Arama

Popüler aramalar

Hagi ile yürür mü?

Haberin Devamı

Ancak içlerinden sadece 3 tanesi benim gönlümde taht kurmuştur: Metin Oktay, Hakan Şükür ve Ghergoe Hagi. Belki bunlara Metin Kurt’u da ekleyebilirdim. Şayet Galatasaray’daki futbol yaşantısı çok kısa olmasaydı. Metin Oktay’ı hiç seyredemediğim halde başımın tacı yapan, onun önce bir insan, sonra da bir süper yıldız olarak sahip olduğu benzersiz özellikleriydi. Hala adını duyduğumda içimin ürpermesi bundandır.
Hakan Şükür ve Hagi’yi ise pek fazla anlatmamın alemi yok. Yakın tarihimizin en büyük futbol fenomeni her ikisi de... Türk futbolu, dünyanın doruklarına onların önderliğinde yükselirken, beraber gururlandık, beraber onurlandık, beraber gönendik. Yaşayan her Türk futbolseverin onlara bir minnet borcu vardır.
Gelgelelim, bu üç efsane sporcunun ortak bir özelliği var ki, o da beşeri ilişkilerinde duygusallıklarının ön plana çıkmasıdır. Metin Oktay ile Hakan Şükür, hassas ve kırılgan yapıları nedeniyle pek çok kez baş etmekte zorlandıkları sorunlarla karşı karşıya kalmışlardı. Zaman zaman ruhsal çöküntü yaşamışlardı. Bazen atlatmışlar, bazen de atlatamamışlardı. Onların ki, içe dönük yıkıcı tepkilerdi.

Öfke kontrolü yok
Hagi’nin duygusallığı ise daha farklı bir boyutta tezahür ediyor. Onunki de yıkıcı. Ama dışa dönük. Çünkü çok çabuk parlıyor ve öfke kontrolü yok. Etrafını bir anda yakıp, yıkıyor. Ve zeplin gibi şişmiş bir egoya sahip. Bunun sebebi de futbolculuğunda ulaşmış olduğu mertebe ile futbolu çok iyi bilmesi. Zekası ve kurnazlığıyla, içinde yetiştiği kültürün ona kazandırdığı otoriter eğilimler de bu durumu pekiştiriyor. Çalışkanlığı, disiplini, mesleğini ve Galatasaray’ı çok sevmesi Hagi’nin olumlu özellikleri. Lakin sadece bunlar Galatasaray’da teknik direktörlük yapması için yeterli midir? Teknik direktörlük, salt takımını çalıştırıp maça hazırlamak, kadro yapmak, müsabaka sırasında oyuncu değiştirmek midir? Kuşkusuz hayır. En iyi teknik direktör, en zorlu koşullarda kriz yönetimini başarıyla gerçekleştirerek yalnızca takımı değil, camiayı de ayağa kaldıran teknik direktördür. Büyük hocalığa geçiş böyle olur. Terim, UEFA Kupası’nı kaldırmadan önce kim bilir ne krizler atlatmıştır? Bir anlatsa da öğrensek! Hagi’de ise ne yazık ki bunun emarelerini göremiyoruz. Misimoviç olayı, futbolcuları basın önünde aşağılaması, yönetime yaptığı göndermeler en somut örnekler. Öfke sorunu, geçimsizliği ve egosu nedeniyle şu ana kadar verdiği liderlik sınavından geçerli not alamadı. Bundan sonra olur mu? Umarım olur. Ama yaptıkları yapacaklarının teminatı ise umutlu olmamız için pek fazla sebep yok. Keşke efsane futbolcu Hagi olarak gönlümüzde yaşamaya devam etseydi.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Galatasaray dikkat!‘’

16 Aralık 2010, Perşembe 03:30
YAZININ DEVAMI