Arama

Popüler aramalar

Haldun Üstünel'in derin suskunluğu

Haberin Devamı

Her kulübün sahip olduğu değerler sistemini sembolize eden sloganları vardır; ‘Fenerbahçe Büyüklüğü’, ‘Beşiktaşlı Duruşu’, ‘Galatasaray Terbiyesi’ gibi... Bunlara her ne kadar son yıllarda ‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’, ‘Galatasaray Türkiye’dir’, Beşiktaşlı Olunmaz, Beşiktaşlı Doğulur’ gibi post modern s1oganlar eklense de, ilk ifade ettiklerimiz, Üç Büyükler için adeta bir kimlik gibidir. Öyle de olmalıdır. Zira, kendilerini diğerlerinden farklı kıldıkları her üç ifade biçimi de, bu kulüplerimizin yaşadığı tarihsel süreçlerin imbiğinden süzülüp ortaya çıkmış sloganlardır.

Mekteb-i Sultani ile özdeşleşmiş bir slogan olan ‘Galatasaray Terbiyesi’, aslında tüm Galatasaraylılar’ın sahip olması gereken bir davranışlar silsilesidir; içinde ‘Galatasaray Asaleti’ni de barındıran... Tüm Galatasaraylılar’ın uyması gereken kurallar manzumesi de diyebileceğimiz ‘Galatasaray Terbiyesi’ne sahip olmak için bugün ille de Mekteb-i Sultani’de okumak ya da bitirmek gerekmiyor. Galatasaray’ın temsil ettiği değerleri özümsemek yeterlidir.

Kendimi bu uzun uzun girizgahı yapmak zorunda hissetmemin sebebi Haldun Üstünel’dir. Başkan Adnan Polat’la yönetimsel ilke ve prensiplerde ters düşerek görevinden istifa eden Üstünel’in, bütün bu sancılı süreç ve sonrasında derin bir suskunluğa bürünmesinin tek bir izahı vardır: Sahip olduğu ‘Galatasaray Terbiyesi’.

Camiaya yakın olanların çok iyi bildiği gibi, Avrupa’daki başarılı modellerin incelenerek Galatasaray’daki futbol yönetiminin çağdaş bir norma oturtulmasını savunan Üstünel, Başkan Polat’ın 90’lı yıllarda takılı kalan vizyonunu aşamamış ve en verimli olacağı dönemde köşesine çekilmek zorunda kalmıştı. Üstünel bugün hala o münzevi köşesinde oturuyor.

Bunca gürültü-patırtı arasında sessizliğini koruyor. Peşinde koşan medya ordusuna rağmen camiaya zarar verebilecek her türlü söylemden ve eylemden kendini uzak tutuyor. Hatta kötü sonuçlar sonrası tribünlerde oluşabilecek infialin müsebbibi olarak gözükmemek için maçlara dahi gitmiyor. İşte Galatasaraylılık budur. Galatasaray’a hizmet budur. Geçmiş yıllarda örneklerine sık sık rastladığımız, ‘medya gülü’ yöneticilerden sonra Haldun Üstünel’in tarzını belki anlamakta güçlük çekebiliriz, ama saygı, tevazu, terbiye, adam olmak bunu gerektiriyor.

Adnan Polat ‘devrim’ diye yola çıkmıştı. Sözünü ettiği devrimin ne menem bir devrim olduğunu henüz bilmiyoruz. Ancak, Galatasaray’ı temsil görevini Haldun Üstünel’den alıp ne idüğü belirsiz bir takım menajerlere devrederek, ‘Her devrim önce kendi evlatlarını yer’ özdeyişini Galatasaray’da hayata geçirmeyi başardı. Üstelik nehri tersine akıtmayı başararak...

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Galatasaray dikkat!‘’

18 Eylül 2010, Cumartesi 04:30
YAZININ DEVAMI