Arama

Popüler aramalar

Cimbom'un yeni Avrupa yürüyüşü

Bundan yaklaşık 10-12 gün önce Ali Sami Yen Stadı'nın önünde bir anıt-heykel açılışı yapıldı. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, devrimci fikirleriyle ve yazılarıyla-şiirleriyle Atatürk'e dahi ilham kaynağı olan vatan şairi Tevfik Fikret ve Galatasaray'ın kurucusu Ali Sami Yen'den oluşan anıtın açılışında Galatasaray Kulübü Başkanı Sayın Dursun Özbek yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

Haberin Devamı

"Bugün burada Atatürk'ün vizyonu, Tevfik Fikret'in düşüncesi ve Ali Sami Yen'in inancı bir heykelde değil, bir ruh bütünlüğünde birleşiyor. Atatürk, bu topraklara özgürlük, laiklik ve çağdaşlık fikrini kazandırdı. Tevfik Fikret, lisedeki öğrencilerine erdemli bir yaşamın önemini öğretti. Ali Sami Yen, gençleri spor ve kardeşlikle buluşturdu. Bu üçü bir araya geldiğinde ortaya çıkan şey, Galatasaray'ın ta kendisidir."

 

Gerçek bir Atatürk Cumhuriyeti anıtı...

 

Yüce Atatürk'ün, "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan, yapana sadık kalmalıdır" sözü ile Sarı-Kırmızılı Kulübün kurucusu Ali Sami Yen'in kuruluş mottosu olarak belirlediği, "Türk olmayan takımları yenmek" şeklindeki meydan okumasını da Sayın Özbek'in konuşmasına eklersek Galatasaray'ı Cumhuriyet tarihinde çok daha hak ettiği yere oturtmuş oluruz. Galatasaray'ın son 35-40 yılda elde ettiği gerek ulusal gerekse uluslararası başarıları göz önüne alırsak, stadın önünde başı göğe yükselen bu üç tarihi şahsiyetin vizyonlarının, ön görülerinin, iradelerinin Sarı-Kırmızılı bünyede vücut bulduğunu kolaylıkla ifade edebiliriz.

Haberin Devamı

 

Bodo Glimt için koparılan fırtınalar!

 

Ben dün geceki Bodo Glimt galibiyetine de bu pencereden bakıyorum. Hele maçtan önce yazılan felaket senaryolarını ve bir bardak suda koparılan fırtınaları göz önüne aldığımızda Galatasaray'ın, gerçekten de bu ülkenin genel düşünce yapısının ve vizyonunun ötesinde bir yerlerde olduğunu görüyorum. Maçıtasaray açısından sıradan sayılabilecek bir Şampiyonlar Ligi maçı için bu kadar hamasete ne gerek var, diye serzenişte bulunduğunuzu fark edebiliyorum. Lakin, Bodo Glimt ile ilgili sosyal mecranın ve konvansiyonel medyanın futbol ulemaları tarafından öyle bir yaygara koparıldı ki, sanki Galatasaray'ın karşısında günümüzün en güçlü takımları PSG, M.City, Real, Barcelona, B.Münih vb takımlar varmış gibi bir hava yaratıldı. Ayrıca yukarıda bahsettiklerim de hamaset değil bir Galatasaray gerçeğidir. 

 

Okan Buruk'un kusursuz planı...

 

Bodo Glimt'in iyi bir takım olduğunu kabullenmemle birlikte Galatasaray'ın çok daha iyi bir takım olduğunu da burada belirtmek isterim. Nitekim, sahaya yansıyan görüntü, oynanan oyun, oluşan istatistikler de bunun en açık göstergesiydi. Teknik Direktör Okan Buruk kusursuz bir plan ve taktik anlayışla takımını sahaya dizmiş ve bütün stratejisini Bodo Glimt'in fişini ilk yarıda çekmek üzerine kurmuştu. İlk 35 dakika Sayın Buruk'un planı, elde üretilen nadide bir İsviçre saati gibi tıkır tıkır işledi. Ön alan baskısıyla rakibini şaşkına çeviren ve kaptığı toplarla çok sayıda pozisyon üreten Galatasaray iki farklı skor avantajını tam bir futbol canavarı olan Osimhen ile yakaladı. Nijeryalı yıldız, attığı kadar da kaçırırken, girdiği pozisyonlarda son derece kötü gününde olan Barış Alper'in kendisine ayak uyduramaması da harcanan fırsatlarda önemli etkendi.  En azından kaleciden seken toplara müdahale edebilirdi Barış Alper…

Haberin Devamı

 

Barış Alper Kerem A. olma yolunda

 

