Arama

Popüler aramalar

Galatasaray gerçekten Bizans mı(ş)!

Abone OlGoogle News

Başlığa ve fotoğrafa bakarak bana küfür etmeye hazırlananlara peşinen şunu söylemek isterim: Galatasaray-Bizans yakıştırması bana değil, kulüp tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı başkanı Faruk Süren’e aittir. Bir röportajımızda kendisinin başkanlıktan neden uzaklaştırıldığını sorduğumda verdiği cevap aynen şuydu: “Burası Bizans, Bizans! Biliyorsunuz Galatasaray da Beyoğlu’nda!”
Bu, elbette Sayın Süren’in bütün camiayı karalamak için yaptığı bir benzetme değildi. Benim de amacım zaten bu değil. Ve haddime de düşmez. Süren’in sözünü ettiği, lise odaklı küçük bir klik. Bahsi geçen, bazılarının adına ‘Derin Galatasaray’ dediği, adeta bir cemaat gibi, tarikat gibi yapılanmış ve kulübü vesayet altına almaya çalışan dar görüşlü, kafatasçı, hizipçi, entrikacı, faşist bir zümre. UEFA Kupası sonrası kulübün önüne set çeken de kendilerini Galatasaray’ın asıl sahibi gibi gören ve liseli olmayanları ‘harici’, taraftarı da ‘çapulcu’ diye nitelendiren bu zihniyettir. Galatasaray’ın gelişmesini, büyümesini ezeli rakip diye Fenerbahçe’nin engellediğini sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Galatasaray’ın gerçek rakibi kendi içindedir. Ve her daim hazır ve nazırdırlar. Kurdukları hiyerarşik düzende şeyh-mürit ilişkisi geçerli olduğu için hangi dönem kime müritlik yapıyorlarsa onun vereceği bir işaretle derhal harekete geçerler. Yalan, iftira, dedikodu, entrika en etkili silahlarıdır. Hedefte ise her zaman bir ya da bir kaç alaylı vardır. Kulübe ne kadar hizmet verilirse verilsin, umurlarında değildir. Onlardan olmayan yok edilmelidir. Son zamanlarda kulüpte yaşanan gelişmelere bakıldığında iş başında olduklarını anlamak pek güç olmaz. Belli ki işaret fişeği çakılmış. Amaç belli: Kendilerinden olmayan Adnan Polat’ı ilk kongrede devirmek. Liseli Özhan Canaydın’a tüm başarısızlığına rağmen 6 yıl sabreden bu kesim -ki doğrusu da buydu- liseli olmayan Adnan Polat’a 1.5 yıl bile tahammül edemiyor. Denetleme Kurulu’nun toplu istifasının arkasında yatan nedenler bunlardır. İstifa tek taraflı bir müessesedir, toplu istifa ise bir tavırdır. Muhalefet sözcülerinin televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde yaptıkları yorumların şifrelerini çözerseniz, Polat Yönetimi’nin nasıl altının oyulduğunu görürsünüz. Bu konuda o kadar aymaz olabiliyorlar ki, kulüp tarihinin en utanç verici olayı olan Ribery’nin kaçırılmasının baş sorumlusu, lise formlarında Lincoln’un gelmemesi üzerine “Haricilerin yönettiği kulüp bu kadar olur” diye yazabiliyor.
Borçlar, Seyrantepe vs. gibi sorunlar çözümü olan meselelerdir. Asıl problem daha derinde ve ağırdır. Çünkü Galatasaray’ın kendiyle sorunu var!

Haberin Devamı

Sezonun yıldızı Arda olur
Arda zaten yıldız diye karşı çıkacaklara şu noktada itirazım var: Arda elbette ülkemizin en önemli starı. Ancak yetenekleri ölçüsünde damga vurduğu maç sayısı yeterli düzeyde değildi. Hiç bir zaman vasatın altına düşmemesine rağmen son Netanya maçındaki gibi futbol karakterini yansıttığı kaç maçını hatırlıyoruz? Bunun sebebi de Arda’nın geçtiğimiz yıllarda hem Galatasaray’da, hem de Milli Takım’da kanat oyuncusu olarak kullanılmasıdır. Oysa çok kolay adam geçebilen, rakip kaleye dikine giden, her iki ayağını da kullanabilen, futbol zekası üst düzeyde oyuncuların oynaması gereken yer ‘10 numara’ diye tabir edilen mevkiidir. Yani forvet arkasıdır. Giderek bu mevkiye uyum sağladığı gözlenen Arda önümüzdeki sezona damga vuracak gibi gözüküyor. Yalnız Türkiye değil, Avrupa büyük bir yıldızın doğuşuna tanıklık etmeye hazır olmalı.

Haberin Devamı

İkinci Meduna olayına davetiye
Yıllardır yazılıp çiziliyor. Söyleyenlerin dilinde tüy bitti. Ancak değişen bir şey yok. Muktedirler kendi bildiklerini okuyorlar. Yine Ağustos’un başında lig başlatılıyor. Bu da yetmezmiş gibi Gaziantep-Galatasaray maçı 19.30’da oynatılıyor. Gaziantep ülkenin en sıcak iklimine sahip kentlerinden biri. Maçın oynanacağı saatte hava sıcaklığı 40 derece civarında tahmin ediliyor. O koşullarda oynayacak futbolcuların sağlığını tehlikeye atmanın mantığını anlamak mümkün değil. Kim, neden böyle bir karar veriyor, bilinmez. Adeta insanlarla alay ediyorlar. Manisasporlu Meduna’nın yaşadığı trajedi henüz hafızalardan silinmemişken başka Meduna’lara mahal vermek cinayete azmettirmekle eş anlamlıdır. Ama ne gam? Bu ülkede nasıl olsa kimse işlediği suçun bedelini ödemiyor. Bu pervasızlık bundan.

Haberin Devamı

Futbolcu eşyadır!
Manisasporlu Sezer ile Ufuk sözleşmelerini uzatmadıkları ve Galatasaray’la flört ettikleri için kadro dışı bırakıldılar. Bu, yeni bir şey değil. Ülkemizdeki kölelik düzeninin tipik bir örneği. Ve futbolcular bunu hak ediyorlar! Milyon dolarlar kazanmalarına rağmen, haklarını savunacak örgütlenmeleri gerçekleştiremedikleri için...

Haberin Devamı

Bir forvet alınmalı
Galatasaray’ın geçen yıl şampiyonluğu kaybetmesinde en büyük faktörlerden biri de Milan Baros’un dışındaki forvetlerden verim alınamamasıdır. Baros’un gol attığı maçlar kazanıldı, atamadığı karşılaşmalar da kaybedildi. Bu sorun bu sene de devam edecek gibi gözüküyor. Galatasaray’ın en az Baros kalitesinde bir forvete daha ihtiyacı var.