- Bu gurur onların 08 Eylül 2021, Çarşamba 09:29
- Fileyi ören adam: Mehmet Akif Üstündağ 03 Eylül 2021, Cuma 10:45
- Bu şöleni kaçırmayın 24 Ağustos 2021, Salı 12:00
- Spor Haberleri
- Yazar Haberleri
- Hamit Turhan
Samanlıkta iğne arıyor gibiydik. Antalya'nın cehennemi Temmuz sıcağında Lara'yı karış karış arşınlıyorduk foto muhabiri arkadaşımız Cem Akyüz'le beraber. Bundan 20 yıl önceydi. Elimizde zar zor bulabildiğimiz eksik bir adres, o kadar. Aradığımız, Olimpiyat Şampiyonu güreşçi İsmail Ogan'dı. Bir kaç saatlik aramadan sonra nihayet yazlık bir evin ikinci katında verandada otururken bulduk İsmail amcayı. Sırtı dönük oturuyordu. Seslendik, "İsmail Ogan siz misiniz?" diye. Şöyle bir doğruldu, geri döndü, bize baktı ve "Evet, benim" dedi. "Biz Fanatik Gazetesi'nden geliyoruz, sizinle röportaj yapmak istiyoruz," dedik. "Ne röportajı, şaka mı yapıyorsunuz siz!" diye çıkıştı bize. Ciddi olduğumuzu, İstanbul'dan geldiğimizi söyledik. Telaşla eşine seslendi: "Hanım hemen gözlemeleri, ayranları hazırla, uzaktan misafirlerimiz var."
Sessiz sedasız göçtü
Oturduk. 'Yaşayan Efsaneler' adı altında olimpiyat şampiyonlarımızla ilgili bir seri röportaj dizisi hazırladığımızı söyledik. Kendisi hayatta olan 12 eski olimpiyat şampiyonundan biriydi. Hikayesini dinlemek istediğimizi ilettik. Yüzünde tuhaf bir ifadeyle bize şöyle bir baktı. Gözleri doldu. Ağzından ömrüm boyunca unutamayacağım şu cümle döküldü: "Kırk yıldır benim kapımı kimse çalmıyor, siz nereden çıktınız şimdi böyle!" Röportajı yaptık. Sonra biz de bir daha çalmadık İsmail Ogan'ın kapısını. Başka çalan da oldu mu, bilemiyorum. Bir kaç gündür hastanede yaşam savaşı veriyordu. Kıyıda, köşede kalmış bir değerimiz daha sessiz sedasız göçtü, gitti. Unutulmuşluğuyla baş başa yaşadığı münzevi hayatına sığdırdığı bir kaç olimpiyat ve dünya madalyasını tarihe not düşerek...