Çarşı'dan 'Van' minüte!
Haberin Devamı ›
Taraftarlık, aynı zamanda doğrudan, haktan, adaletten, mazlumdan yana da olmaktır. Depremzedelerin trajedisine kayıtsız kalmayan Beşiktaş tribünlerinden alınacak çok ders var.
Futbolu sadece basit bir oyun olarak değerlendirirseniz, çekirdek çitleyerek takımınızın maçlarını seyredip, evinizin yolunu tutabilirsiniz. Hatta üstüne, şayet tuttuğunuz takım galipse bir de mışıl mışıl uykuya bile dalabilirsiniz. Dünyadan bihaber olmanın en kestirme yollarından biridir böylesi taraftarlık. Oysa taraftarlık, sorumluluk ister, akıl ister, bilinç ister, yürek ister, empati ister, vicdan ister. Sadece takımınızı çılgınca desteklemekle kalmayacaksınız; yeri gelecek sosyal sorumluluğunuzu üstleneceksiniz, yeri gelecek kendinizi rakibinizin yerine koyacaksınız, yeri gelecek düşenlerin elinden tutacaksınız, yeri gelecek ülke gerçeklerine seyirci kalmayacaksınız. Taraftarlığı salt kulüp taraftarlığına indirgerseniz, sığlaşırsınız, manasızlaşırsınız. Taraftarlık aynı zamanda doğrudan, haktan, adaletten, mazlumdan yana da olmaktır.
Dayanışma ruhu
Zemherinin ayazında naylon çadırlarda donarak ölen çocukların trajedisini yüreğinizin derinliklerinde hissetmektir, taraftarlık. Enkaz altından çıkamayanların anısına saf tutmaktır, taraftarlık. Binlerce kilometre ötedeki depremzedeleri unutmamak, unutturmamak, onlarla ülkenin öbür ucundan empati kurmaktır, taraftarlık. Bu toplumun en önemli hasletlerinden biri olan dayanışma ruhunu her daim canlı tutabilmektir, taraftarlık. Gerçek taraftarlık, bütün bunları yapabilecek donanıma ve güce sahip olmak; kısaca insan olmak, insan kalmaktır. O elit taraftarı görebilmek içinse, BJK İnönü Stadı'na yönünüzü çevirmeniz yeterlidir. Çünkü o tribünlerde insan var, insan sıcaklığı var. Ve alınacak çok da ders...