptığı değişikliklerle Galatasaray kalesini sıkıştırmaya başladı. Buna mukabil ise Okan Hoca oyuna müdahale etmek konusunda geç kaldı. Ya da müdahale etse bile, kenarda uygulamak istediği rotasyona uygun oyuncu olmadığını başta Galatasaray Yönetimi olmak üzere tüm futbol kamuoyuna ilan etmek istedi!

Haberin Devamı

İcardi ve Sane'nin vücut dilleri SOS veriyor!

Nitekim son dakikalarda oyuna giren Galatasaraylı futbolcular sanki Okan Buruk'u haklı çıkaracak bir haleti ruhiye içindeydiler. Performansları da dibe vurmuş gibiydi. Başta Kaptan İcardi ve Sane olmak üzere... Hadi Kaptan İcardi'yi anladık diyelim, bundan önce verdiği hizmetler nedeniyle. Bence de anlamalıyız! Ağır sakatlığı, dönüşü, döndükten sonra gösterdiği performans ve özverisi... Ama bir de hayatın gerçekleri var sevgili İcardi için. O gerçek de Osimhen. Eğer Nijeryalıyı kesecek güce ulaşırsa, zaten hem o kazanır hem Galatasaray hem de onunla rekabet eden Osimhen.

Okan Hoca'dan yönetime adeta ultimatom!

kan Hoca'yı bu sezon kadro kurma konusunda en çok zorlayacak konulardan biri de budur. Osimhen-İcardi ikilemini çözmek, Sane'yi takıma adapte etmek, Barış Alper ile Yunus'un taktik disiplinden uzak olan fevri oyunlarına çözüm bulmak. İşte hocanın 'cefa'sı da burada başlıyor. Ligin en kritik maçlarından biri olan Beşiktaş karşılaşmasında 35. dakikada 10 kişi kalmasına rağmen ikinci yarıya aynı Liverpool yorgunu kadroyla başlamak, yedek kulübesinde rotasyona uygun futbolcu zenginliğini bulamamak ve dolayısıyla sahaya kafasındaki planla müdahale edememek. Ve bu konuda yönetime çok önemli mesaj vermek...

Bu takıma en az üç transfer yapılmalı!

Bu iş kesinlikle yönetime yazar ve sanırım Okan Buruk'un 'Cefa'sı da budur. Kafasındaki planı kabul ettirmek ama uygulamaya koyduramamak. Bu takımın hem savunma hem hücum yönü güçlü bir ya da iki orta saha oyuncusuna, bir sol stopere ve bir sağ-sol oynayabilecek kanat forvete ihtiyacı olduğu açık bir gerçek. Hatta üçüncü bir forvete ihtiyacı olduğu da... Örneğin Vedat Murigi gibi ligimizi bilen bir profile... Galatasaray'ın son üç yıl şampiyon olmasında en önemli faktörlerden biri olan Osimhen ve İcardi'nin vücut dilleri şu ana kadar, "biz bu ligin sonunu getiremeyiz", diye bas bas bağırıyor. Bağırtılarını ben buradan duyuyorum, umarım yönetim de duyuyordur.