Galatasaray asaleti!
Haberin Devamı ›
Galibiyet halinde şımarmamak, yenilgi halinde ise diz çökmemektir. Başı dik yürümektir. Asalet kişiye bahşedilmez. Sonradan da elde edilmez. Asil doğulur! Kişilerin olduğu gibi kurumların da asaleti vardır. Ancak kurumlar kendi asaletlerini kendileri oluşturur. Birtakım kurallar, manzumeler, teamüllerle yıllar içinde kendine özgü bir duruşu olur kurumların. Bir kurumun asaletini oluşturan faktörlerden biri de bireylerinin tutum ve davranışlarıdır. Toplum içinde edindikleri saygın mertebelerdir. Bu konuda en hassas kulübümüz ise bilindiği gibi Galatasaray'dır. Galatasaray adı neredeyse asalet kelimesiyle özdeş olmuştur.
Terminolojide 'Galatasaray asaleti' diye bir kavram vardır. Yöneticisinden başkanına, sporcusundan teknik adamına, malzemecisinden tesis sorumlusuna kadar Galatasaray'ın kapısından içeri adımını atan herkes buna dikkat etmek mecburiyetindedir. Galatasaraylı olan, Galatasaray asaletine uygun davranışlar sergilemeye çalışır. Buna özen göstermeyenler ise ya bünyeye uygun hale getirilir ya da bünyeden dışarı atılır.
Galatasaray'da son zamanlarda yaşananlara bakılırsa bu konuda hayli yara aldığı aşikar. Kulüp tarihinin en önemli üç beş figüründen biri olan Fatih Terim'in arkasından çevrilen kumpaslara, iki kişi arasında geçen mesajların basına sızdırılmasına, o gider gitmez takım otobüsünün ön koltuğuna serilip poz vermelere, arkasından sarf edilen yakışıksız sözlere bakıldığı zaman Galatasaray'ı yönetenlerin "asalet" kelimesinin nasıl içini boşalttığı apaçık görülmektedir. Yaptıklarıyla sadece kendilerini ucuzlatmıyorlar, Galatasaray ruhuna ve imajına da zarar veriyorlar. Bu kişiler Galatasaray'a yakışmıyor. Galatasaray camiasının yapması gereken belli: Ya Galatasaray'a yakışacak hale getirilecekler ya da...