Mutlu musun Aykut Hoca?
Ben, zaman zaman bu toplumun ölmeye hazırlandığı hissine kapılıyorum. Zira aklını, sağduyusunu, vicdanını, adalet duygusunu yitirmiş bir toplum görüntüsü var ortada. Bütün bu değerleri kaybettiğiniz vakit, ölmeye yüz tutmuşunuz demektir. Ve bu süreç gerçekten de çok ızdırap vericidir. Çağdaş toplumlarda normal karşılanabilecek, hoşgorüyle yaklaşılabilecek hatalar, yanlışlar bizde infial yaratabiliyor. Verilen tepkilerin aşırılığı ve insafsızlığı karşısında delirmiş olduğumuzu düşünüyorum. Sanki hepimiz birer 'Amok Koşucusu'na dönmüşüz. Hazin sonumuza doğru son sürat koşuyoruz.
Haberin Devamı ›
Fırat Aydınus'un hatalı kararı sonrasında yaşananların akılla, izanla, ferasetle açıklanacak hiç bir tarafı yok. Dünyanın her yerinde futbol oynanıyor ve her yerinde hakemler hatalı kararlar veriyor. Hakemler, bir takımın bir sezonluk emeğini bir düdükle heba edebiliyorlar. Ama bu, hiç bir zaman bir hakemi linç kampanyasına dönüşmüyor. Çünkü hakem hatalarının da bu oyunun doğasında olduğunu biliyorlar. Futbolun asli unsurları bu bilinçle statlara koşuyor. Orada yaşanabilecek her türlü sürprize hazırlıklı oluyorlar. Kendi aleyhlerine yapılabilecek bir hatanın, günün birinde lehlerine de yapılabileceğinin farkındalar. Ve işte bunun için günümüz dünyasının medeniyetini onlar inşa ediyor. Biz ise bir zavallığın pençesinde kıvranıyoruz. Türkiye'nin en iyi iki hakeminden birine reva gördüğümüz muameleden hicap duymak bir yana, arenayı dolduran Romalı gözü dönmüşler gibi başparmağımızı aşağıya çeviriyor ve infaz istiyoruz. Bunun fitilini ateşleyen de ne yazık ki, futbolculuğunda karşı tarafa empati duyduğu için takımından kovulan Aykut Kocaman. Benim son yıllarda tanıyamadığım Aykut Hoca... Bu toplumu dönüştürmesini beklerken, kendisi dönüşüp kalabalıkların içine karışan Aykut Hoca... Fırat Aydınus, ülkesini temsil için giderken, kendi yurdunun havalimanından polis nezaretinde ayrılmış. Dönünce de düdüğünü asması kuvvetle muhtemelmiş. Eşini, çoluğunu, çocuğunu tehdit ediyorlarmış. Zaten ekrandaki zavallılar da onun ailevi meselelerini dillerine dolamışlardı. Yani bu kadar olduk. Şimdi soruyorum Aykut Hoca! Bu olanlardan sonra mutlu musun? Mutluysan yolun açık olsun!