Yeri gelmişken Barış Alper Yılmaz'dan biraz daha söz etmemek olmaz. Sezona müthiş bir başlangıç yapan genç futbolcu, ne zamanki menajerinin dolduruşuna gelerek sözleşme konusunda maraza çıkararak Arabistan'a transfer olmak istedi ve ardından sosyal medya hesabında siyah sayfa paylaştı, o andan itibaren taraftarla olan bağını kopardı. Dün gece ıslıklanması, kötü oyununun değil yanlış tercihlerinin bir sonucuydu. Bence bu yara bir daha kapanmaz, dikiş de tutmaz. Devre arasında BAY, nereye gitmek istiyorsa kendisine yol verilmelidir. Barış Alper'in şu an itibariyle Galatasaray taraftarı açısından Kerem A. ile arasında bir tık fark vardır ve o fark da kapanmak üzeredir! Takımın elindeki üç kanat forveti sahadayken, en kötüsü olabiliyorsan ve yerine sol bek olarak transfer edilen Eren giriyorsa, lütfen bir aynaya bakıver kardeşim, "ben nerede hata yaptım," diye... 

Osimhen adeta 'Bodo'slama daldı!

Bu sezon Avrupa'daki hedefini ilk 8, olmazsa ilk 24 olarak belirleyen Galatasaray açısından son derece kritik bir öneme sahip olan Bodo Glimt maçında sahne Osimhen'indi. Nijeryalı Süper Star, takımının maç boyu attığı 11'i isabetli 23 şutun 9'unu atmış ve 7'sinde isabet bularak 2 gol kaydetmiş. Diğer şutlarını ise kaleci Haykin çelmiş. Gerçekten de Osimhen açısından maçta inanılmaz bir istatistik ortaya çıkarken, kendisine eşlik eden futbolcular ise Sane ile Lemina'ydı. 

Haberin Devamı

Sane, Lemina ve Torreria parladılar

Sane hafta sonu ligde oynanan Başakşehir maçında dün gecenin sinyallerini zaten vermişti. Takıma artık adapte olduğu her halinden belli olan Alman yıldız, olağanüstü bir futbol sergilerken, Lemina da Torreria ile Avrupa'nın en iyi ikili orta sahalarından biri olduğunu Bodo karşısındaki müthiş futboluyla bir kez daha kanıtladı. Zorluk derecesi yüksek maçlarda Torreria-Lemina ikilisi Galatasaray'ın emniyet supapı, bu kesin. Başka formüller macera aramaktan öteye gitmez. 

Bireysel hatalarla pozisyon verildi 

Aslında Galatasaray takım halinde çok iyiydi. Osimhen, Sane ve Lemina dışındakiler arasında küçük nüanslar vardı. Defansta Davinson, Adülkerim, Sallai ve Jakops Şampiyonlar Ligi standardında bir savunma prensibiyle Bodo'ya çok fazla şans tanımadılar. Özellikle Davinson ve Abdülkerim adeta bir çelik kapı, istinat duvarı gibiydiler. Rakibin bulduğu pozisyonlar ise basit bireysel hatalar sonucu geldi. Sınırsız enerjiye sahip Norveç temsilcisiyle aynı şekilde kora kor mücadele eden Sarı-Kırmızılı takımda oyuna sonradan girenler ise her sezon olduğu gibi yine kulübe sorununun gündeme gelmesine sebep oldu 

Icardi kaptanlığın hakkını vermeli

Burada Icardi için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Futboldaki en ağır sakatlıklardan birini yaşayan Arjantinli için eski formunu bulması yaşı itibariyle çok kolay değil. Bunun için elbette kendisinin de çok çaba sarf etmesi gerekiyor. Özel hayatı vs. bu gibi durumlardan artık sıyrılıp kendini işine adaması, koluna taktığı pazubendin hakkını vermesi gerekiyor. Ancak bu konuda pek de özverili olduğunu söylemek zor. Eğer Osimhen'le kendini kıyaslamayacak ve yedek kalmayı sorun etmeyecekse böyle devam etmesinde de bir beis yok aslında!

Taraftarın yaptığı vefasızlıktan ötedir 

Lakin, Nijeryalı'nın olmadığı bir denklemde onun yerini nispeten de olsa doldurması gerekir. Bu konuda maalesef kuşkuluyum. Devre arasında bir üçüncü forvet transferi kesinlikle düşünülmeli. Tabii bu arada bazı akıl ve izandan yoksun taraftar kitlesinin İcardi'yi ıslıklamasının iler tutar tarafı olmadığını da belirtmeden geçemeyeceğim. Şu takımda bir futbolcunun futbolu bırakana kadar sınırsız bir kredisi varsa, o da İcardi'dir. O kendini bilmez taraftarların yaptığı terbiyesizlikten başka bir şey değildir. Vefasızlığı bir yere kadar anlarım da vicdan yoksunluğunu anlamam mümkün değil.  Zaten memleketin şu anda genel itibariyle en büyük sorunu da vicdanların körelmesi değil mi!

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü