Kayseri'nin özgüveni
Haberin Devamı ›
Futbolun değişmeyen kaidelerinden biri de ciddiyetini kaybettiğin anda, maçı da kaybedebileceğin gerçeğidir. Sezonun flaş takımlarından Kayserispor’da, arka arkaya alınan başarılı sonuçların ardından özgüven adeta tavan yapmış. İşte bu özgüven patlaması sonucu Kayserili futbolcular, Gençlerbirliği maçının ilk yarısında ciddiyetten uzak bir görüntü sergiledi. Rakibi küçümsediler, maçı ‘nasıl olsa kazanırız’ havasında oynadılar. Bu haleti ruhiye az kalsın pahalıya patlayacaktı Sarı-Kırmızılı takıma. Şayet Gençlerbirliği yakaladığı net pozisyonları değerlendirebilseydi. Kayserispor, belki de sezon boyunca vermediği kadar pozisyon verdi Başkent ekibine. Hiç kuşkusuz bunda Gençlerbirliği’nin Kayserili defans ve orta alan oyuncularına uyguladığı baskın presin de rolü vardı. KırmızıSiyahlı futbolcuların şok presi karşısında basit top kayıpları yapan Kayserispor, defansta da hazırlıksız yakalanınca, Kadir Has Stadı’nı dolduranların adeta yüreği ağzına geldi. Serkan Çalık ve Hurşud gibi çabuk ve hızlı oyuncularıyla Kayseri defansını adeta matkap gibi delen Gençlerbirliği’nin ilk yarıda tek golde kalmasının sebebi Süleymanou’nun vuruş açılarını başarıyla kapatarak rakibe gol izni vermemesiydi. Soyunma odasında gerekli uyarıyı aldığı için daha istekli, daha arzulu, daha ciddi olan Kayserispor, ikinci yarıda oyunu rakip sahaya yıkmasına karşın, Zalayeta dışında Gençlerbirliği savunmasını zorlayacak oyuncusu olmayınca pozisyon bulmakta güçlük çekti. Moritz’in güçsüzlüğü ile Abdullah’ın yetersizliğine Mehmet Eren’in koşu yollarının kapatılması eklenince Kayserispor’un gol şansı duran toplar ve ceza alanı dışından sürpriz vuruşlara kalmıştı. Nitekim, Mehmet Eren sağdan içe kat ederek attığı müthiş şutla takımını ipten aldı. Zaten maçtan akılda kalan da, bu iki nefis gol ile hakemin verdiği ucuz penaltıyı Moritz’in dışarı atarak ‘ilahi adalet’e gönderme yapmasıydı.