Galatasaray'ın işi zor
Bugünkü FANATİK Gazetesi'nde okuyacaksınız; Fenerbahçe Futbol Şube Sorumlusu Ertan Torunoğulları sevgili meslektaşımız Orhan Yıldırım'a verdiği demeçte, "Galatasaray'ın Bayern Münih, Türkiye Süper Ligi'nin de Bundesliga olmasına asla müsaade etmeyeceğiz, bu sene şampiyon Fenerbahçe olacak," demiş. Şimdi normal şartlarda bu demeçte hiç bir beis yok, diye düşünebiliriz. Bir kulüp yöneticisinin kendi takımını motive etmek, rakip takımın da motivasyonunu düşürmek için bu tarz söylemlere başvurması gayet doğal. Özellikle de bizim gibi her alanda Üçüncü Dünya ülkesi statüsüne sahip ülkelerde!..
Haberin Devamı ›
Kazım Kanat’ın müritleri ortaya çıktı!
Bu yeni bir şey değil elbette. Daha önce de yaşandı bu tarz yaklaşımlar. Galatasaray UEFA ve Avrupa Süper Kupası'nı kazandığı zaman Beşiktaş'ın spor medyasındaki en etkili yazarlarından biri olan rahmetli Kazım Kanat Sabah Gazetesi'ndeki köşesinde, "Bu Galatasaray durdurulmalı" diye bir yazı kaleme almıştı. Ama nasıl durdurulacağı konusunun altını doldurmamıştı. Sonra bunu öğrendik tabii! O dönemin Galatasaray yönetimlerinin ve profesyonellerinin de katkısıyla zamanın muktedirleri Galatasaray'ı şark usulü yöntemlerle durdurmayı başardı. Bu operasyon Galatasaray'ın ve Türk futbolunun 25 yılına mal oldu.
Haberin Devamı ›
Galatasaray durdurulmalı güruhu sahnede!
Aynı süreç bugün de yaşanıyor. Üç yıl üst üste gelen şampiyonluk, İcardi ile başlayan ve Osimhen ile zirveye ulaşan transfer hamleleri, Şampiyonlar Ligi'nde elde edilen galibiyetler, bundan sonraki dönemlerde olası yıldız oyuncu transferleri rakipleri öylesine tedirgin etti ki, yine aynı terane yürürlüğe sokuldu: Galatasaray durdurulmalı. Oysa öncülüğünü rahmetli Kazım ağabeyin yaptığı bu durdurucu güruhun bilmesi gereken bir realite var ki; Galatasaray'ı durdurmanın yolu, Galatasaray'ı kendi seviyelerine çekmek değil, Galatasaray'dan daha iyi olmaktan geçiyor. Sayın Torunoğulları'nın, Galatasaray'ın Bayern Münih, Türk futbolunun da Bundesliga seviyesine çıkmaması için çaba sarf etmesi yerine, yöneticisi olduğu Fenerbahçe'nin de Bayern Münih ve kıyasıya bir rekabetle Türkiye Süper Ligi'nin de Bundesliga seviyesine çıkmasına ön ayak olması gerekiyor.
Kocaelispor maçıyla başlayan operasyon
Bütün bu rakiple aynı seviyeye çıkamama kaygısı; bilakis aşağı çekme çabalarının meyvelerini yavaş yavaş topluyor Galatasaray karşı cephesi! Kocaelispor karşısında VAR'da bile değerlendirilmeyen penaltı pozisyonu, ardından aynı VAR'ın ve sahadaki hakemin iş birliğiyle dünyanın her ülkesinde gol verilecek pozisyonun iptal edilmesi Galatasaray için alarm zillerinin çaldığının göstergesiydi. Daha önceki maçlarda yaşananlara değinmiyorum bile! Sayfalar yetmez! Ardından her nedense rakiplerine hiç dokunmayan ama Sarı-Kırmızılı takımın iki oyuncusunu saha dışına iten bahis operasyonu! Son olarak da dün gece şahit olduğumuz üzre, Gençlerbirliği karşısına çok önemli oyuncularından yoksun çıkan Galatasaray'ın nasıl durdurulacağının örneklenmesi...
Sallai’nin ayağı kırılmayınca, kırmızıyı yedi!
