Arama

Popüler aramalar

Galatasaray büyüklüğü

Haberin Devamı

Herhangi bir nedenle lige verilen araların işleri yolunda gitmeyen takımlar için büyük önemi vardır. Formsuz ve sorunlu takımlar bu dönemde yaralarını sarma şansı bulurlar. Belli ki Galatasaray, milli maçlar nedeniyle verilen iki haftalık yenilenme dönemini iyi kullanmış. Maçın ilk 10 dakikası haricinde ne yaptığını bilen, sakin ve kendinden emin bir Galatasaray vardı sahada. Sarı-Kırmızılı futbolcular, Gaziantepspor karşılaşmasının kendileri için ligin kırılma maçlarından biri olduğu bilinciyle hareket ettiler. Hırslı, arzulu ve dikkatliydiler. Ligin en iyi pas yapan takımı olan Gaziantepspor’a karşı aynı silahla karşılık verdiler. Hal böyle olunca, belki de ligin en yüksek pas isabet yüzdesinin yaşandığı bir karşılaşma seyrettik. Galatasaray’da Ayhan, Kewel ve Arda, Gaziantep’te de Tabata ile Murat Ceylan bu zenginliği yaratan futbolculardı.
Gaziantep’ten baskı yediği dakikalarda golü bularak rakibinin hızını kesen Galatasaray, farkı açacak pozisyonlar da yakalamasına rağmen, final paslarındaki beceriksizlik ve Ümit Karan’ın bitmek tükenmek bilmeyen formsuzluğu nedeniyle tek golde kaldı. Bu maç bir kez daha gösterdi ki Sarı-Kırmızılı takımın Milan Baros’u da forse edecek iki kaliteli santrafora şiddetle ihtiyacı var.
Dün geceki karşılaşmanın verdiği önemli derslerden biri de Galatasaray’ın en zorlu koşullarda dahi silkinebilme ve ayağa kalkma refleksini kaybetmemiş olmasıydı. Bu refleks ki, sadece ve sadece büyük takımlara özgüdür ve aslında büyük takımları büyük yapan faktörlerin de başında gelenidir. Külerinden doğma deyiminin de özünde yatan realite budur. Şunu bir kez daha öğrendik ki, Galatasaraysız şampiyonluk yarışı olmaz. Olursa da tadı-tuzu olmaz.