Galatasaray, Beşiktaş, Vefa!..
Futbolun nankör bir yüzü vardır. Çünkü futbolda sadece bugün yaşanır. Ve o futbolun bugünü geçmişle geleceğin izdüşümü değildir. Bir geçiş noktası, bir ara istasyon da olmaz. Bugün sadece bir malzemedir. İştahla tüketilen, ardından istastiki değerler arasında yerini alan... Bugün, bir gün sonra dün olur ve sadece rakamsal bir veri olarak anlam ifade eder. Geçmiş, geçmiştir!
Haberin Devamı ›
Futbolda dünün yeri yoktur. Dün ne yaptığın da o kadar önemli değildir. Önemli olan bugün ne yaptığın, yarın ne yapacağındır. Eğer bugünde ve yarında yerin yoksa kağıt bir mendil gibi buruşturulup tarihin çöp sepetine atılırsın. Yani durum o kadar acımasızdır. Özellikle de futbolun endüstrileşmesindan sonra... Zira, endüstriyel futbolda herkes, her şey bir metadır. Taraftarlar, teknik adamlar ve futbolcular... Adına kulüpler dediğimiz endüstriyel çarkların dönmesi için birer araçtır hepsi. Kullanılırlar, kullanılırlar; ardından da o dev çarkların dişlileri arasında un ufak edilirler. Sonrası bir büyük yalnızlıktır. Özellikle de teknik adam ve futbolcular için.
Haberin Devamı ›
Geleneksel değerlerini nispeten koruyabilmiş olan bazı kulüpler daha dengeli bir tavır geliştirirler. Bugünü yaşarken geçmişle geleceği harmanlarlar. Geleceğe koşarken de, geçmişe sırt çevirmezler. Gelenekleri arasında adına 'Vefa' dediğimiz olgu baş köşeye oturtulur. O nedenle eski değerlerine sahip çıkarlar. Bazıları da bunu başaramaz. Belki tamamen kaybetmezler vefa duygusunu. Ama öncelikleri arasında olmaz genellikle. Günlük hercümercin içinde unuturlar bazı anlamlı davranışları, jestleri. Belki de bazen bilerek yaparlar. Bitmeyen bir öfke ya da husumet nedeniyle. Kimbilir? Sonradan akıllarına gelse de kırılan kırılmıştır artık! Toplasan ne fayda!
İşte görüyorsunuz, Beşiktaş'ın Ertuğrul Sağlam'a, Galatasaray'ın da Hasan Şaş'a yaptığını. Kuşkusuz ikisi nicelik olarak aynı şey değil. Ama nitelik olarak öyle mi? İkisi de aynı kapıya çıkar. Şampiyonluğu anasının ak sütü gibi hak eden Beşiktaş'ta ne yönetimin, ne Mustafa Denizli'nin, ne de futbolcuların Ertuğrul Sağlam'ın adını bir kez bile anmayışını nasıl yorumlayacağız? O Ertuğrul Hoca değil miydi, bu takımın temelini atan, 6 haftada 14 puanla liderin sadece 2 puan gerisinde namağlup bir takım bırakan? Sizce şampiyonlukta hiç katkısı yok mu Ertuğrul Sağlam'ın? Bir kuru teşekkürü bile haketmiyor mu? Keza Galatasaray'ın, kulübe 11 yıl hizmet verip sayısız kupa ve şampiyonlukta emeği geçen Hasan Şaş'ı bir mektupla kovmasını hangi davranış kalıbına sokacağız? Üstelik buna benzer davranış kusurlarından daha önce sabıkalıyken... Nereden baksanız tutarsızlık, nereden baksanız vefasızlık! Şunu öğrendik, Vefa artık bir semt adı! Yoksa Galatasaray ve Beşiktaş da mı öyle?..