En ufak bir temasta oyunu soğutmak için yerde dakikalarca kıvranan Gençlerli oyunculara müsamaha gösteren bir hakem yönetimi, daha ilk yarıda Galatasaray'ın iki önemli oyuncusunun sakatlanarak çıkmasına neden olan rakibin sert futbolu, Ankara ekibinin ikinci yarıda gördüğü kırmızı kartla 10 kişi kalmasının ardından Sallai'nin direkt ayağının kırılmasına yönelik tekmeyi tüm hakem heyetinin görmezden gelmesi ve ardından el birliğiyle aynı Sallai'ye kırmızı kart çıkarmak ve Cim Bom'un en dinamik, en efektif oyuncusunun Fenerbahçe maçına çıkmasını engellemek için gösterdikleri çaba, Galatasaray'ın dördüncü şampiyonluk yolunda en önemli rakiplerinin kimler olduğu konusunda hepimizi yeterince fikir sahibi yapıyor.
Haberin Devamı ›
Osimhen yoksa İcardi sahaya ilk 11 çıkar
Bütün bunlar, önemli oyuncularından yoksun olsa da Galatasaray açısından kolay geçmesi muhtemel Gençlerbirliği maçını zora sokan etkenlerin başında geliyordu. Lakin, teknik heyet de yaptığı yanlış tercihlerle şer cephesininim işini kolaylaştırdı. Osimhen'in yokluğunda İcardisiz sahaya çıkmak intihar gibi bir karardı. Galatasaray bunun bedelini ilk 45 dakika sonunda soyunma odasına 1-0 yenik giderek ödedi. Üstelik iki zorunlu değişiklikte saha içi rotasyonda kullanacağı iki önemli oyuncu Barış Alper ve Sallai varken İcardi'nin ancak Singo çıktığında düşünülmesi büyük bir teknik heyet yanlışıydı. Oysa futbol oynayanlar bilir; İcardi gibi ceza sahası içinde etkili olan golcüler yaşı başı, kilosu, form durumu ne olursa olsun oyun içinde mutlaka pozisyona giren ve yeterli pas bağlantısı sağlanınca tabelayı değiştiren oyunculardır.
Haberin Devamı ›
İcardi ile Barış Alper maçı çevirdiler
Nitekim İcardi, ilk yarının sonlarında direkten dönen kafa şutunun ardından ikinci yarının başında tam da büyük santraforlara özgü bir şekilde ilk golü atarak takımının geriye dönüşünü sağladı. Hemen sonra ikinci golün de hazırlayıcısı oldu. Kalan dakikalarda takımının girdiği bütün pozisyonların içinde yine Arjantinli süper star vardı. Mauro'nun yansıra Galatasaray'ın galibiyetinde en büyük pay sahibi olan oyuncu ise Barış Alper Yılmaz'dı. Milli takımla İspanya karşısında tüm dünyayı kendine hayran bırakan Barış, Gençlerbirliği karşısında takımının en etkili futbolcularından biriydi. Sanırım, bundan sonra, en azından sezon sonuna kadar Galatasaray'ın Barış Alper Yılmaz diye bir sorunu olmayacak! Ayrıca, Osimhen'in yokluğunda Fenerbahçe karşısında takımının en önemli kozlarından biri olacak.
Sara, Sane ve Yusuf taraftarı kahretti
İcardi ve Barış Alper'in yanı sıra Torreria, çıkana kadar Lemina, Adülkerim, iki sol bekin yokluğunda forma şansı bulan Kazımcan gibi sahada varını yoğunu ortaya koyan oyuncular da vardı. Gelgelelim bu kadar eksik kadroyu sahada daha da eksik bırakan futbolcular da düşündürücüydü. Bunların başında Sara ve Sane geliyordu. Yusuf Demir'i saymıyorum bile! İlk yarının sonlarına doğru sakatlanıp oyundan çıkan Lemina'nın yerine İlkay gibi bir usta dururken hocasının kendisine güvenerek sahaya sürdüğü genç futbolcu öylesine acemice işler yaptı, öylesine vurdumduymaz bir oyun sergiledi ki tüm taraftarı kahretti. Hocasını da kahretmiş olacak ki, normal şartlarda Okan Buruk'un maç kaybetme pahasına yapmayacağı bir değişikliğe başvurarak Yusuf Demir'i ikinci yarının başında oyundan alması ve yerine İlkay Gündoğan'ı sahaya sürmesi Sarı-Kırmızılı takımda taşların yerine oturmasını sağlarken, genç futbolcunun da Galatasaray macerasının sona ermesi anlamına geliyordu. Bu kadar şans bulduğu Galatasaray gibi bir takımda yazık etti kendisine. Bundan sonra ikinci ligde seyrederiz muhtemelen. Hücumda hiçbir etkinliği olmayan Ahmet Kutucu'nun da hızla bu yönde ilerlediğini söyleyeyim ve Galatasaray'a salı günkü kritik Şampiyonlar Ligi maçı St. Gilloise maçında başarılar dileyeyim.










